Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden Adana'ya gelerek tarlalarda çalışan ve kurdukları çadırlarda yaşamlarını sürdüren tarım işçileri, Ramazan ayında da zor şartlar altında çalışmak zorunda kalıyor.
Her yıl Ramazan ayında memleketlerine giden tarım işçileri bu yıl Ramazan ayının Ağustos ayına denk gelmesi ve Çukurova'da tarımın en hareketli bir döneme gelmesinden dolayı evlerine dönemedi. Çukurova'da, sulama kanallarının kenarına bez parçası, kamış ya da çuval ile naylonlardan yaptıkları çadırlarını kuran tarım işçileri, 40 derece sıcaklıkta hem tarlada çalışıyor hem de oruç tutuyor. Sağlık açısından hastalıklara davetiye çıkaran çadırlarında etrafında ise çocuklar yalın ayak geziyor.
Şanlıurfa'dan eşiyle birlikte gelen 45 yaşındaki Zehra Ağay, 7 çocuğu olduğunu memleketinde eşinin iş bulamadığını bu nedenle Çukurova'da tarlada çalışmaya geldiklerini söyledi. Uzun süredir Adana'da kurdukları çadırda yaşadıklarını belirten Ağay, "Karpuz, kavun, buğday, mısır tarlalarında, portakal, mandalina, limon bahçelerinde çalışarak para kazanıyoruz. Şimdi de pamuk tarlalarında çalışmaya hazırlanıyoruz. Pamuklar yavaş yavaş toplanmaya başlanıyor. Bize hiç durmak yok. Gündüz tarlada çalışıyoruz gece evde çalışıyoruz" dedi.
Tek bir çadırda 7 çocuk ve eşiyle birlikte 9 kişi kaldıklarını belirten Ağay, "Çadırda yaşamak özellikle Ramazan ayında çok zor oluyor. Adana çok sıcak. Üstelik burada çok fazla sivrisinek var. Geceleri hiç yatamıyoruz. Ramazan ayı olduğu için oruç tutuyoruz. Ama hem oruç tutmak hem de tarlada çalışmak zor oluyor. Mecburuz, çalışmasak yiyecek ekmeğimiz yok. Çadırda da olsa Ramazan'da sıcak bir yemek bulduğumuza şükrediyoruz" diye konuştu.
Yaşam şartlarının çok kötü olduğuna dikkat çeken Ağay, tuvalet ve banyo ihtiyaçlarını yapmakta çok zorlandıklarını, bu ihtiyaçları gidermek için geceyi beklemek zorunda kaldıklarını vurguladı. Çocukların eğitim durumunda da aksamalar olduğunu belirten Ağay, "Benim 7 çocuğum var ama okul çağına gelen çocuklar çadırda yaşadığımız için okula gidemiyor. Çocuklarımızda okuyamadığı için bizim gibi çadırlarda rezil olacak. Onların rezil olmaması için okuması lazım. Ama kader utansın. Onlarda bizim gibi küçük yaşta para kazanmak zorunda kalıyor" şeklinde konuştu.
Memlekete gittiklerinde kadınların evi, erkeklerin ise kahvehaneyi beklediğini kaydeden Ağay, Çukurova'da anne, baba çoluk çocuk herkesin çalışarak eve ekmek parası getirdiğini belirtti. Ağay, pamukların toplanmasının ardından yine yollara düşeceklerini memleketleri Şanlıurfa'ya gideceklerini evlerine kavuşacaklarını ancak çileli yolculuğun 2 ay sonra tekrar başlayacağını söyledi.