Irak'ta 2,5 yıl önce düşen uçakta hayatını kaybeden 35 kişiden biri olan Ramazan Altıkulaç'ın 14 yaşındaki oğlu Hamza, cenazesi bulunamayan babasının ardından gözyaşı döküyor.
Oğlu Hamza Altıkulaç'a daha iyi bir gelecek hazırlamak için 9 Ocak 2007 tarihinde çalışmak üzere Irak'a gitmek için yola çıkan Ramazan Altıkulaç'ın bindiği uçak 35 yolcusuyla birlikte Bağdat yakınlarında düştü. Kazada hayatını kaybeden bütün yolcuların cesetleri ailelerine teslim edilirken, Altıkulaç'ın cenazesi ise kayıplara karıştı.
Altıkulaç'ın oğlu Hamza Altıkulaç, babasız üçüncü Babalar Günü'nü geçirmeye hazırlanıyor. Oğul Altıkulaç babasız Babalar Günü geçirmenin çok acı olduğunu söyledi. Babası Irak'a gitmeden önce her zaman Babalar Günü'nü birlikte kutladıklarını, ona hediyeler aldığını belirten Altıkulaç, "Babama en son hediye olarak mendil almıştım. Babam beni çok severdi. Babalar gününde beni alır gezdirirdi. Ancak şimdi babama ne hediye alabiliyorum ne de babam beni gezdirebiliyor. Herkes babasıyla gidiyor geziyor.
Babasına hediye alıyor. Ama ben Babalar Günü'nde eve kapanmak zorunda kalıyorum. Çünkü benim babamı ziyaret edebileceğim bir baba mezarı bile yok. Çok üzülüyorum. Herkes babasına hediye veriyor. Ben Babalar Günü'nü evde tek başıma acılar içinde geçiriyorum" dedi.
Babasının sağ olması durumunda ona hediye olarak saat almayı düşündüğünü söyleyen Altıkulaç, şunları kaydetti:
"Babam yaşasaydı ona saat almak isterdim çünkü zamanı durdurmak istiyorum. Onun Irak'a gitmesine engel olmak için zamanı 9 Ocak 2007'ye götürmek istiyorum. O zaman babam yanımda olurdu. Ben de babasız kalmamış olurdum. O zaman da babama, 'Gitme, beni yalnız bırakma' derdim ama gitti. Beni yalnız bıraktı. Gitti ve bir daha ne ölüsü ne dirisi geldi."
En son Irak'a giderken kendisini öptüğünü ve çok sevdiğini söyleyen Altıkulaç, "Yanında beni de götürmesini istedim ama götürmedi. Onu Babalar Günü'nde öpmek istiyorum. Yanında yatmak istiyorum. Şimdi çıkıp gelse onu doyasıya öperdim, onunla beraber yatardım. Onu hiç bırakmazdım. Babamın yokluğunu bir de bayramlarda hissediyorum. Herkes babasının elini öperken ben el öpecek kimseyi bulamıyorum" diye konuştu.
Yetkililere seslenen Altıkulaç, babasızlığı kimsenin bilemeyeceğini, her gece babasını rüyasında gördüğünü vurgulayarak, "Aradan 2 yıl geçti, ne olur artık babamı bulun. Onun mezarına bile razıyım. Yeter ki babamdan bir şey olsun" dedi.
Anne Ayşe Altıkulaç ise eşinin çocuğunun geleceği için Irak'a çalışmaya gittiğini anlatarak, "Eşim çocuğu için gitti ama bir daha dönmedi. Şimdi Babalar Günü ama oğlumun babası yok. Bana soruyor, 'Anne ben kime hediye alacağım, kimin elini öpeceğim?' diye. Kelimeler boğazımda düğümlenip kalıyor. Oğlumu amcalarının, dayılarının yanına gönderiyorum ama baba gibi olmuyor" dedi.
Eşinin, karşı çıkmasına rağmen oğlu için Irak'a gittiğini ifade eden Altıkulaç şöyle devam etti:
"Eşimin öldüğüne inanmıyoruz. Çünkü eşim çalışmaya gitti, geriye ne ölüsü geldi ne de dirisi. O sürekli çalışmaya yurt dışına gittiği için ben sanki uzun bir süre gitti gelmedi sanıyorum. Kendimi böyle avutuyorum. Çünkü onun hem ölmesine hem de cenazesinin olmamasına dayanamıyorum. Eşim sanki bir gün gelecekmiş gibi."
Eşinin bir mezarının olmasını istediklerini vurgulayan anne Altıkulaç, "Kimse bize yardımcı olmadı. 35 kişi öldü, sadece bizim cenaze bulunmadı. Yetkililere başvurduk ama kimseden bize cevap gelmedi. Artık kocamın bulunmasını istiyorum. Babalar Günü geldi, sadece üzülüp ağlıyoruz. Herkes eğlenirken ben evde Yasin okutacağım" diyerek gözyaşlarına boğuldu.