22
Aralık
2024
Pazar
ADANA

Bahçeli Adana'da

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Adana mitinginde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yüklenerek, "Ya bilgisizsin, bilgin olmadığı için yalan konuşuyorsun veyahut da danışmanların seni yanlış bilgilendirerek seni halkın gözünden düşürmeye çalışıyor" dedi.

Bahçeli, partisinin il teşkilatınca Uğur Mumcu Meydanı'nda düzenlenen mitingde halka hitap etti. Bahçeli, bugün mahalli idareler seçimlerinin çok daha büyük önem ve anlam kazandığını belirterek, "Çünkü ülkemizin karşı karşıya bulunduğu iç ve dış tehditler, yoğun sosyal, ekonomik ve siyasi krizler, bu seçimlere bu farklılığı getirmektedir. Onun için bu seçimler sadece belediye başkanı, il genel meclisi seçimi olmaktan çıkıyor, aynı zamanda milletimizin geleceğinin yol haritasının da kilometre taşını
oluşturuyor. O bakımdan bu seçimi millet olarak önemsemeliyiz, siyasi partiler olarak ciddiye almalıyız. Seçim sonuçları üzerinde herhangi bir tartışmaya meydan vermemek, seçilenin meşruiyetini tartışmaya açmamak için birinci görevimiz sandığa gitmek olmalıdır. Hangi partiden olursak olalım, sandığa koşarak gitmeliyiz. Ancak bu da yetmemektedir, sandığa giderken demokratik denetim hakkımızı kullanmak için, yöneticilere uyarıda bulunmak için millet iradesi olarak bir görevi daha yerine getirmeliyiz. Bunu yaparken geçmiş dönemleri hatırlayarak, ülkedeki siyasi ve sosyal olayları tekrar gözden geçirerek, alınmış kararları yorumlayarak, vaat edilmişlerin ne kadarının gerçekleştirildiğini tespit ederek sandığa gitmeliyiz. Vicdanımızın sesini duyduğumuz tercihimizi ortaya koymamızda ülkemiz açısından yarar olacağı kanaatindeyiz. Onun için ülke senin, Adana senin diyoruz. Ülken için, Adana için karar senin olsun" diye konuştu.

Bugünkü zihniyetin 6 yıl 4 aydan bu yana ülkeyi yönettiğini, bu yönetim döneminde başarılı oldukları alanların mutlaka bulunduğunu ifade eden Bahçeli, şunları söyledi:
"Ama parti programında, seçim beyannamelerinde vaat edilenlerin birçoğunun yerine getirilmediği, ülkemizin kötü bir yönetimle karşı karşıya olduğu bir gerçektir. Bugün AK Parti yönetimiyle bazı gelişmeler olmuştur Türkiye'de. Bunlardan birincisi Türkiye bir gerilim stratejisiyle cephelere, kamplara, çatışma, kavga ve kaos ortamına sürüklenmek istenmektedir. Bunun bilerek yapıldığı kanaatinde olduğumu açıkça ifade etmek istiyorum. Çünkü hiçbir siyasi partiye nasip olmayan bir sayısal çoğunlukla, Meclis'teki milletvekili sayısı anayasayı değiştirme imkanına sahipken, tek başına iktidar olma özelliğini taşımış bir siyasi hareket bu necip milletimize ne vaat etmişse bunları gerçekleştirmek için her türlü imkan ve fırsatı yakalamışken, bunları gerçekleştirmeyip, Türkiye'yi inanç temelinde ayrışmaya, etnik temelinde bölünmeye, mezhep temelinde dışlamaya, devlet kurumları tarafında ise sinsice bir gerginliğe sebebiyet verebilecek hatalar üzerine hatalar işlemesinin izahını yapmak oldukça zordur. O
sebepten dolayı bu seçimlerde bu mücadele zihniyetine karşı bir uyarı görevini yerine getirmek, bugünkü AK Parti zihniyetine millet iradesiyle bir ders vermek, önümüzdeki pazar günü sizlerin ortaya koyacağı temel tercihlerle belirlenmiş olacaktır."

"BAŞBAKAN GERÇEKLERİ KONUŞMUYOR"
Ülkenin bu kadar yoğun sosyal, ekonomik ve siyasi problemleri varken, milli devlet, üniter yapı, ülkenin toprak bütünlüğü tehdit altına alınmışken, Başbakan'ın karşılaşılacak büyük ekonomik krizin farkında olmasına rağmen seçim meydanlarını fırsat bilerek Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı bu köklü ve derinleşen bunalımdan çıkış yolları hakkında milleti bilgilendirme niyetinde olmadığını savunan Bahçeli, "Sayın Başbakan çok ili ziyaret etmekten, bazı liderlerin bazı illere hiç gidemediğinden söz ederek, sanki açık hava mitingleri dolayısıyla bir üstünlüğün sağlandığı kanaatini yaymaya çalışıyor. Devletin iki uçağı var, birisi Ata uçağı, birisi Ana uçağı. Hangisi müsaitse Sayın Başbakan ona biniyor. Miting yapacağı ile doğru Ankara'dan hareket ediyor. Ama bu arada karayoluyla Başbakanlık'ta ne kadar makam arabası varsa orada 'subhaneke tespihi' gibi diziliyor. Sonra Cumhuriyet otobüsü geliyor Başbakanlığa ait. Ona biniyor, şehre bir Davos fatihi gibi, bir Ortadoğu eşbaşkanı gibi, bir son padişah gibi, son iki günde de son halife olarak gidiyor. TOKİ de konut yapma amacıyla Başbakanlık'ta oluşturulmuş bir kurum olmakla yetinmiyor, bu seçim döneminde Sayın Başbakan'ın açık hava toplantılarında kürsü yapma görevini üstleniyor. İşte o gördüğünüz kırmızı halıları, arkadan kapılı girişleri hazırlayan, ev yapacak olan TOKİ, kürsü yapıyor. Kırmızı halıya Sayın Başbakan çıkıyor, bir o tarafa volta atıyor, bir o tarafa volta atıyor. Sol tarafa volta atarsa CHP'ye çatıyor, sağ tarafa volta atarsa MHP'ye çatıyor. Sayın Başbakan bunu yaparken gerçekleri konuşmuyor. İftira ediyor. Hakaret ediyor. Bazı davranışlarıyla herkesi küçümsüyor. Bir çiftçiye 'al ananı git' diyen Başbakan, memuru azarlayan Başbakan, birçok kurum arasında sinsice gerilim yaratan Başbakan, yandaş basını koruyan, karşı basın diye zannettiklerini baskı altına almaya çalışan Başbakan kürsüde konudeli, şunları söyledi:
"Ama parti programınşurken siyaseti kirlettiğinin farkında değil, siyaseti çirkefleştirdiğinin farkında değil, siyasi üslubu çirkinleştirdiğinin farkında değil, devamlı konuşuyor. Hiç de bir siyasi parti genel başkanına, özellikle başbakana yakışan bir üslupla konuşmuyor. Ama Başbakan'ın bu üslubuna, biz MHP olarak kulak vermiyoruz, tasvip de etmiyoruz. Ancak haksız yere, yalan ve saldırgan bir üslupla MHP'ye saldırmaya başlarsa, anında cevabını vermekten de hiçbir zaman çekinmeyeceğimizi bilmelidir"
diye konuştu.
Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın her şeyden evvel bir sorunun cevabını millete vermesi gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
"Fazilet Partisi kapatılmış, Meclis'te bulunan 103 milletvekilinden 2 tanesi siyasi yasak kapsamına alınmış, kalanlar ise Saadet Partisi ve AK Parti olarak ikiye dağılmış. Ama milli görüş çizgisinden gelen, partiye uzun yıllar emek vermiş olanlar Saadet Partisi'nde kalıyor; değişim, gelişim sloganları ile yeni bir oluşum peşinde koşanlar AK Parti'yi kuruyor. İç ve dış odakların büyük desteği, medyanın olağanüstü gayretiyle 2002 seçimlerinde AK Parti tek başına iktidar oluyor. Bundan sonrası çok
önemlidir. İktidar olan bir partinin genel başkanı, milletvekili olma yeterliliğinde olmadığı için milletvekilliği seçimine katılamıyor. Ancak AK Parti'nin genel başkanı olarak görevini sürdürüyor. Seçim sonrasında Meclis'te çoğunluğu sağlayarak tek başına iktidar olunca bugünkü Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Bey 58. hükümeti 18 Kasım 2002 tarihinde kuruyor ve 58. hükümet faaliyetlerine başlıyor. Aradan zaman geçiyor, bir bakıyorsunuz bir anayasa değişikliğine gidiliyor, bir bakıyorsunuz başka yasal
değişikliklere gidiliyor. Bir alacakaranlıkta, karanlık odalarda, karanlık ilişkilerle Siirt'te seçim kazanmış olan bir milletvekilinden birisi istifa ettiriliyor. Bir ara seçim niteliği taşıyan seçime benzer yasal olmayan bir uygulamayla Siirt milletvekili olarak Recep Tayyip Erdoğan Ankara'ya geliyor. Aradan tam 116 gün geçmiş. 116 gün sonra en yakın arkadaşını Başbakanlık'tan ayırıyor ve 59. hükümeti kuruyor. Sayın Başbakan'a soruyorum; MHP'ye dil uzatacağına 116 günde, alacakaranlıkta nasıl Başbakan
oldun, gel de bunu anlat."

BAŞBAKAN'A IMF CEVABI
Erdoğan'ın yurt dışı gezilerinde hangi ülkeye niçin gittiğini, hangi milli çıkarların peşinde koştuğunu, orada ne gibi kararlar alındığını ve ülkeye bu kararların ne şekilde yarar sağladığını açıklaması gerektiğini kaydeden Bahçeli, "Bunları bilen yok. Dışişleri Bakanlığı'nda kaydı da yok, ama Sayın Başbakan hanedanlarla, bildiği basın mensuplarıyla ya havaalanında ya havada geziyor. Şimdi soruyorum Sayın Başbakan, asgari ücretin çok düşük seviyede olduğu, işsizliğin, yoksulluğun yaygınlaştığı bir ülkede
milletimize kalk bir cevap ver. Bize hakaret edeceğinize de ki, Sayın Bahçeli'nin sorusu üzerine bilgi veriyorum. Şu günden şu güne kadar şu kadar ülkeye gittim, hepsine gittiğimde şu milli menfaatleri, çıkarları sağladım, bunun karşılığında da Başbakanlık yolluğu olarak şu kadar para kazandım, milletvekilliği, Başbakanlık maaşının yanında de. Anlat bakalım, bu Türkiye'de senin yolluk olarak aldığın parayla kaç yoksul geçinir. Bunlara Sayın Başbakan'ın hiç cevap verdiği söz konusu değil. Sonra da medya
gücüyle yalan ve iftiralarla üstünlük sağlamaya, haksız rekabet içerisinde seçim çalışmalarını sürdürmeye çalışıyor. Şimdi kalkıyor diyor ki; Elazığ'da 'IMF'den 30 milyar dolar kredi aldılar, bunu açıklayamıyorlar' diyor. Halbuki bir gün evvel Bilecik'in Söğüt ilçesinde halkı bilgilendirirken bu konuya da değinmiştim. Şimdi Adana'da da tekrar ediyorum. 57. hükümet döneminde IMF ile yapılmış olan ve geçmişten bu yana devam eden stand-by anlaşmalarının 17.'si gerçekleştirilmiştir. Bu stand-by
anlaşmasıyla Türkiye'deki banka, finans ve reel sektörün sıkıntılarının aşılması için gerekli olan kredinin temini sağlanmış ve bu 1999'dan 2002 yılına kadar 28.5 milyar dolar olmuştur. Ve bunun bir kısmını da 2002'den sonra 2003 yılına kadar AK Parti iktidarı kullanmıştır. Peki iki tane büyük krizin yaşandığı, iki tane büyük depremin çağın felaketi olarak gerçekleştiği bir ülke, birçok acı tedbirler alırken, IMF'den de 28.5 milyar dolar kredi alınmıştır. Şimdi soruyorum Sayın Başbakan, 'bu kredinin
yarısını biz ödedik' diyorsun, madem borç ödeyecek haldesin de 2005 yılında IMF ile anlaşma yaparak 13 milyar dolar krediyi niçin aldın? Hani Türkiye toz pembeydi, hani Türkiye huzur içerisindeydi? 13 milyar dolarlık IMF kredisini niçin aldığınızı konuşmuyorsun da 57. hükümeti suçlamaya kalkıyorsun. Bütün bunlarla bir gerçeği ortaya koymaya çalışıyorsun. Sayın Başbakan doğru konuşmuyorsun, ya bilgisizsin, bilgin olmadığı için yalan konuşuyorsun veyahut da danışmanların seni yanlış bilgilendirerek seni
halkın gözünden düşürmeye çalışıyor" dedi.

"BAŞBAKAN'I KORKU SARDI"
"Sayın Başbakanı korku sardı" diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Başbakan bu mahalli seçimlerde önemli bir oy kaybedeceği endişesi taşımaktadır ve o sebepten dolayı da hırçınlaşmaktadır, saldırgan olmuştur. Hakaretlerle dolu ve argo ifadelerle siyaseti ve ülkeyi çok büyük bir kültür ve siyaset yozlaşmasına doğru sürüklemektedir. Ama ne kadar korkarsan kork bundan kaçamazsın. Nereye gideceğini ben tahmin ediyorum, ama gidemeden bunun hesabını vereceksin. O sebepten dolayı bu seçimler önem arzediyor. Bu seçimlerde AK Parti'ye bir ders vermek lazımdır, bunu AK
Parti'ye oy vermiş vatandaşlarımız da düşünmeli. Sayın Başbakan'ın haline, hırçınlığına, ruh haline baktığınız vakit geçmişteki Recep Tayyip Erdoğan olmadığını siz bizden daha iyi biliyorsunuz, onun için bu uyarıya sizler de katılın. Bu gidiş hayra işaret değildir. Bu kafa böyle devam ederse Türkiye çok yanlış bir yola sapar. O da Türkiye için hayırlara vesile olmaz. Onun için zamanında millet iradesi olarak denetim hakkını kullanmalısınız. AK Parti'nin kendisine çekidüzen vermesi için, ayağının yere basması
için, üslubunu düzeltmesi için, nerede yanlış yaptığını gözden geçirmesi için bir ders vermek lazımdır. Dersi verdiniz, karşılığında bir işareti daha koymak lazım. AK Parti giderse kim geliri de düşünmek lazım. AK Parti'ye ders verirken, MHP'ye yol vermek lazımdır. MHP, AK Parti'nin tek alternatifidir."

"AYTAÇ DURAK'LA YOLA DEVAM"
Konuşmasının sonunda Adana'daki seçim yarışına da değinen Devlet Bahçeli, "Adana'da çok değerli dava arkadaşlarımız, kardeşlerimiz belediye yönetimine taliptir. Adana'da çok farklı bir gelişme daha vardır. 20 yıldan bu yana Adana'ya büyük hizmet sunan, Adana'da çağdaş, gelişme dinamiklerini kuvvetlendirmiş, yeni Adana'yı inşa eden bir şahsiyet, bütün birikimi, bütün terbiyesiyle, bütün aklıyla, vücuduyla bir tercihte bulunarak MHP'yi şereflendirmiştir. Adana'da hizmette durmayı temin etmemek için bir tek
yol kalıyor; Adana yola devam, ama Aytaç Durak'la devam. Hangi iftirayı yaparlarsa yapsınlar, hangi engeli çıkarırlarsa çıkarsınlar Adana gerçeği görmüş, hizmetin durmasını istemiyor. Aytaç Durak'ın MHP'yle bütünleşerek Adana'nın alayını kucaklayacağına inanıyor. Adana'da ayrışma, Adana'da bölünme, kışkırtmanın yerine bütünleşme, kucaklaşma ve kaynaşmanın sağlanabilmesi için her türlü fedakarlığı yaparak Adana'yı bütünüyle kucaklıyor. Hangi baskıyı yaparsanız yapın, hangi engeli çıkarırsanız çıkarın Adana
yiğitlerin kentidir, baskıya dayanmaz bir tokat atarsan beş tokatla cevap verir. Onun için Aytaç Durak 5. defa Adana'da belediye başkanı olarak cevap vermelidir" dedi.
Bahçeli, konuşmasının ardından Adana Büyükşehir Belediye Başkanı ve MHP adayı Aytaç Durak'la birlikte partilileri selamlayarak, onlara karanfil attı.
 

iha
Yayın Tarihi : 22 Mart 2009 Pazar 17:55:56


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?