Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Ali Bardakoğlu, Osmaniye'ye gelerek müftülüğün düzenlediği toplantıya katıldı. İnceleme ve ziyaretlerde bulunan Bardakoğlu, Vali Cerrah'ı da ziyaret etti.
Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, ilk olarak Vali Celalettin Cerrah'ı makamında ziyaret etti. Bardakoğlu'nu Osmaniye'de ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyduğunu belirten Vali Cerrah, Osmaniye İl Müftülüğü'nün güzel çalışmalar yaptığını ve din adamlarının vatandaşlarla güzel bir diyalog kurduğunu söyleyerek; "Diyanet İşleri başkanımız sayın Ali Bardakoğlu'na, Osmaniye İl Müftülüğümüzü, din adamlarımızı ziyaret ettikleri için ve ayrıca beni de ziyaret ettikleri için teşekkür ediyorum. Osmaniyemize 'hoş geldiniz'
diyor ve Osmaniye'mizden memnun kalmasını diliyorum" dedi. Prof. Dr. Ali Bardakoğlu ise Osmaniye'de bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade ederek; "Bugün Osmaniye'de din görevlilerimizin katılacağı bilgilendirme ve değerlendirme toplantımız yapılacak. Din görevlilerimizle yaptığımız bilgilendirme toplantıları bizim için çok önemli. Onlarla sıkça bir araya geliyor ve onları dinliyoruz. Eleştirilerini, katkılarını ve serzenişlerini kaydediyoruz. Biz de önümüzdeki yıllara dair tasavvurlarımızı
onlarla paylaşıyoruz. Adeta büyük bir aile olarak en uç noktada görev yapan personelimizle, merkezin bütünleşmesini sağlıyoruz" diye konuştu. Ziyaret sonunda Vali Cerrah, Bardakoğlu'na çini bir plaket ve Osmaniye yer fıstığından yapılmış ürünlerden hediye etti. Bardakoğlu ise Vali Cerrah'a Diyanet İşleri Başkanlığı yayınlarından oluşan bir kitap seti sundu.
Vali Cerrah'ı ziyaretinin ardından Osmaniye İl Müftülüğü tarafından düzenlenen Bilgilendirme ve Değerlendirme Toplantısı'na katılan Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, dindarlığın günümüzde belli şekillerde ve kalıplarda hapis olduğuna dikkat çekti. Bardakoğlu, "Bizim her din hizmetimizin kuşatıcı, gönlümüzü kucaklayıcı, bilgimizin de bütün sorunları çözecek bir genişlikte olması gerekmektedir. Ana bilgilere sahip ve bu bilgileri 21. yüzyıla götürebilmiş, ihtiyaçları beklentileriyle yoğurabilmiş kıvamda
bir bilginin ele alınması gerekiyor. Bunun için bizler hem hizmet toplumuyuz, hem bilgi kurumuyuz. İlmin doğru bilgisini ve hizmeti birbirinden ayırmadan götürmek zorundayız. Bu hakikatten hareketle biz din görevlilerimiz arasında bir okuma seferberliği başlattık. Oku diyen insanın, öncelikle kendisinin okuması gerektiğini söyledik. Bu anlamda din görevlisi kitaplığı kampanyasıyla yola çıktık ve artık toplumun karşısına her gün dinin açık seçik bilgisiyle çıkmanın zaruretine inandık. Birkaç yıldır bu okuma
kampanyamız devam etmektedir. Sadece okuyan değil aynı zamanda toplumunu okutan din görevlileri olmak zorundayız. Bu konuda camilerimizde küçük okuma köşeleri yapmaya başladık. Artık cemaatimizin de Cuma'dan Cuma'ya edindiği bilgiler yerine, daha çok okuyarak ve günümüzün sorunlarıyla yüzleşirken bilgisi ile ayakta durması ihtiyacını vurguluyoruz. Okuyan din görevlisi, okutan din görevlisi, okuyan birey, okuyan aile modelleri, bizim önümüzdeki yıllardaki ana yollardan bir tanesi olacaktır. Sadece dinin
belli ibadetlerine hapsolmuş bir anlayışı kabul etmiyoruz. Ne yazık ki günümüzde dindarlık belli şekillerde, belli kalıplarda hapsolmuştur. Dindarlığın sosyal ve ahlak boyutunu görmezden gelemeyiz. İslam dünyasında, Hristiyanlık ve Yahudilik için de aynı şey geçerlidir ki, günümüz dindarlığının en önemli eksikliği ahlak eksenli olmayışıdır. Dindarlık sadece bilgi ve duygudan ibaret değildir. Dindarlık, aynı zamanda bir ahlaki bilinci, ahlaki sorumluluğu Mevlana'nın 'söylediğin gibi ol, olduğun gibi görün,
göründüğün gibi ol' diyen o yolunun yoldaşı olmayı gerektirir. Kuru söz değil, sadece ötekine söylenmiş söz değil, yaşanan, benimsenmiş, bir hayat düsturu haline getirilmiş öğütlerdir bizim söylediklerimiz" dedi.
Din görevlisinin aynı zamanda bir ahlak önderi olmak zorunda olduğunu ifade eden Bardakoğlu, "Söylediklerini hayatının bir parçası haline getirmemiş din görevlisinin sözü, suyun üzerine yazılmış yazı gibidir. Bunun için de biz önemli ahlaki sorumluluğumuzun, dini sorumluluğumuzun farkındayız. Söylediklerimizi ve anlattıklarımızı önce yaşamamız gerektiğini, ona inanmamız gerektiğini ve günümüz dindarlığının da ahlak ve bilgi eksenine oturması gerektiğini ısrarla söylüyoruz. Bilen ve bildiklerini söyleyen,
söylediklerini de yaşayan bir dindar olmak ve dindarları oluşturmak zorundayız. Sosyal dindarlık da bunun bir parçasıdır. Sosyal dindarlık deyince, caminin dört duvarı arasından çıkan, yanı başındaki insanların halini anlayan, onunla paylaşan, onun derdini dert edinen, yetimin başını okşayan, garibin elinden tutan, hastayı ziyaret eden, paylaşmaya öncülük yapan bir dindarlık anlayışına toplumun ihtiyacı var. Bencilliğin giderek arttığı ve hatta herkesin kendi çıkarını, kendi bencilliğini doyasıya yaşamaya
çalıştığı bir dünyada dindarların ve Müslümanların paylaşmak konusunda öncü olması gerekiyor. Bizler istiyoruz ki; camimizin içi gibi, camimizin çevresi de temiz olsun. Din görevlilerimiz sosyal bilincin, çevre bilinci ve çalışkanlığının öncüleri olsun istiyoruz" şeklinde konuştu. Bardakoğlu, konuşmasının ardından müftülük etkinliklerinde emeği geçen personellerden temsili olarak 6 görevliye teşekkür belgelerini verdi. Bilgilendirme ve değerlendirme toplantısının ikinci bölümü ise basına kapalı olarak
yapıldı.
Bardakoğlu, ayrıca yapımı devam eden Zafer Cami'de incelemede bulundu ve Belediye Başkanı Kadir Kara'yı ziyaret etti.