Adana'da eski sevgilisi tarafından 28 yerinden bıçakladıktan sonra boğazı kesilerek öldürüldüğü iddia edilen Tuğçe Anlaş için yürüyüş düzenlendi. Yürüyüş sonunda Tuğçe'nin mezarına giden yakınları, türküler söyleyip ağıtlar yaktı.

Adana'da 30 Kasım'da eski sevgilisi M.E. (17) tarafından Seyhan Baraj Gölü kıyısında boğazı kesilip 28 yerinden bıçaklanarak öldürüldüğü iddia edilen Tuğçe Anlaş (20) için gözyaşları dinmiyor. Bugün Tuğçe'nin annesi Meryem Ülgen (41), babası Ergün Anlaş (46) ve sevenleri yürüyüş yaptı. Tuğçe'nin evinin önünde toplanan yaklaşık 500 kişi, ellerindeki döviz ve pankartlarla 3 kilometre yürüdü.

Yürüyüşe başlamadan önce evin önünde bir açıklama yapan Tuğçe'nin teyzesi Aygül Haskaya, anne ve babaların bir daha ağlamaması için bu protesto yürüyüşünü gerçekleştireceklerini belirterek, "Tuğçe Anlaş'ın bir cani tarafından hunharca öldürülmesini milyonlara duyurmak için buradayız. Sesimiz milyonlara duyurulsun ki başka Tuğçeler ölmesin. Sesimiz duyulsun ki hayatının baharındaki kızlar kör bıçakla öldürülüp hayata veda etmesin" dedi.

M.E.'nin hak ettiği cezayı almaması durumunda kanayan yaralarının hiç durmayacağını söyleyen Haskaya, şunları kaydetti:

"Tuğçe'nin annesinin ağıtları hiçbir zaman susmayacak. Tuğçe'nin neşe dolu tavırları, kahkahaları hala kulağımızda. Hayatının baharında, henüz 17 yaşındayken bir cani onun hayatına son verme hakkını kendinde buluyor. Kim veriyor ona bu hakkı? Bu dava da Cem Garipoğlu'nun davası gibi olursa, yine birçok cani gençlerimize kıyacak. Genç kızları katletme yetkisini kendinde görecek. Yine anaların yüreği yanacak. Bu dava Münevver davası gibi topluma emsal teşkil ediyor. Bizim davamız 17 yaşındaki cinayet işleyenlere yaptırımın daha fazla olması içindir. Cinayetin yaşı yoktur. Yetkililer bu durumu düzeltmezse, örnek teşkil eden bu cinayetler artarak devam edecektir. M.E. ve Cem Garipoğlu az bir cezayla kurtulursa, toplum içine karışırsa, yaptıkları yanına kar kalacaktır. Artık bu duruma dur demenin vakti gelmiştir. Geç olmadan kanunda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Yeni Tuğçeler ve yeni Münevverler ölmeden bu kanun değişmelidir. Hayatının baharındaki çiçekler geç kalındığı için artık solmasın."

Konuşmanın ardından başta genç kızın annesi ve babası olmak üzere onu sevenler, ellerindeki pankartlarla yürüyüşe başladı. Tuğçe'nin iki fotoğrafının bulunduğu ve üzerinde "Cinayetin yaşı yoktur. Başka Tuğçeler ölmesin" yazılı pankart dikkat çekti. Yürüyüş sırasında anne ve babası, birbirine sarılarak kızları için slogan attı. Yağmura rağmen yoğun katılım olduğu ve araç konvoyunun bulunduğu yürüyüşte Tuğçe'nin yakınları "Başka Tuğçeler ölmesin", "Tuğçe ölmedi kalbimizde yaşıyor" ve katil zanlısı aleyhine sloganlar attı. Yürüyüşe yol kenarında bulunan vatandaşlar da alkışlarla destek verdi.

Evinin penceresinden gözyaşı döküp alkışlayarak yürüyüşe destek veren 81 yaşındaki Melek Tefek, "Bu kızı öldürenin Allah belasını versin. O genç kıza çok üzülüyorum. Her gün ağlıyorum" dedi.

Yürüyüşün ardından grup, genç kızın çarşamba günü toprağa verildiği Akkapı Mezarlığı'na geldi. Burada mezar başına gelen yakınları, gözyaşlarına boğularak türküler söyledi, ağıtlar yakıldı. Tuğçe Anlaş'ın kıyafetleriyle süslendiği mezarı başında anne Meryem Ülgen Anlaş gözyaşlarına boğularak, baygınlık geçirdi. Anne Anlaş, kendisine geldikten sonra gelinlik giyecek kızının kefen giydiğini belirterek, "Artık kızım yok. Şimdi onun fotoğrafları, bilgisayardaki görüntüsü ve kıyafetleriyle avunuyorum. Allah'ım bu nasıl bir acıymış. Bu acının tarifi yok" dedi.

Tuğçe'nin anneannesi Sema Susüzer ise torununun kıyafetlerine sarılarak, "Kızım senin arkandan ben de geleceğim. Bir hafta sonra yanındayım" diyerek gözyaşlarına boğuldu. Tuğçe Anlaş'ın kız kardeşi mezarı başında ağlayarak, "Abla bizi yalnız bıraktın. Bizi bırakıp gittin" diye gözyaşlarını tutamadı.

Baba Ergün Anlaş, elindeki "Canım kızım mekanın cennet olsun" yazılı dövizi mezara koyarak gözyaşlarına boğuldu.