AK Parti Adana Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, mal beyanını açıklayarak, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak'tan da mal beyanını açıklamasını istedi.
Fırat, Seyhan Oteli'nde düzenlediği basın toplantısında, mal beyanını açıkladı. Fırat, milletvekili seçildiği 1999 yılında verdiği mal beyanı ile bugünkü serveti arasında otomobili dışında bir değişiklik olmadığını söyledi.
Fırat, "Bugün tarihi itibariyle, söz konumsu otomobil dışında, Mersin'in Adanalıoğlu beldesinde 365 dekar narenciye bahçem, Mersin Menderes Bulvarında 95 metre kare konut, İstiklal Caddesinde 45 metre karelik eskiden avukatlık bürosu olarak kullandığım ve şu an kapalı olan, Adıyaman'ın Kahta ilçesinde babamdan kalan 120 dönümlük arazinin 10 parseli var. Onun dışında bankada 70 bin TL ve 20 bin dolarım var. Eşimin üzerine ise hiç bir mal varlığı ve ziynet kayıtlı değil" dedi.
Bütün iddiaların hukuk çerçevesinde çereyan etmesi gerektiğinin altını çizen Fırat, "Bunlar etik kurallardır, hukuk kurallarıdır. Hukukun iki tane temel prensibi vardır, birisi masumiyet prensibidir. Her insan masum sayılır aksi ispat edilene kadar. İkincisi de her kişi üçüncü şahsa karşı söylemiş olduğu her iddiayı ispat etmekle mükelleftir. Sadece söz söyleyerek şu şöyledir demek etiğe, hukuka aykırıdır. Hiçbir şekilde insanların kendilerinin masum olduğunu ispat külfeti karşıya yüklenemez. Bir iddianız varsa bunun belgelerini ortaya koyarsınız, karşınızdan bunun aksini ispat etmesini istersiniz. Bir delile dayanmadan, sadece sözle birilerini itham ediyorsanız, bunun Türkçe karşılığı iftiradır. İftira atana da müfteri derler. İftira etik konusunda çok ağır bir suçlamadır. Çünkü etik ve hukuk kuralları herkese lazımdır. Bir gün onun şemsiyesi altına girmek durumunda kalırsınız. Bu kuralları ihlal ediyorsanız, bir süre sonra bu kurallardan istifade edeceğim dediğinizde ondan istifade ortadan kalkmış olur" diye konuştu.
"Demokrasinin olmazsa olmazlarından birisi seçilmişlerin belli bir süre sonra halkın karşısına çıkarak, o emaneti aldıkları sürenin sonunda neler yaptıklarını, o vekalete ne kadar sadık kaldıklarını halka açıklamak mecburiyetindedir" diyen Fırat, "Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Ve bu seçim süreci içerisinde de herkesin ahlaki kurallara, etik kurallarına ve hukuk kurallarına uygun davranmak mecburiyeti vardır. Seçimde her şey mübahtır, at iftirayı karşı taraf ispatlasın ve bunun üstünden netice alalım düşüncesini tasvip etmek mümkün değildir. Bu demokratik yarışı kirletir; bu insanların özgür vicdanına ve aklına uygun karar almasını etkiler" şeklinde konuştu.
Son günlerde 29 Mart seçimleri nedeniyle Adana'da da yapılan yerel yönetimler yarışında bu kuralların sık sık ihlal edildiğini görmeklerini vurgulayan Fırat, şunları söyledi:
"Halkın vekaletine talip olanların yasada gösterilen kuralların bazı istisnalarının içerisine girme mecburiyeti vardır. Siyasi erki kullanan, halk adına güç kullanan insanların bu gücü kendi lehlerine zenginleşmeleri yönünde kullanmadıklarını halka açık ve net bir şekilde belirtmek durumundadır. Bizim de yasalarımız içerisinde görev almış siyasiler dahil olmak üzere bürokratlara ve diğer bazı kesimlere bir mecburiyet yüklenmiştir. Bunun adına mal beyanı diyoruz. Bizler göreve başlarken devlete karşı mal beyanında bulunuruz. Bu mal beyanları gizlidir, bir zarf içerisinde saklanır. Ancak bir mahkeme kararıyla veya bir soruşturma nedeniyle ancak yetkili makamlar tarafından görülebilme imkanına sahiptir. Bence bunun bir istisnası olması lazım. Onlar da siyasilerdir. Biz siyasiler o gizlilik kararının dışında olmamız lazım. Çünkü biz 4 yılda, 5 yılda bir halkın karşısına geçip bize verilen vekaletin yenilenmesini talep ediyoruz. 'Yasa bunu emrediyor, bunlar gizlidir, kimsenin açıklama hakkı yoktur' deme gibi bir lükse sahip değiliz. Eğer bunda bir çekincemiz var ise o zaman yapmamız gereken siyaset hayatından çekilip, özel hayata geçmektir. O zaman bir mal beyanı mecburiyeti de yoktur. Kimse suç teşkil etmiyorsa, sizden bunun hesabını sormak gibi bir hakka sahip değildir."
Uzun süre siyasi olarak kamu yetkisi kullanan insanlar hakkında giderek artan dedikodular olduğunu vurgulayan Fırat, "Bu iddialar aksi ispat edilene kadar, belgelerle bunun böyle olmadığını halka göstermediğiniz sürece dalga dalga yayılır ve kökleşir. Siyasiler bundan genellikle şikayet ederler ve bunlardan birisi de 20 yıldır Adana'yı yöneten ve 5 yıl daha Adanalı'nın vekaletini isteyen Sayın Aytaç Durak Bey'dir. Sayın Durak daha önceki seçimlerde yine bu konuda kendisine yöneltilen suçlamalara, 'günahımı alıyorlar' diye cevap vermiştir. Benim biraz önce söylediğim kurallara uymamak, insanları özellikle siyasileri müşgül durumda bırakıyor. Bu giderek dalga dalga da halk arasında beyinlerde yer ediyor" dedi.
Yalnız belediye başkanlarının değil, siyasette olan herkesin bu kurallara uyması gerektiğine işaret eden Fırat, "Dürüst olacak, ama kesinlikle yalan söylemeyecek, iftira etmeyecek. Zaten semavi dinlerin temellerinden birisi de budur. 20 yıllık belediye başkanlığı süresince bu kadar yoğun belki de haksız itham edilen Sayın Durak'ın bunlara bir son vermesi kanısındayım. Bunun en güzel, en kolay yolu da mal beyanıdır. Sayın Durak, belediye başkanlığına başladığı tarihteki servet beyanı ile bugun itibarı ile servet beyanını açıkladığı takdirde bu söylemlerin hepsi üzerinden kalkacaktır, pırıl pırıl bir insan olacaktır. Ve bu süreç içerisindeki eğer bir zenginleşmesi varsa ki o zenginleşmenin kaynağı servet beyanı formatı içerisinde takip edilmesi mümkündür. Siyasi rakiplerinin ağızları ebede kadar kapanacaktır" diye konuştu.
AK Parti Adana Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, Çatalan suyunun şişelenerek satılmasının yönetmeliğe aykırı olduğu iddiasını yineleyerek, metronun elektriğini kestirdiği iddialarının da gerçeği yansıtmadığını ifade etti.