Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı ve Memur-Sen Başkanı Ahmet Gündoğdu, sendikasının Osmaniye Genişletilmiş İl Divan Toplantısı'na katıldı. Gündoğdu, ülke gündemindeki konularla ilgili açıklamalarda bulunarak, "Toplu sözleşme ve grev hakkı içermeyen Anayasa paketi, toplumu kucaklayamaz" dedi.
Öğretmenevi'nde düzenlenen toplantıda Eğitim-Bir-Sen Osmaniye Şubesi Başkanı Erdoğan Asarkaya ve Memur-Sen Osmaniye İl Temsilcisi Mücahit Çelik'in yaptığı açılış konuşmalarının ardından kürsüye gelen Ahmet Gündoğdu, ülke gündemindeki konular ve sendikasının prensipleri ile ilgili açıklamalarda bulundu. Gündoğdu, "Kamuoyunun yakından takip ettiği Anayasa değişikliği paketi, bizim de yakın takibimizdedir. Memur-Sen olarak, mevcut Anayasa'nın lokal değişikliklerle, mini paketlerle ıslah edilmesini gereksiz
bir enerji ve zaman kaybı olarak gördüğümüzü defalarca ifade ettik. Darbe ürünü Anayasa'nın varlığına bir bütün olarak son verilerek demokratik hukuk devletini gerçek anlamıyla var eden, millet dışında hiçbir kişi ve kuruma egemenlik yetkisi vermeyen yeni bir Anayasa'nın daha fazla zaman kaybetmeden yapılması ve yazılması gerektiğinde ısrarcı olduk. Bu ısrarımızdan vazgeçmemekle birlikte, ülkenin kronikleşmiş sorunlarına son vermeyi hedefleyen Anayasa değişikliği paketini de önemsiyoruz. Gerçekten de
içeriğinde yargı reformunun öncül düzenlemeleri olacak, darbecileri yargılanamaz kılan Geçici 15'nci madde kalkanına son verecek, HSYK, YAŞ kararları ile kamu görevlilerine yönelik uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yoluna başvurulmasına imkan sağlayacak, kamu denetçiliği uygulamasını ülkemize kazandıracak hükümler bulunan Anayasa değişikliği paketi, ülkemizin demokratikleşmesine dönük son dönemde atılan önemli adımların Anayasal çerçeveye kavuşturulması açısından kayda değerdir. Ancak, sözü
edilen Anayasa değişikliği paketiyle ilgili olarak çeşitli basın yayın organlarında çıkan haberlerde, paketin içeriğinde kamu görevlilerine toplu sözleşme ve grev hakkı verilmesine dönük bir düzenlemeye yer verilmekten vazgeçildiği belirtilmektedir. Toplu sözleşme ve grev hakkını içermeyen bir Anayasa değişikliği paketi, ülkenin mevcut sorunlarına merhem olma niteliğini baştan kaybedecektir. Toplu sözleşme ve grev hakkının Anayasa değişikliği paketinde yer almamasının, 'kamu personel rejimi gerçekleşmeden
kamu görevlilerinin toplu sözleşme ve grev hakkına sahip olması sorunlar oluşturur' gerekçesine dayandırılmış olması, en az bu hakların Anayasa'da yer almaması kadar çelişkidir. Bu yaklaşım, 'Anayasa'nın kanunlara uygun olması' gibi normlar hiyerarşisi ile örtüşmeyen bir garabet içeriyor. Bu gerekçe, vatandaşından korkan devlet yaklaşımının, kamu görevlisinden korkan devlet şeklinde farklı bir görünümde devam ettiği anlamına geliyor" dedi.
"İŞSİZLİK SORUNU MUTLAKA ÇÖZÜLMELİ"
Türkiye'nin temel sorunlarından birinin de işsizlik olduğuna değinen Gündoğdu, şunları söyledi:
"Maalesef, işsizlik yüzde 14 gibi sosyo-ekonomik açıdan oldukça büyük riskler oluşturacak bir orana dayanmıştır. Bu durumu, 'İşsizlik oranları bütün dünyada yükseliyor' diyerek geçiştiremeyiz. Çünkü başta terör olmak üzere toplumsal barışı ve huzuru tehdit eden her tür olgu ve olayda, işsizlik tetikleyici unsur işlevi görüyor. İşsizlik sorununu çözmeye, bireylerin istihdam beklentilerini karşılamaya yönelik girişimler de demokratikleşme süreciyle paralel bir şekilde yürütülmeli ve sonuçlandırılmalıdır."
"MAAŞ ARTIŞI ENFLASYONUN ALTINDA KALDI"
2009 yılı toplu görüşme sürecinin mali konular açısından anlaşmazlıkla sonuçlandığını hatırlatan Gündoğdu, "Hükümet, kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerine 2010 yılı için yüzde 2,5 artı yüzde 2,5 artış yapmıştı. Ancak, ilk altı ay için yapılan yüzde 2,5 artış oranı, yılın ilk iki ayı sonunda enflasyonun altında kalmıştır. Bir başka ifadeyle; çalışanlar enflasyon tarafından ezilmeye başlamıştır. Enflasyona ezdirmeme sözü veren hükümet, mart ayı maaşlarına enflasyon farkını yansıtmalıdır. Enflasyon
farkının ödenmesi için temmuz ayının beklenmesi, ekonomik krize karşı koruma altına alınmayan kamu görevlilerinin enflasyona karşı da korumasız bırakılması gibi bir sonucun oluşmasına neden olacaktır" şeklinde konuştu.
Hükümetin IMF ile anlaşmamasını da olumlu karşılayan Gündoğdu, "Milleti ve kamu görevlilerini anladığını söyleyen bir irade, kemer sıkma politikalarından başka önerisi ve teklifi olmayan IMF ile anlaşmamalıydı, anlaşamazdı. Gelinen bu noktada hükümetin, milletin IMF ile iş birliği yapılmaması konusundaki hassasiyetini doğru okuması ve sonuçlandırması eminiz ki IMF tarafından, 'Türkiye'nin hazinesini sömürme şansımız kalmadı' şeklinde anlaşılmıştır. Çünkü IMF bugüne kadar devletin hazinesine, emekçinin
ekmeğine, emeklinin dar gelirine, milletin topyekun sosyal güvenliğine ipotek koymak dışında hiçbir şey önermemiştir. Bu gerçek dikkate alındığında IMF ile anlaşma yapılmaması isabetli bir karar olmuştur. Üstelik Türkiye sorunlarını kendi bürokrasisinin, müteşebbisinin, çalışanının, sivil toplumunun tecrübe ve birikimiyle rahatlıkla çözebilecek güçtedir" diye konuştu. Sendikasının yeni yaptığı bazı anlaşmalar ile ilgili de bilgi veren Gündoğdu, "Memur-Sen; sendikayı sırtında taşıyan üye değil, üyesini
sırtında taşıyan sendika zihniyeti ve anlayışıyla hizmet vermektedir. Bu anlamda herkesi Memur-Sen çatısı altında toplanmaya davet ediyorum" dedi. Gündoğdu'nun Osmaniye ziyaretine Eğitim-Bir-Sen Toplu Görüşme ve Mevzuat Sekreteri Ramazan Çakırcı da eşlik etti.