Hızla büyüyen ve gelişen şehirlerimiz, bir dizi sorunu da bünyesinde taşıyor. Olumsuzluklar, en fazla da metropollerde yaşayan gelişim çağındaki çocukları etkiliyor. Yanlış yollara girmeye müsait gençler, kendilerine uzanacak yardım elini bekliyor.
Buna en çarpıcı örnek şampiyon karateci Yücel Gündoğdu'nun hayatı. 12-16 Kasım tarihlerinde Japonya'da gerçekleşen Dünya Karate Şampiyonası'nda takım halinde altın madalya kazanan milli karatecinin hayatıyla ilgili sunduğu kesitler son derece ilgi çekici. İstanbul Esenler'de sorunlu bir mahallede ve kötü arkadaş ortamında büyüyen Gündoğdu, bugünkü düzgün yaşamını spora borçlu olduğunu söylüyor. 20 yaşındaki Gündoğdu, "Hocalarım elimden tutup beni karateci yapmasalardı bugün evden kaçmış bir sokak çocuğu veya eroinman olabilirdim." diyor. Temel eğitimde ve arkadaş ortamında birçok sorun yaşadığını belirten Gündoğdu, çocukluk yıllarını şu şekilde özetliyor: "50 yaşındaki babam makine imalatında çalışıyordu. Annem ev hanımı. 3'ü erkek, 5 kardeşim var. Ben ailenin en yaramaz ve en hareketli çocuğuydum. İlk kez 3 yaşında evden kaçmışım. Allah yardım etmiş de geri dönmüşüm. İlkokuldaki öğretmenim şiddeti çok seven bir kişiliğe sahipti. En küçük haylazlığımda basardı sopayı. Bozuk bir arkadaş ortamım vardı. Doğrusunu kurmak öyle bir ortamda zaten çok zordu."
Kendisi gibi bitmek bilmeyen enerjiye sahip birçok arkadaşıyla çocukken sokaklarda vakit öldürdüğünü anlatan Gündoğdu, "Liseye gittiğimde kendi kendime 'Sen nereye doğru gidiyorsun?' diye zihnimi sorgulamaya başladım. Ve ağabeyimin gittiği karate salonunda spora karşı içimde merak uyandı. Böylece Zeki Uygur hocanın himayesinde karateye başladım. Spora adım attıktan kısa bir süre sonra kimseyle kavga etmemeye başladım. Spor sayesine mahalleden uzaklaşmıştım. Bu yaşıma kadar kafama koyduğum şeyi yapmıştım. Yeter ki aklıma yatsın ve ben onu çok arzulayayım." şeklinde yaşadıklarını paylaşıyor. Milli takım hocası Esad Delihasan'ın yönlendirmesine ve antrenman bilgisine çok şey borçlu olduğunu dile getiren genç sporcu, "2004 yılında bir turnuvada kadroya alınmamıştım. Hocamın tavsiyesiyle açık sıklette kendimden onlarca kilo ağır ve güçlü sporcularla karşılaştım. Ve şampiyon oldum." diyor.
Enerjisini spora ve derslere veren milli karateci, bugün İstanbul Büyükşehir Spor Kulübü'nde yer alıyor, üniversitede okuyor ve 1 dünya, 3 Avrupa şampiyonluğu apoletini taşıyor. Sporun çocuklara ve gençlere çok büyük katkıları olduğunu ısrarla dile getiren Gündoğdu, açıklamalarını şu şekilde sonlandırıyor: "Kötü arkadaş ortamımdan spor sayesinde kurtuldum. Türkiye'yi ve dünyayı spor sayesinde tanıdım. Hatta bugün eski arkadaşlarımdan bazılarını görüyorum. Çoğu yoldan çıkmış. Bazıları eroinman olmuş. Bu durum beni çok üzüyor. Ülkemizde çok yaramaz görünen ve yerinde duramayan birçok çocuk var. Bunlar spora yönlendirilmeli. Hatta bu konuda toplumun her kesimine görev düşüyor. Örneğin medya bu konuda çok kötü."