2006 Dünya Kupası elemelerinde İsviçre ile oynadığımız ve 4-2 kazanmamıza rağmen, Almanya vizesi alamadığımız maç sonrası Fatih Terim'in olayları körüklediği iddialarını Türk spor medyasına damgasını vuran isimlere yorumlattık.
Genel kanı, FIFA Başkanı Sepp Blatter'in zehir zemberek açıklamalarının erkenliğine karşın maçta birtakım yanlışlar yapıldığı ve sorumluların cezasını çekmesi gerektiği yönünde.
İşte spor medyasının ünlü isimlerinin ağzından yorumlar, Kenthaber farkıyla:
Oğuz Tongsir/Digitürk/Lig TV
Başlıca sorumlu Terim'dir
Olayların başlıca müsebibi Fatih Terim'dir. Fatih"in en büyük hatası, hırs ve öfkeyi birbirine karıştırıyor. İsviçreliler bizim milli marşımızı ıslıklamışlarsa, biz de 10 kat daha fazla ıslıklarız olur biter. Ama tekme atmakla, soyunma odasında adam dövmekle sadece dosyamızı kabartırız. Futbol federasyonu kulüplere, 'amigolardan kurtulun' diyor, sonra da amigolara görev verip İsviçre Milli Takımı'nı havalimanında karşılattırıyor. Bunlar yanlıştır. Yarın öbür gün Turkcell Süper Ligi'nde bir olay çıksa ve federasyon da olayı çıkartan kulübe ceza vermeye kalksa, adama gülmezler mi ? Bugün, dünyada tarafsızlığı ile tanınan Le Equipe gazetesinde bir anket var. Ankette, 'Türkiye 2010 Dünya Kupası'na alınmalı mı, alınmamalı mı?' diye soruluyor. Şu ana kadar ankete gelen sonuçlara baktığımızda üzücü bir tablo çıkıyor ortaya. Zira ankete katılanların yüzde 88'i 'alınmasın' cevabı vermiş. Herkes mi bize düşman ? Şapkayı önümüze koyup bunu düşünmeliyiz. Türkiye"nin dünya kupasına alınmamasına gelince; bu gerçekten ağır bir karar olur. Çünkü Heizel faciasında 39 kişi oldüğü zaman, İngiltere kupalardan men edilmişti. Bu maçta adam ölmedi ki. Ancak, ağır bir ceza alacağımız kesin. Ben, 'çelme' olayını tarafsızca veren basın kuruluşlarını kutluyorum. Gazetecilik örneğidir. Bazı şeyleri gizlemenin alemi yok. Madem ki 'biz AB yolundayız' diyorsak, iğneyi kendimize, çuvaldızı ele batırmalı ve şapkayı önümüze koyup düşünmeliyiz. Onur Belge/TSYD Başkanı
Terim özür dilemelidir
Türkiye ve İsviçre arasında yapılan ilk karşılaşma sonrası Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim ve TFF Temsilcisi Davut Dişli’nin yapmış olduğu motivasyon amaçlı açıklamalar Türk halkını provoke etmiştir. Büyük bir hata yapılmıştır. Bu kışkırtmalar halkı germiş gereksiz bir kaos ortamı yaratılmıştır. Şükrü Saraçoğlu’nda yaşanan olayların temelinde bu açıklamalar yatıyor. Maç sonrası olayları başlamasına neden olan Milli Takım hocalarından Mehmet Özdilek olaylar yatıştıktan sonra görevden alınmalı. Fatih Terim’in de hatasını kabul edip, Türk ve İsviçre halklarından özür dilemesi gerekir.
Serhat Ulueren/Star TV Spor Müdürü
İkiz Kuleler örnek olsun
Mehmet Özdilek’in çelme olayının basında manşet olması, bana göre, gereksizdi. Amerika'da iki kule yıkıldı, binlerce kişi öldü, ama dünya basınına en ufak bir malzeme verilmedi. Buradan da şu çıkıyor; demek ki Türkiye’de batıdakinden daha fazla bir demokrasi var. Mehmet’i sorgular, gerekirse görevden de alırsın. Ama bu kol kırılır yen içinde olmalı. Bu olaylarda federasyon da aciz kalmıştır. Fatih federasyondan çok daha güçlüdür. Ama Fatih Terim’in de bana göre en büyük hatası, “Ben hakemler hakkında hiç konuşmadım” deyip, her maçtan sonra hakemler hakkında konuşması. Ancak, özür dilemesini gerektirecek bir durum olmadığını düşünüyorum. Bundan sonra artık Fatih Terim, milli takımla kimlerin kalacağını, kimlerin olamayacağını belirlemeli Gürcan Bilgiç/Sabah
Bu bir Haçlı seferidir
Dünya kupasına gitmek için, saha içinde ve dışında bazı şeyler yapılmayıldı. Tribüne gelecek seyircinin umut taşıması ve agresif olması için dozunda bir gerginlik gerekliydi; bu da başarıldı. Grup maçlarında 7 gol yiyen bir takıma, tek maçta 4 gol birden attık. Çıkan olaylar, bazı birikimlerin sonucu. Kesinlikle doğru değil. Ama tarihi de gözardı edemeyiz. İsviçre bizi eledi. Bunun nedeni bahanelerle değil, ilk maçtaki kötü futbolumuzda yatıyor. Bir şut bile atamadık. Bu nedenle, maçtan sonra FİFA başkanının başlattığı Haçlı seferine önce tek yumruk olup karşılık vermeli, sonra da, bu sonucu yaratan sorumluları cezalandırmalıyız.
Ziya Şengül/Telegol Yorumcusu
Artık haklarımız savunalım
Biz herşeyi abartmaya meraklıyız. Hak aradığımız, karşı tarafın yaptığı agresif hareketleri göstermek istediğimiz zaman bile abartıyoruz. Bana göre, fitilin ilk ateşlenmesi ilk maçta verilmeyen penaltı ve hakem değişikliği ile başladı. Maalesef federasyon burada lobi yapamayıp aciz kaldı. Ben, Fatih Terim’in özür dilemesini doğru bulmuyorum. O zaman tüm sorumluluğu üzerine almış olur. Galatasaray’ın Roma maçını hatırlayın. Sahada futbolcularımız resmen dayak yedi, ardından kendilerine 3 maç ceza verildi ve daha sonra tahkimde bu ceza, 1 maça indirildi. İngiltere’nin Polonyalı futbolculara neler yaptığını bütün dünya gördü. Ama o ülkede kimse çıkıp da, ‘biz hata yaptık, özür diliyoruz’ demedi. Artık gerçekleri görelim. Hep biz mi, centilmen olan ve özür dileyen taraf olacağız? Kazım Kanat/Sabah
Konuş be Erzik!
Ben bunları, bugünkü yazımda da yazdım. Yine aynı şeyleri söylüyorum. Medyada her fotoğrafı dikkatle izledim. Her yazarı en ince ayrıntısına kadar okudum. Sanki herkes İsviçre'ye belge-bilgi ulaştırma çabası içinde. Hele maçı veren TV kanalı. Her şeyi kare kare gösteriyor. Yani Türkiye'yi yakacak bilgi ve belgeleri kendi ellerimizle İsviçre'ye verdik. Yazıklar olsun! Biz böyle yaparsak FİFA Başkanı da haklı duruma gelir. Baksanıza adam, "İsviçreli kimliği ile söylüyorum" diyor. "Ben bizimkilerin tekme attığını görmedim. Türkler tekme attı" diyor. Yanisi şu... FİFA Başkanı Blatter, maçı izleyen UEFA Asbaşkanı Erzik'ten bilgi almadan bu kadar taraflı konuşuyor. İşte o zaman da ben Şenes Erzik'e soruyorum: "Neden ve kimin için susuyorsun Bay Şenes Erzik? Susmak demek, olayları kabul etmek değil midir?" Dahası şu: Şu Belçikalı hakemin başkanı da sen değil misin? Konuş be Erzik!