Söylemler,hükümetler,iklimler,nüfuslar,siyasiler,insanlar değişir ama Samandağı’nın sorunları hiç değişmez hatta giderek artan bir ivme ile dağ gibi üst üste  yığılır durur.Teknolojiyi yakalayıp işyerinize koymanız ya da evinize yığmanız maharet değil,teknolojiyi çalıştıracak enerjiyi havalanıp bulutların arasından avuçladığınız sırada geriye dönüp baktığınızda bozulan araçlarınızla  baş başa kalır,sorun yumağına dönüşürsünüz.

16 km.lik sahili değerlendirecek tek bir turizm yatırımı yapılmadı.İlçe kurulalı beri sanki değişmemeye direniyor.Değişen bir şey varsa biraz daha kirlilik.Antakya2dan Asi nehrine atılan  çöp ve foseptiklerin  kıyılara ve sahile vurması.Sahiller tertemizdi ve insanlar ailecek akşam üzerleri  güneşin denizle buluşmasını seyre doyamazlardı.Bir yandan kaplumbağalar kendi hallerinde sahile çıkar yumurtlarken ,diğer yandan insanlar sahil yaşamlarını sürdürürlerdi.Şimdi bir kaostur almış başını yürümüş.

Kanalizasyon başlı başına bir sorun olarak  dururken,Nasrettin Hoca’nın fil hikayesi gibi<Bir yetmez,iki fil olursa daha iyi olur.> çözümlemesiyle vatandaşlarımızında foseptiklerini  dışarı akıtmaları ya da bitmeyen kanalizasyon nedeniyle korsan boru uzatıp 4 bin nüfusluk Yenimahalleyi foseptiğe garketmeleri anlaşılır gibi değil…Çöpler..Elinden arta kalanını nerede olursa olsun acımaksızın yere atan  ve ortak kullanım alanlarını kirletenlere ne demeli:

Arazi iptalleri nedeniyle  evlerinde çoluk-çocuk huzursuz sabahlayanlar ve mahkeme kapılarında umut arayanlar  30-40 yıl önce ne kadar rahattım diyerek kendi kendine hayıflanıp <2-3 yıl önce bile rahattım.Ne yapabilirim,çocuğumu nasıl okutabilirim,toprağımı nasıl kurtarabilirim diyerek  geceler boyu evlerinin etrafında dört dönüp sabahlayanlar…Daha bitmedi..Sahilde ev yaptığından dolayı ,kaplumbağaların neden olduğu bir durumun patlak verdiğini sananlar bir elde toplanacak olursa…Bi

            Birisi gevezelik edip te boş bulunup <Kardeşim 30 yıldan beri Samandağı’nda ne değişti>diye  sorarsa,sorunlardan başını kaşıyacak zamanı olmayan insanlardan dolayı yanıt bile alamaz…Kendi sorduğu soruya kendisi cevap vermek zorunda kalır.<Belki de hiçbirşey>ya da <Geriye dönük çok şey> diyerek  gülümseyip uzaklaşabilir..

Ne değişti aslında çok şey…Mesela yaşam tarzlarımız,tlevizyondaki dizilerden avuçlayıpta hayatımızın merkezine yerleştirdiğimiz değer yargılarımız,iş bulamadığımızdan dolayı  Suudi Arabistan’da  geçirdiğimiz yıllarımıza doldurduğumuz  bağnaz toplumun yaşamını beraberimizde getirip ıslata ıslata sokaklara savurduğumuz  davranış biçimlerimiz,yoksulluğumuz,çaresizliğimiz,birbirimizden kopukluğumuz,bireyselliğimiz,yalnızlığımız ve birbirimizle hesaplaşarak tükettiğimiz zamanımız…

Sadece bunlar mı?Yatırımım olmayan kapalı bir İlçe Samandağ.Balığın en güzeli avlanır ama  balığın kokmasını engelleyecek bir buzhane yok.Meyve ve sebzeyi değerlendirecek bir fabrika yok…Defnesi var,sabunhanesi yok..

Tabii ki trilyonları bulan yatırımları gerektiren gereksinimler 20 yıl önce çözümlenmeliydi ama yine hala aynı,hiçbir çözüm geliştirilemediğinden gençlerimiz Arabistan’a gidip hem topluma  hem de kendine yabancılaşıyor.Aileler paramparça,işsizlik had safhada,maddi sıkıntıdan insanlar birbirlerini boğazlıyor ve şimdiye dek yine çözümlenemedi.

İnsanlar beklentide ve kısır döngünün adı Samandağ olmasın istiyor!