150 sokak çocuğuna meslek eğitimi

Adana'da, Yeşilbağlar Mahalle Muhtarlığı tarafından sokak çocuklarının eğitime kazandırılması amacıyla başlatılan AB destekli "Çocukların Elleri Nasır Tutmasın, Hakları Unutulmasın" projesi kapsamında 150 sokak çocuğuna eğitim verildiği bildirildi.

Yeşilbağlar Mahalle Muhtarlığı, Avrupa Birliği'ne Uyum Gelişim Kültür ve Çağdaş Yaşam Derneği (EURODER) ile Yeşilbağlar Mahallesi Yardımlaşma, Dayanışma ve Kültür Derneği'nin ortak çalışmaları ile hazırlanan ve AB tarafından finanse edilen "Çocukların Elleri Nasır Tutmasın, Hakları Unutulmasın" projesi başladı. Proje Koordinatörü Ümit Demir, çocuk işçiliği alanında çözümün ceza ile değil, yatırım ve hizmet götürülerek çözümlenebileceğini belirterek, "Şu ana kadar Yeşilbağlar Mahallesi'nde 231 ev gezilerek 150 çocuğa ulaşıldı" dedi.

AB'nin Katılım Öncesi Süreçte Sivil Toplumun Güçlendirilmesi kapsamında STK Hibe Programı olarak yönettiği ve "Çocukların Elleri Nasır Tutmasın, Hakları Unutulmasın" isimli proje kapsamında Adana ili Yeşilbağlar mahallesinde çocuk işçiliğinin sonuçlarının, toplumsal etkileri ve zorla çocuk çalıştırmanın önlenmesi konusunda duyarlılık geliştirilmeye çalışıldığını vurguladı.

Yeşilbağlar Mahalle Muhtarı Ahmet Kırtay ise çocuk işçiliği alanında çözümün ceza ile değil, yatırım ve hizmet götürülerek çözümlenebileceğini söyleyerek, "Adana ilinde ve Yeşilbağlar mahallemizde sokaklarda, tarlada çalışan çocuk sayısının hızla artmasına yol açan başlıca nedenlerden biri, kırdan kente hızlı göç olgusudur. Aileler tarımsal işlerin güçlüklerinden kurtularak kentlere, çoğu kez olmayan ekonomik fırsatlar için göç etmektedirler. Geldikleri kentlerde yoksulluğa gömülen aileler, gelir
için çocuklarını çalıştırmakta ya da tamamen kendi hallerine bırakmaktadırlar. Çocuk işçiliğinin bu biçiminin daha az görünür nedenlerinden biri de ülkemizde son zamanlarda yükselişe geçen tüketimciliktir. Toplumun bütün kesimlerinde yeni tüketim maddeleri için talep yaratılmaktadır. Bu maddelere sahip olmak, özellikle zenginleşmiş kesimler söz konusu olduğunda sosyal statü sembolü olarak özellikle önem kazanmaktadır" diye konuştu.

Kırtay, toplum tarafından kabullenilme ve kendilerine değer verilmesi konularında daha duyarlı olan büyük yaşlardaki çocukların ve ergenlerin pahalı ya da moda tüketim maddelerine daha büyük ilgi duyduğunu, böylece çocukların ve gençlerin, diğer alanlara göre daha rahat para kazanabileceklerini düşündükleri işlere, sokaklarda yapılan işlere yöneldiğini kaydetti.

Sokaklarda ve tarlalarda çalışan çocuklara yönelik endişeler de son yıllarda artığını, buna yol açan, hem bu çocukların sayılarının gözle görülür biçimde artmasının, hem de bu olguya ilişkin daha fazla bilgi edinilmesi olduğuna dikkat çeken Kırtay şunları kaydetti: "Sorunun boyutlarını tam olarak ortaya koymak ve kesin rakamlar imkansızdır. Ancak, bu çocukların lokantalar, barlar, parklar gibi her yerde görülebilmesi, sorunun önemine ve giderek büyümekte olduğuna yeterli kanıttır. Mahallemizde çalışan çocuk sorunu nüfus artışı, yoksulluk, işsizlik, düşük eğitim düzeyi ve çarpık kentleşme gibi az gelişmişlik kriterleriyle ilişkilidir. Sanayileşme sürecini henüz tamamlayamamış, nüfus artış hızı yüksek, dolayısıyla nüfus yapısı genç olan Adana ilinde ailelerin eğitime yaklaşımı çoğunlukla fakirliğin zorlayıcı baskısı altındadır. Sorun ayrıca eğitimin kalitesine ve eğitime olan güvensizliğe de dayanmaktadır. Özellikle Adana gibi çok farklı endüstriyel sektörlerin barındığı yerde eğitim sisteminin üretim sistemine uyumsuz olması, eğitimin geleceğin işsizlerini yaratmakta olduğunu düşündürmektedir. Sonuç olarak çocukları çalışma hayatına iten bu olumsuz ekonomik ve sosyal yapı içinde çocuk işçiliğinin tamamen ortadan kalkması, mahallemizdeki herkesin kabul
ettiği bir durumdur. Ancak, mahallemizin sahip olduğu sosyal, ekonomik ve kültürel yapı özellikleri nedeniyle, çaba ve çalışmalar, yavaş ama sağlıklı bir şekilde ilerlemektedir."

Türkiye'de çocuk işçiliği konusunda istismarı önleyici, koruyucu yasal düzenlemelerin yeterli olduğunu belirten Kırtay, "Organize sektörde yok denecek kadar az olan çocuk işçiliği yasal sınırlar içinde eğitim maksatlı iken, sosyo-ekonomik yapının bir sonucu olarak kırsal alanlarda ve tarım işçiliğinde çocuk istihdamı bulunmaktadır. Ayrıca, köyden kente göç olgusunun sonucu olarak küçük işyerleri ile kayıtdışı işyerlerinde çocuk çalıştırıldığı bilinmektedir. Dolayısıyla, çocuk işçiliği gerekçesiyle getirilebilecek önlemlerin başta aileler olmak üzere tüm ekonomiyi olumsuz etkilemesinin ne denli yanlış olacağı da ortadadır. Çocukların çalışması her ailenin kendi sosyo-kültürel ve ekonomik yapısına göre farklılık göstermektedir. Fakirliğin sonucu ve nedeni olan çocuk işçiliği, ancak makroekonomik ve sosyal sorunların çözümlenmesiyle ortadan kalkabilecektir. Sorunun kaynaklarına ve bütününe yönelik tedbirler alınmadan sadece çocuk işçiliğine yönelik yasal düzenlemeler yapılması sorunun çözümüne
katkıda bulunmayacaktır" dedi.