İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Adana'daki ziyaretlerinin son durağında "Demokratik Açılım Konferansına" katıldı.
Bakan Atalay, "Uluslararası alanda ayağımızda iki pranga var. Bunlardan biri Ermeni Diasporası, ikincisi PKK'dır. Önümüze hep bunlar çıkıyor. Ve biz hükümet olarak Türkiye'nin önünü açmak için, Türkiye'yi daha da büyütmek için bu iki sorunu çözmeye karar verdik" dedi.
Sınırdaki yargılamaya yönelik eleştirileri değerlendiren İçişleri Bakanı Atalay, "Diyarbakır Valisi, 'Diyarbakır'ın konumunu biliyorsunuz. Oradan buraya araçla getirilmeleri ve burada sorgulanması güvenlik açısından daha da sorunlu olabilir. Bunların gümrük kapısında sorgulanması mümkünse daha uygun olur' diyor. Bu yazıyı Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı'na yazıyor. Cumhuriyet Başsavcısı da uygun buluyor ve yardımcılarından birkaç tanesini orada görevlendiriyor. Orası da onun bölgesi. Oradaki terörle ilgili konulara Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı bakıyor. Hakim gitmiş değildir. Hakim Silopi'nin hakimidir. Ve orada müstakil bir binada sorguları yapılıyor. Her şeyi abartıyorlar. DTP bu süreci tahrip etmiştir. Yanlış yaptılar. Ve bir daha bunları kimse aklından geçirmesin. Ve gelişleri durdurduk. Ama tekrar başlayacak. Özellikle Mahmur ağırlıklı gelişler tekrar başlayacak. Kamp ağırlıklı gelişler bayramdan sonra yine devam edecek. Ve bizim bu konulardaki çalışmalarımız devam edecek. Türkiye bütün bu sorunları kendi içinde çözen bir ülke olacak. Dışarıdan gelme gibi söylemlerden utanıyorum. Türkiye'yi bu kadar küçültenlere kızıyorum" şeklinde konuştu.
"Uluslar arası alanda ayağımızda iki pranga var" diyen Bakan Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Daima her yerde, her dış faaliyette, her uluslararası platformda önümüze çıkar. Ve dışarıda Türkiye aleyhine lobiler yaparlar. Bunlardan birisi Ermeni diasporasının çalışmasıdır. İkincisi PKK terör örgütü ve o irtibatlı çalışmalardır. Türkiye aleyhinde dünyada 'Türkiye'de soykırım yapılmıştır' gibi sürekli olumsuz çalışma yaparlar. Parlamentolar da soykırım kararları çıkarırlar. Bazı konularda o ülkeler Türkiye'ye 'Bakın öyle şeyler var ama biz de soykırımla ilgili kararı çıkartabiliriz' diyorlar. Son olarak Çin'in Uygur-Sincan Bölgesi'ndeki o katliamdan sonra Türkiye biraz daha müdahil oldu. Çin yönetimi bize, 'Bakın bizden de talep var. PKK temsilcilik, büro açmak istiyor. Ona izin vermiyoruz' dedi. Önümüze hep bunlar çıkıyor. Ve biz hükümet olarak Türkiye'nin önünü açmak için, Türkiye'yi daha da büyütmek için bu iki sorunu çözmeye karar verdik."
PKK'lıların teslim sürecindeki rahatsızlığını da dile getiren Bakan Beşir Atalay, "Yaşananları önlemek için güvenlik önlemi dışında bütün şeyleri denedik. DTP'nin genel başkanıyla da görüştük; 'bu süreci sabote etmeyin' dedik, ama 'biz de engelleyemedik' dediler. O görüntüleri onaylamıyoruz. Bundan sonra o görüntüler olmayacak. O öyle planlanmış bir şey değildir. Bize, 'Terör örgütüyle, terörist başıyla müzakere ediyorlar' diyorlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'na da aynı şeyleri söylüyorlar. Biz
Türkiye Cumhuriyeti Hükümetiyiz, devletiyiz. Bizim bir planımız var. Demokratik açılım programımız var. Biz onu yürütüyoruz. Bizim muhatabımız milletimiz ve Meclis'tir (TBMM). Onun dışında kimseyi muhatap almadık, almayız. Kuzey Irak'ta o toprakta yaşayamayacaklar. Gelin teslim olun diyoruz" ifadelerini kullandı.