Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, 2001 yılında Merkezi Yönetim Bütçesi'nin yüzde 51'inin faiz ödemelerine gittiğini belirterek, "Bugün istikrarlı ortam sayesinde Merkezi Yönetim Bütçesi'nin yüzde 20'si faiz ödemeleri için ayrılıyor" dedi.
Çukurova Kalkınma Ajansı'nın (ÇKA) değerlendirme toplantısına katılmak ve bir dizi ziyarette bulunmak üzere Adana'ya gelen Bakan Yılmaz, küresel ekonomik krizin yansımalarından bahsetti. Yılmaz, krizin üretimde, istihdamda ve ihracatta etkilerini gösterdiğini belirtti. Krizin Türkiye ekonomisinde yapısal bir tahribata yol açmadığını kaydeden Yılmaz, "Kamu Maliyeti Disiplini'nin kontrol edilmesi sayesinde krizin etkilerinde hızlıca kurtulmaya başladık" dedi. Bankacılık sisteminin sağlam olduğuna değinen
Bakan Yılmaz, hiç bir bankanın batmadığına dikkat çekti. Öte yandan, bankaların kriz ortamında reel sektöre yeterince destek vermediğini savunan Bakan Yılmaz, "Bankacılık sistemimizin güçlü olması, kriz sonrası toparlanmak için çok önemli" diye konuştu.
Türkiye'nin hızlı bir şekilde kriz ortamından çıktığını belirten Yılmaz, tarımsal kredilerin yüzde 30 oranında arttığını ifade etti. 2009'un son çeyreğinde yüzde 6 büyüme olduğunu kaydeden Yılmaz, "2010 yılının ilk çeyreğinden itibaren çift haneli büyüyeceğiz. Yıl genelinde de yüzde 3.5'tan çok daha fazla büyüyeceğimizi düşünüyorum. Mali kuralı yasalaştırarak mali disiplini pekiştiririz. Bunu yaparsak fon kullanma maliyetlerimiz oldukça düşecek. Faizler tek hanelere geldi. Bu noktaya güvenle, istikrarla
geldik. Özel sektör, düşük tek haneli faizlerle uzun vadeli kaynaklara ulaşarak yatırımlarını finanse edecek. 2001 krizine dönüp bakarsak Merkezi Yönetim Bütçesi'nin yüzde 51'i faiz harcamalarına gitmiş. Geriye kalan her şeyi yüzde 49'la yapmışız. Bugün bu istikrarlı ortamın sayesinde faizlere yaptığımız harcama toplam içerisinde sadece yüzde 20" dedi.
Mali kuralın yasalaştırılması halinde elde edilecek kazanımların iyice pekişeceğini belirten Yılmaz, "Bu parti, hükümet meselesi değil. Mali kural iyi algılanıp iyi değerlendirilip, destek verilmesi gereken bir mesele. Uzun vadeli ve toplumsal bir mesele" şeklinde konuştu.
Bakan Yılmaz, makro ekonomi ile ilgili ise,"Makro ekonomide istikrar çok önemli ancak yetmez. Bunların mikro reformlar ve mikro müdahalelerle desteklenmesi gerekiyor. İşte burada sektörel ve bölgesel politika devreye giriyor. Bizim mutlaka kalkınma ajanslarındaki gibi bütün potansiyeli kullanmamız gerekiyor. Bölgesel gelişme konularında farklı bir mecraya girdik. Bölgesel gelişmede geçmişte yeterince başarılı olamamışız. Bizde ki dengesizlik başka yerlere göre daha yüksek. Geçmişten iki ders
çıkarıyoruz. Bölgesel gelişme planları hazırlanmış ancak rafta kalmış. Çalışmalar muhatap bir merci bulamamış. Kalkınma ajanslarıyla bu açığı kapatmak istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Bölgesel potansiyelin harekete geçirilmesi noktasında yapılan çalışmalara değinen Yılmaz, şöyle devam etti:
"GAP, DAP ve KOP ile 26 bölgede 81 ili kapsayan kalkınma ajanslarını kurduk. Ajansların hepsi hukuki olarak kuruldu. 7 ajans proje teklif çağrısına çıkabilecek duruma geldi. 3684 başvurudan 263 tanesi uygulamaya geçmiş, diğerleri de değerlendirilme aşamasında. 3 yılda 329 milyon TL finansman hacmi oluşturuldu. ÇKA artık olgunlaştı, buradan sonuç almaya başladık. Ajanslar kalkınmaya dönük bütün yerel aktörleri biraraya getiriyor. Kalkınma yalnızca merkezde olmaz. Ülkenin kalkınması için topyekün, ülke
çapında tüm yerel potansiyelin harekete geçirilmesi gerekir. Ajansların birinci faydası bölgenin vizyonunu ortaya koymaktır. Bölgenin 20 sene sonrasını nerede görmek istiyoruz? Ajanslar, bu vizyonu netleştirip yerel aktörleri bu hedef doğrultusunda uzlaştırırsa en büyük kazanç budur. Biz ülkenin, siz bölgenin vizyonunu belirleyip stratejisini oluşturacaksınız."
Kalkınma yaklaşımının tek boyutlu olmadığını belirten Bakan Yılmaz, "Sadece ekonomik olarak bakmıyoruz kalkınma konusuna. Bizim kalkınma anlayışımız insan odaklı. İnsanımızın içinde bulunduğu durumdan daha iyi duruma getirmek, refahın artması, hayatın zenginleşmesi de çok önemli. Kalkınmanın ekonomik, kültürel ve sosyal boyutlarına bakmak zorundayız, tek boyutlu bakamayız" dedi. Yılmaz, ÇKA'nın sosyal projelere destek vererek bu anlamda örnek oluşturduğunu belirtti.
Konuşmaların ardından, 2009 yılı program birincilerine plaket verildi. Plaket verilmesi sırasında Adana Valisi İlhan Atış ile Bakan Yılmaz arasında nezaket ısrarı yaşandı. Vali İlhan Atış, diğer plaketleri kendisinin vermesini isteyen Yılmaz'a, "Sizin olduğunuz yerde bize plaket vermek düşmez" yanıtını verdi. Plaketlerin takdiminin ardından, Çukurova Kalkınma Ajansı ile Ziraat Bankası arasında protokol imzalandı.
Bakan Yılmaz, toplantının ardından, Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesini ziyaret etti.