22
Aralık
2024
Pazar
OSMANİYE

Fabrika kuracak yer mi kalmadı?

Osmaniye’de Kastabala Antik Tiyatrosu’nun 400 metre, kuş cennetinin 5, Türkiye’nin ilk açık hava müzesinin 15 kilometre yakınında çimento fabrikası planına karşı kampanya başlatılıyor. İlk imza Yaşar Kemal’den...

İSTANBUL - Osmaniye sınırları içindeki Hierapolis Kastabala Antik Kenti’nin bulunduğu bölgede yapılmak istenen çimento fabrikasına tepkiler hızla çoğalıyor. Henüz çimento fabrikası için kazma vurulmadı ancak Adana Barosu, Adana Mimarlar Odası, böldeki köy muhtarları fabrika projesinin iptali için yargı yoluna başvurdu. Önümüzdeki günlerde tarihi mirasın korunması için büyük bir imza kampanyası başlatılacak. İlk imzaları Yaşar Kemal, Tarık Akan, Rutkay Aziz atacak.

Çimento fabrikasının kurulması planlanan yer Kastabala Antik Tiyatrosu’nana 400 metre, Kırmıtlı Kuş Cenneti’ne 5 kilometre ve Türkiye’nin ilk açık hava müzesi olma özelliğine sahip Karatepe Açık Hava Müzesi’neyse 15 kilometre uzaklıkta. Fabrikanın yılda 2 milyon ton çimento üretimi yapması planlanıyor. Bu da uzmanların görüşüne göre, çevrede hem doğa için hem de tarih için bir felaket demek. Fabrikayı kurmak isteyen şirket kaygıları yersiz buluyor. Şirket yetkilileri birkaç ay önce çevreye zararı olmayacağını söyledikleri çimento fabrikası için 19 bakanlıktan gerekli izinlerin ve ÇED olumlu raporunun alındığını duyurmuşlardı.

Bölgeyi çok iyi tanıyan arkeolog ve restoratör Murat Akman, fabrikanın henüz inşaat aşamasına gelmediğini ancak fabrikanın yapılmaması için her türlü girişimi başlatacaklarını söyledi. Akman, meslek odalarının, yöre insanlarının, Adana Barosu’nun ilgili kurumlara davalar açtığını anlattı:
“Yakında büyük bir imza kampanyası başlatacağız. Şimdi bunun hazırlığı içindeyiz. Sanatçılar ve bilim dünyası bu kampanyaya destek verecek. Yaşar Kemal, Tarık Akan, Rutkay Aziz gibi birçok sanatçı, arkeologlar, profesörler Kastabala’da çimento fabrikasına ‘hayır’ diyecek. Anıtlar ve Koruma Kurulu üç kez toplantı yaptı. İlk kararında fiziki çalışma yapılamayacağını söylediyse de diğer kararları muallakta kaldı. Fabrikanın yapılıp yapılamayacağı konusunda net bir karar yok.”

Akman’ın verdiği bilgiye göre fabrikanın yapılacağı alan için Gaziantep Üniversitesi’nden bir doçent arkeologun izin başvurusunda bulunmuş. Ancak izin çıkmamış: “Yüzeysel araştırmalar yapılıyor ancak kazı başvurusuna ‘çok kazı yapılıyor’ diye arkeolojik kazıya Kültür ve Turizm Bakanlığı izin vermedi!”

Fırıncı da uyarmasa...

1947’den bugüne kadar, yani yarım yüzyılı aşkın süredir Karatepe’de kazılarını sürdüren ve birçok eseri gün yüzüne çıkaran Arkeolog Prof. Dr. Halet Çambel de, çimento fabrikasının yapılmasından dolayı son derece kaygılı.

Çambel, ÇED raporu alınırken kendisinden görüş alınmadığı gibi projenin varlığından köydeki fırıncıdan haberdar olduğunu söyledi: “Köylüyü kandırmışlar. Kazı yapılsa herkes çalışır. Fabrikada sadece üç beş geri hizmet elemanı çalışacak. Bir gün tesadüf eseri fırıncıdan ekmek alırken çimento fabrikası yapılacağını öğrendik. Koruma kuruluna, valiye sorduk. Fabrika kaya mezarlarının üzerine kurulacak. Bölgeye hem fiziksel hem de kimyasal açıdan büyük zararları olacak. 16 Mayıs’ta Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’a konuyu bizzat söyledim. ‘Tamam, halledeceğim’ dedi. Ancak fabrikadan vazgeçildiği konusunda hâlâ en ufak bir haber gelmedi.”

Radikal
Yayın Tarihi : 18 Ağustos 2008 Pazartesi 18:45:14


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
tahir sarıbıyık IP: 88.228.102.xxx Tarih : 19.08.2008 11:27:35

haberi okuduğumda bizim bolge için;tarih ve doga için çalışanların oldugunu duymak beni sevindirdi.birilerinin bu oyuna dur demesi lazim.benim öğrendigim şu ki kastabalada bundan50 yıl öncedaha bir bu kadar tarihi eser varmış 100yıl öncede o iki bazilikanın üzerinde biri geyik biri öküz iki heykel varmiş şimdi bunlar yok.eğer bu ilgisizlik devam ederse akdenizin efesi yok olacak fabrika roma kuyu mezarlarının oldugu yerin üzerine kuruluyor.tarih yok olacak bu fabrika sahipleri tarihi eserlerin olduğu yerin dişında başka yer mi bulamadılardaha öncede hemite kalesinin oldugu yeri düşünmüşlerdi.yeşil alanlara ne demelio bölgeye adını veren kesme ağaçları nerede burun şeklinde uzanan kesme ağaçı kesmeburuna adını vermişti.şimdilerde buağaçlar birer ot ; birer çalı...tum bu olanlara bir dur demek için sanatcı ve değerli büyüklerimizi kesme buruna davet ediyorum .köylülere bir yol göstersinler.