Adana'nın Kozan ilçesinde kendi imkânlarıyla 35 bin kitap toplayan Yalın Kılıç, babasından kalma evinin eskiden ahır olarak kullanılan kısmını kütüphaneye çevirdi. Kendi adına bir de vakıf kuran Kılıç, 17 yıldır okurlara ve öğrencilere gönüllü hizmet veriyor.
Kitaplardan adım atacak yeri kalmayan Kılıç, binlerce kitabın bir bölümünü, samanlık diye isimlendirdiği yerde kolilerde saklıyor. Şimdi onun tek hayali ilçede adının verileceği bir kütüphanenin kurulması.
Yıllardır, müstakil bir binanın yapımı için mücadele eden Kılıç'a verilen sözler yerine getirilmemiş. Bundan dolayı yerel yöneticilere kırgın ve kızgın. Kılıç, "Bazen gazeteye ilan vererek, kitapları isteyen şehre götüreyim, diye çılgınca bir düşünceye kapılıyorum. Çünkü Kozanlılar kitaplara sahip çıkmadı." diyor.
Yalın Kılıç'ın 'kitap sevgisinin' ilginç bir hikâyesi var. 1941 Kozan doğumlu Kılıç, atıyla köyleri gezen sıtma savaş köy sağlık memurunun oğlu. Kılıç, çocukluk yıllarında ilk defa atlarının bağlı olduğu ahırın küçük odasında bekleyen kitaplarla tanışır. İlkokulu okuduğu Kozan'da devamlı 'Kitaplık Kolu Sorumlusu' seçilen Yalın Kılıç, babaannesinin "Oku oğlum, oku. Okumayanı adam yerine koymazlar." uyarısı ve Türkçe öğretmenlerinin teşvikiyle okuma sevgisini o yıllarda kazanır. Ziraat Yüksek Mühendisi Kılıç, üniversitede okurken ilçeye her gelişinde çevreden evlerine gelen çocukların ödevlerine yardım eder.
Daha sonra devlet memuru olarak Tarım ve Köyişleri ile Orman Bakanlığı'nda değişik görevlerde bulunan Kılıç, öğrencilerin ihtiyaçlarını da göz önüne alarak her seferinde Kozan'a çuval dolusu kitaplarla gelir. Gönüllü olarak okurlara verdiği hizmetin fark edilmesi ve çevreden destek görmesi Kılıç'a herkesin yararlanabileceği düzenli bir kütüphane kurma fikrini verir. Ancak ilk başta işe nereden başlayacağını bilemez. Yıl 1990... Günlerce biriktirdiği kitaplarına kütüphane olabilecek bir yer arayan Kılıç, arayışlarına rağmen istediği mekânı bir türlü bulamaz. Maddî durumu herhangi bir binayı kiralamaya müsait olmayan Yalın Bey, Cumhuriyet Mahallesi'nde geçmişte babasının ahır olarak kullandığı ve atlarının ölümünden sonra boş kalan evlerinin alt katını kütüphane şeklinde düzenlemeye karar verir.
Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere illerdeki kitap fuarlarını gezen ve yayınevlerine başvuran Yalın Bey, bağışlanan eserleri evinin altındaki mekânda yaptırdığı tahta raflara yerleştirir. O günlere ait duygularını, "İçimdeki sevinç ve azim tüm engelleri aşacağımı müjdeliyordu." ifadeleriyle dışa vuran Kılıç, doğum yeri Kozan'da hayırlı bir hizmete öncülük etmenin mutluluğunu yaşar. Zengin tarihi geçmişe ve doğal güzelliklere sahip kente karşı borcunu kendi adını taşıyan 'Halk Okur Evi'nin kurulması için ilk adımı atan Kılıç, büyük bir ilgiyle karşılaşır. Öğrencilerin üzerinde ödev yapması için Orman İşletmesi'nden piknik masaları da temin eden Kılıç, öğrencilere ve araştırma yapmak isteyenlere senelerce kapılarını açar. Hiçbir maddî kazanç düşünmeden haftada ortalama 400 kitap ödünç veren Kılıç, kuruluş aşamasında UNICEF'ten kitap bağışı alarak, örnek bir çalışma sergiler. Bu sürede bir taftan okur evini geliştirmeye çalışan Kılıç, diğer yandan Kozan Feke ve İmamoğlu ilçelerinde değişik ilköğretim okullarında kitap, araç–gereç gereksinimlerini karşılamaya yardımcı olur.
Görev yeri Ankara'da otobüs bagajlarından Kozan'a kolilerle kitap getiren Kılıç, yükün ağırlığından kimi zaman sürücü ve muavinlerle kavga eder. Bazen kargo firmalarına başvuran Yalın Bey, en son 30 koli kitabı ilçeye taşır. 1996'da emekliye ayrılan Kılıç, labirent şeklinde, uzun boylu bir insanın başının değebileceği yükseklikteki kütüphanesine ünlü şair ve yazarların fotoğraflarını yerleştirir. Ayrıca Kozan yöresinin tarihî yerlerini anlatan belgelerle, antik eserler ve çocuklar için bazı müzik aletleriyle mekâna otantik bir hava katar. Küçük, ahşap bir kapıdan girilen narenciye bahçesi içindeki sanat evi, çıkrık, eski el sanatları eşyaları, kuş yuvaları ile tatlı bir ortam oluşturur. İki katlı evin girişine asılan "Kitap en iyi arkadaş. Oku, okut; okumak asil bir davranıştır. Kitapları alıp da getirmeyenin ağzına acı biber sürerim. Kuşlara ve ağaçlara özgürlük. Silah yerine kalem." şeklindeki levhalarla çevreyi süsler.
Kozan'da da çocukların kuşlara ve fidanlara zarar vermemesi için 'Sapanlara tutsaklık, kuşlara ve ağaçlara özgürlük' adında bir kampanya başlatır. Kılıç, elindeki sapanı getiren çocuğa üç kitap hediye eder. Ayrıca okuma günleri düzenler. Üniversiteye hazırlanan gençlere kaynak kitaplar temin eder. Köprübaşı semtindeki bir kıraathanede kitaplık köşesi açar. Yazın nüfusu artan Horzum Yaylası'na 700 kitap kapasiteli bir kitaplık kurar. Ancak bina sahipleri kitaplık yerini elinden alınca Yalın Bey, yüzlerce kişinin yararlandığı bu yeri kapatmak zorunda kalır. Bütün bu gayretlerinden değişik kurum ve kuruluşlardan çok sayıda plaket, teşekkür ve takdir yazısı alan Kılıç, TRT de dahil farklı yerel ve ulusal düzeydeki televizyon ile gazetelere haber konusu olur. Gün gelir içeride kitaplardan adım atacak yer kalmayınca daha geniş bir kütüphane projesi için 1997'de vakıf kuran Kılıç, o gün bugündür bu fikrini hayata geçirmek için mücadele veriyor. Geride kalan 17 yılda yurtiçi ve dışında tanınmış birçok belediye başkanı, vali, kaymakam, yazar ve siyasi parti genel başkanı Yalın Bey'i yerinde ziyaret etmiş. Gelen–giden yöneticilerin müstakil bir kütüphane için verdikleri sözleri yerine getirilmeyince Kılıç, gönüllü olarak yürüttüğü bu işten soğumuş.
68 yaşındaki Kılıç'ın halen bir ayağı Ankara'da, bir ayağı Kozan'da. İlgi ve zaman isteyen uğraşın ağırlığından faaliyetlerini eskiye göre azaltan Kılıç, topladığı 35 bin kitabın 'kıymet bilmezlerin elinde' zayi olup gitmesinden çekiniyor. Kılıç, "En büyük korkum, bir gün kitapların çarçur edilmesidir. Resmî veya özel bir firma fark etmez. Tek beklentim bu hazineye uygun bir binanın yapılmasıdır. İsmimin oraya konulup konulmaması çok önemli değil. Fakat bu kadar emeğe karşılık, bu centilmenliği gösterirlerse de mutlu olurum. Bu da çok insanî ve normal bir arzudur." diye konuşuyor.
Her türlü kitabın yer aldığı kütüphanenin adeta bir 'dokümantasyon merkezini' andırdığını aktaran Kılıç, Çukurova Üniversitesi'nden çok sayıda öğrencinin yıl sonu ödevlerini yapmak için buraya geldiklerini söylüyor.