Adana İl Tarım Müdürlüğü Hayvan Sağlığı Şube Müdürü Ömer Akmaz, şap hastalığının Türkiye'nin dört bir yanında yaygınlaştığını belirterek, hava sıcaklığının 25 derecenin üzerine çıktığı bölgelerde daha çabuk yayıldığını söyledi.
Akmaz, şap hastalığının Türkiye'nin dört bir yanında hızla yaygınlaştığını ve hastalığın hayvandan insana bulaşan bir hastalık olduğunu ifade ederek, "Şap hastalığı özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaygın bir şekilde görülmektedir. Son zamanlarda bu bölgelerdeki hayvan pazarları kaldırıldı. Bunun nedeni ise yaz aylarında 25 dereceden sıcak olan yerlerde rüzgarla birlikte hastalığın yayılma riskinin artması" dedi.
Hayvancılıkla uğraşan vatandaşları şap hastalığına karşı uyaran Akmaz, şunları kaydetti:
"Şap hastalığı çift tırnaklı hayvanların akut seyirli, çok bulaşıcı ve zoonotik karaktere sahip viral bir enfeksiyonudur. Hastalığın bulaşma oranı yüksek olup, hassas hayvan topluluklarında yüzde 100'e kadar ulaşabilmektedir. Bu nedenle hastalık ekonomik, siyasi ve ticari yönlerden büyük önem taşımaktadır. Hastalık insanlara bulaştığı zaman ölüme kadar götürmektedir. Hastalık direkt ve indirekt olarak yayılmaktadır. Hastalığın en belirgin yayılma yolu havada bulunan virüsün solunum sistemiyle alınmasıyla olmaktadır. Enfekte veya kuluçka dönemindeki hayvanlar solunum, deri, sekret ve ekstretleri, süt ve sperma ile A2 virüsü saçmaktadır. Hastalık bulaşık hayvan ürünleri, bulaşık araç ve aletler, insan, yabani hayvanlar, kuşlar, rüzgar ve nakil araçlarıyla da bulaşabilmektedir. İnsanlarda ise enfekte hayvanlarla temas veya enfekte et ve süt ürünleriyle enfeksiyonu nadiren aldıkları bildirilmektedir."
Akmaz, sığırlarda ateş, iştahsızlık, depresyon ve süt veriminde azalmanın hastalık için ilk klinik bulgular olduğuna dikkat çekerek, "24 saat içerisinde salya akışı başlar ve dil-dişetinde veziküller şekillenir. Keseciklere interdigital bölgede, koroner bölgede, meme derisinde, ağız ve burun mukozasında rastlanabilir. Veziküllerin yırtılmasıyla geniş ülseratif yaralar şekillenebilir. Dildeki yaraların genellikle birkaç günde iyileşmesine karşın ayaklardaki ve nazal bölgedeki lezyonlar çoğunlukla ikinci bakteriyel enfeksiyonlara maruz kalırlar, tırnak düşebilir. Koyun ve keçilerde hastalık daha hafif seyirlidir. Hastalık koyunlarda genellikle topallık ile karakterizedir ve topallık süreklilik gösterir. Ağızdaki lezyonlar sığırlardaki lezyonlardan daha küçük ve daha kısa sürelidir. Genellikle hastalığın yol açtığı ekonomik kayıplar sığırlarınkinden daha düşüktür ve klinik bulgular ancak dikkatli bir gözlemle belirlenir" diye konuştu.
HAYVAN PAZARLARI KAPATILDI
Adana İl Tarım Müdürlüğü Hayvan Sağlığı Şube Müdürü Ömer Akmaz, şap hastalığının kontrolü için 3 ana strateji uygulandığının altını çizerek, şöyle devam etti:
"Hastalıktan kurtulmak için kesim, karantina, aşılama aşamaları uygulanır. Bir ülkede veya bölgede bu yöntem veya yöntemlerden hangilerinin uygulanacağına karar vermek için, öncelikle sosyo-ekonomik durum, hayvan varlıklarının durumu ve şap hastalığı yönünden epidemiyolojisi, iklim-coğrafik şartları dikkate alınarak kar-zarar analizlerinin yapılması gerekmektedir. Ülkemizde şap hastalığıyla mücadelede aşılama ve karantina yöntemi kullanılmaktadır. Ancak hayvan hareketlerinin çok fazla oluşu, Doğu ve Güneydoğu sınırlarımızdan kaçak hayvan girişleri, endüstriyel hayvancılığa geçilememesi ve çiftçimizin yeterince bilinçlenmemiş olması mücadeleyi güçleştirmektedir. Adana'da bu yıl 128 bin 63 hayvan hastalığa karşı aşılandı. Hayvan pazarları sürekli kontrol ediliyor. Bu yıl Kayseri'de 38 hayvanda hastalığa rastlandı. Bunun dışında Afyon, Burdur, Sivas, Erzurum, Ağrı ve Kars gibi illerde birçok hayvanda şap hastalığı görüldü. Bu nedenle bu illerdeki hayvan pazarları kapatıldı. Şap hastalığının değişik türü olan A2 virüsü Türkiye'ye İran'dan gelen hayvanlardan bulaşıyor. Bu virüse karşı insan çok dayanıksız olduğu için çok ciddi sorunlar yaratıyor. Bu nedenle İran ile hayvan ticaretine çok dikkat etmeliyiz."
Hayvancılıkla uğraşanların alması gereken önlemleri de sıralayan Akmaz, "Ahır girişlerinde şap hastalığına etkili dezenfektanlar ile muamele edilmiş paspaslar sürekli bulundurulmalı. Ahırlara hayvan bakıcılarından başka kimse sokulmamalı, bakıcılar farklı kıyafet ve ayakkabıyla ahıra girmeli. Sağım öncesi ellerin, otomatik sağım makineleri ve memelerin temizliğine özen gösterilmeli. Yeni satın alınan hayvanların 15 gün süreyle karantinaya alınmalı ve süre sonunda sağlam ise diğer hayvanların yanına sokulmamalı. Mera mevsiminde enfekte meralara hayvanlar gönderilmemeli. Enfekte bölgelerden ot ve saman alınmamalı" şeklinde konuştu.
Akmaz, hastalık çıkmadan, çıktıktan sonra ve veterinerin alması gereken önlemleri de şöyle sıraladı:
"Hastalık çıkmadan önce; 4-6 ayda bir düzenli şekilde aşılama yapılmalı, hayvan hareketleri kontrol edilmeli, hayvan sevkıyatından önce hayvanlar aşılanmalı ve 3 hafta sonunda sevkıyata izin verilmeli, hayvancılıkla uğraşanlar eğitilmeli. Hastalık çıktıktan sonra alınacak önlemler; hasta hayvanlarla sağlıklı hayvanlar hemen birbirinden ayrılmalı, hasta hayvanların bulunduğu yer dezenfekte edilmeli, hasta hayvanların altlıkları yakılmalı, hayvan bakıcıları ayrılmalı. Veteriner hekimin alacağı önlemler ise; kesin tanı için marazi madde alınarak en seri şekilde Şap Enstitüsü'ne gönderilmeli, hastalık çıkan yere kordon konulmalı, çift tırnaklı hayvan ve ürünlerinin çıkışı durdurulmalı. Alınacak sonuç doğrultusunda hastalar, şüpheliler ve 5 aylıktan küçükler dışında kalan tüm hayvanlar aşılanmalı. Ölen hayvanlar yakılarak veya gömülerek imha edilmeli. Sahibinin isteği doğrultusunda karantina bölgesinde kesilecek hayvanlara Hayvan Sağlığı Zabıtası hükümleri uygulanmalı."
a.a
Yayın Tarihi :
8 Temmuz 2006 Cumartesi 17:02:03