Pamuk ekim alanlarının hızla azaldığı Çukurova, bölgenin simgesi 'beyaz' altını kaybediyor. Çiftçiler, pamuk üretiminin artırılması için devletten destek bekliyor.
Adana'nın merkez Yüreğir ilçesi Ziraat Odası Başkanı Durmuş Halis, Çukurova'nın, pamuğuyla Türkiye'de ve dünyada kendisini kanıtlamış bir bölge olduğunu belirterek bugün bölgenin "beyaz" altını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu bildirdi.
Geçen yıllarda bölgede 350 bin hektar alanda pamuk ekimi yapılırken, 2007 yılı itibarı ile bunun 38-40 bin hektar dolaylarına gerilediğini belirten Halis, "Pamuk ekim alanları hızla azalıyor. Çiftçi, destek verilmediği pamuk ekimine fazla yönelmiyor. Böylece talep karşılanamadığı için ithalat da her geçen yıl artıyor" dedi.
Yetkililerin, çiftçinin, ziraat odalarının sesine kulak vererek ithalata yönelik politikalardan vazgeçmesi gerektiğini belirten Halis, "Devlet politikalarını düzeltir, çiftçi kazanmaya başlarsa pamuk eker, karpuz gibi alternatif ürünlere yönelmez" diye konuştu.
Pamukta yapılan yanlışın mısırda da yapıldığını anlatan Halis, şunları söyledi:
"2007 yılında 3 milyon 800 bin ton mısır üretildi, ancak bu yıl rekolte çok düşer. Birinci ürün fazla ama ikinci ürün aşağı yukarı yok denecek kadar az. İkinci ürün yüzde 80 oranında ekilmedi."
Adana Ticaret Borsası Başkanı Fethi Coşkuntuncel de, Çukurova'nın pamuk ile anıldığına işaret ederek "Pamuğun Çukurova'yla bütünleşmesi tarihler boyu sürer. Ne yazık ki tekstilde aşırı yaptığımız yatırımlardan dolayı üretilen ürünlerin sanayicilerimize yeterli gelmediğinden ithal yollarını aradık. Yanlış politikalardan dolayı buralara geldik" dedi.
Türkiye'de 2007 yılında pamuk ekim alanı 700 bin hektar iken, 2008 yılında bunun 590 bin hektara gerilediğini ifade eden Coşkuntuncel, şunları söyledi: "Türkiye, 800 bin ton lif pamuk üretirken 1 milyon 600 bin ton lif pamuk tüketiyor. Biz Yunanistan, ABD, Özbekistan ve diğer pamuk üreticisi ülkelerden zorla elde ettiğimiz döviz karşılığında pamuk ithal ediyoruz. Bu Türk tarımı için övünülecek bir olay değil. Türkiye'yi idare edenler bunu kolaylıkla çözebilir. Türkiye'nin gümrüklerden tarım ürünleri olarak ne ithal ettiği aşikardır. Prim sistemini o ürüne doğru yönlendirme mücadelesi verip, ithalatçı durumdan kurtuluruz."
Coşkuntuncel, dünyada başlayan kuraklık ve küresel ısınmadan dolayı Hindistan ve Pakistan pamuk üretimini artırırken, ABD pamuk üretimini kısma yollarını ararken, Türkiye'nin pamuk üretimini artırma yollarını henüz araştırmadığını söyledi.
Tekstil sektöründe 200 milyar dolar yatırdığımız işletmelerin, bu hammaddeden yoksun olarak hayatlarına devam etmelerinin mümkün olmadığını anlatan Coşkuntuncel, sözlerini şöyle tamamladı: "Hammaddesi dışa bağımlı olan sanayinin rekabet etme gücü yoktur. Türkiye'de tekstilin çektiği sıkıntıların en büyük etkeni hammadde sıkıntısıdır. Yani rekabet edemiyoruz. Tekstilci 'döviz yükselmiyor, TL yüksek' diyor, aslında bunlar çok az bir etkendir ama hammaddenin dışa bağımlı oluşu en büyük etkendir. Önemli olan üretimi artırmak, kendi imkanlarımızla dünyayla rekabet edecek düzeye gelmektir."