Adana'da 8 yıl önce birbirlerini severek evlenen ve 2 çocuk sahibi olan Özen ailesi maddi imkansızlık sebebiyle ekmeğe muhtaç halde yaşıyor.
Baba Nurullah Özen, evlendikten kısa bir süre sonra işsiz kaldığı için eve ne ekmek getirebiliyor, ne de çocuklarına süt alabiliyor. Yemeği ateşte pişiren ailenin, ekmeğini de komşuları alıyor.
Merkez ilçe Yüreğir'de 2 odalı, penceresinde camları olmayan, damı ince bir tahta ile kaplı gecekonduda oturan 2 çocuklu Özen ailesi zor günler geçiriyor.
Bundan 8 yıl önce aynı mahallede oturan Nurullah Özen (31) ve Filiz Özen (25) birbirini sevdi. Nurullah Özen, Filiz'i istetti, aileleri önce vermek istemedi ama daha sonra razı oldu. Birbirini deliler gibi seven gençler, ailelerini ikna ettiler ama maddi imkansızlıklar sebebiyle bir türlü düğün yapılamadı. Bunun üzerine Nurullah Özen, 8 yıl önce Filiz'i kaçırarak evlendi. Bu evlilikten Birgül (7) ve Nur Sima Özen (4) isimli 2 kız çocuğu doğdu. Evliliğin ilk yıllarında şoförlük yaparak evine ekmek getiren
baba Özen, evliliği henüz birinci yılındayken işsiz kaldı. Daha sonra iş bulsa da parasını alamadı. Son 5 yıldır da işsiz olarak çocuklarıyla birlikte 2 odalı bir evde hayat mücadelesi veriyor. Uzun süredir işsiz olduğu için eve kuru bir ekmek dahi götüremeyen baba Özen, çoğu zaman aç yatıyor. Ancak onların aç yatmasına Özen ailesinin komşularının gönlü razı olmuyor. Özellikle 4 yaşındaki Nur Sima Özen'in süt isteyip her gece ağlaması komşuların dikkatini çekti. Komşuları gelip anne Filiz Özen'e sorduğunda aç olduğunu öğrendi ve komşuları bu sayede yardım etmeye başladı. Şimdi Özen ailesi komşularının yardımıyla ayakta duruyor. Nur Sima içecek süt buluyor, fırında çalışan bir komşu da günlük ekmek getiriyor. Komşular, ancak bir yere kadar yardım yapabileceklerini belirtiyorlar.
Baba Nurullah Özen, 31 yaşında ve ehliyeti olmasına rağmen işsiz kaldığını, en çok da çocuklarının karnını doyuramamasının zoruna gittiğini ifade ederek, "Komşularımız olmasa biz acımızdan ölürdük. Bir komşumuz fırında çalıştığı için her gün işten gelirken bize ekmek getiriyor. Diğer komşularımız yemeklik malzeme getiriyor. Onların yardımıyla ayakta duruyoruz" dedi.
Evlendikten sonra 2 çocuğu olduğunu ancak onların da astım hastalığına yakalandığını belirten Özen, "Çocuklarımın ikisi de günde 6 kez makineye bağlanmak zorunda kalıyor. Onları sürekli hastaneye götürmek zorunda kalıyorum. Ancak hastaneye gidecek dolmuş parası bulamıyorum. Onu bile komşulardan alıyorum. Tek isteğim bana bir iş verilmesi. Mesleğim de var ama iş bulamıyorum" diye konuştu.
Anne Filiz Özen ise gözyaşları içinde çaresizliğini dile getirerek, "2 odalı bir evde hayat mücadelesi veriyoruz. Çocuklarım hasta, bir taraftan onlarla uğraşıyorum. Evimiz çok kötü, bu eve bile geçen yıl 500 TL kira verdik. Bu yıl ise ev sahibi bize acıyarak kira almadı. Evin camları yok. Yağmur yağdığında su olduğu gibi içeri giriyor. Her taraf fare kaynıyor. İçerde misin, dışarıda mısın belli olmuyor" dedi.
Çocukların ve kendilerinin çoğu zaman aç yattığını, komşularının verdikleriyle ayakta durmaya çalıştıklarını anlatan çaresiz anne Özen, "Elektrik ve su faturalarımızı ödeyemedik. 6 TL elektrik faturası geldi, yatıramadık. Kesme belgesi geldi. Su faturamızı yıllardan beri ödeyemiyoruz. Tüp hiç alamıyoruz. Bu sebeple komşularımızın getirdiği yemeklik malzemeleri sokaktan tahta toplayarak dışarıda yaktığımız ateşte pişiriyoruz. Bu çağda dağ başında kalmış gibi yaşıyoruz. Yokluğun gözü kör olsun" diyerek gözyaşlarını tutamadı.
7 yaşındaki kızı Birgül'ün ise okula yeni yazıldığını, bütün masraflarını muhtar ve komşularının karşıladığını, okulda öğretmenin zaman zaman para ve kırtasiye malzemesi istediğini, bunları alamadığını, bundan dolayı kızını okuldan almak zorunda kalacağını vurgulayan anne Özen, "Ben ilkokul 5. sınıftan sonra okula gitmedim. Eşim de ortaokuldan sonra okula gitmedi. Ancak çocuklarımın okumalarını, bizim gibi sürünmemelerini istiyorum. Ama yokluk eğitime de engel" diye konuştu.
Komşu Aysel Gedikoğlu (27) ise Özen ailesinin mahallesinin getirdiği ile ayakta kaldığını, Nurullah Özen'e bir iş verilmesi gerektiğini belirterek, "Ekmeğini ben getiriyorum. Sütünü bir başka komşu getiriyor. Ama bizim de bütçemiz kısıtlı. Nereye kadar yardım yapabiliriz? Nurullah Özen'e bir iş bulunmazsa bu ailenin durumu çok kötü olacak" dedi.