Gazze'ye yardım götüren Mavi Marmara adlı gemide bulunan 8 Alanyalı'dan 7'si ailelerine kavuştu. Antalya Havalimanı'nda yakınları ve arkadaşları tarafından karşılanan 7 kişi Alanya ilçesine 500 araçlık konvoyla geldi.
İsrail'den uçakla geldikleri İstanbul'da savcılığa ifade verdikten sonra Antalya Havalimanı'na Onur Air'e ait uçak ile saat 18.30'da iniş yapan 7 kişi aileleri ve arkadaşları tarafından karşılandı. 100 araçlık konvoy ile Alanya'ya hareket edildi. Alanya girişinden itibaren çok sayıda aracın eşlik ettiği konvoya Konaklı beldesinde 400 araçlık ek konvoyunda katılımı ile 500'den fazla araçla Alanya'ya gelindi. Belediye Düğün Salonu'na gelen topluluk yere serili İsrail bayrağını çiğnedi.
Mavi Marmara'da İsrail askerleri tarafından esir alınanlardan Alpaslan Arslan, "Gemiye en fazla kişi ve yardım bakımından katılım Alanya'dan oldu" diyerek "Nuh'un gemisini kaldırıyoruz. Bu gemiye binmek isteyen var mı dendiğini duyunca kutsal bir gemiye bineceğimi düşünerek bu göreve katıldım. Alanya en fazla yardım yapan ve fazla katılım sağlayan ilçeydi" dedi.
Yaşananları anlatan Arslan, sözlerine şöyle devam etti: "Geminin kıç bölgesinde gelenleri görünce yukarıya haber verdik. Çengel atarak gemiye çıkmaya çalışanları suya attık. Tekrar denemelerinde de suya attık. Daha sonra gaz bombası ile bizi etkisiz hale getirdiler. Gaz maskemiz sınırlıydı. 15 dakika gemiye giremediler. Bulunduğumuz yer geminin en hassas, girmesi en kolay bölgesiydi. Oradan içeriye kimseyi almadık. Ancak yukardaki arkadaşlar göğüs göğüse mücadele edip helikopterden inen 4 askeri esir
aldı. 1 askeri denize attılar. 2 asker ise helikopterden inmeden ateş etmeye başlayınca şehit verdik. Makineli tüfek ile ateş etmeye başlayınca önce plastik mermi sıkıldı mücadele devam ettiğimiz gördüklerinde gerçek mermi sıkıldı. 2 şehit verildikten sonra İHH başkanı Bülent Yıldırım geri çekilme emri verdi. Ancak onlar ateş etmeye başlayınca kayıp sayısı arttı. Bize çekilin dedikleri sırada 1 arkadaşımız şehit oldu. Şehidimizle birlikte geri çekildik. O kanat düşünce bizden yardım istediler ancak biz çıkamadık. Üst katta şehitlerimize sahip olma konusunda zayıf düştük."
HÜCRELERE YERLEŞTİRDİLER
Gemide bulunan Adil Yüksel de "Biz tepki gösterince gemideki aralarında Türk bayrağının da bulunduğu bayrakları yırtmaktan vazgeçtiler. Daha sonra gemiden indirildik. Kalabalık bir asker ordusu bizi karşıladı. Hücrelere yerleştirdiler" dedi. Özel sorguya alınan Yüksel, şunları söyledi: "Bu arada nedenini bilmediğim şekilde ismimi sorarak beni arayıp özellikle buldular. Beni bulduklarında Adil sen misin? diyerek ayrı bir hücrede 8 saat sorguladılar. Kimsin nereden geliyorsun? Dalgıç takımlarıyla ne
yapıyordun şeklinde soru sordular. Bana bazı isimler sordular. Sorgumuz bittikten sonra bizim çıkışımızı verdiler. Medeniyiz diye geçinen İsrailliler bizim yaralılarımıza kurşun sıktı biz de onlardan esir aldığım 4 İsrailliyi doktorlarımıza tedavi ettirdik. Çanakkele'de Fransız askerlerini tedavi ettiğimiz gibi."
Havaalanına götürüldüklerinde yaşadıklarını da anlatan Yüksel, sözlerine şöyle devam etti: "Tam gümrüğe gitmiştik ki beni omuzumdan iki kişi yakalayarak geri çekti. Beni almadan gitmemelerini uçağı kaldırmamalarını arkadaşlardan istedim. Oraya gitmek istiyorsan bize yardımcı olacaksın dediler 4,5 saat sorguladılar. Çıkışımızı verdikleri halde beni usulsüz orada tuttular. Her şeyimize el koydular."