Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Özdemir, dünyada yaşayan her 3 insandan 1'inin açlık, yetersiz beslenme, sağlıklı su kaynaklarından mahrum olma gibi önemli sorunla karşı karşıya olduğunu söyledi.

AKÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü tarafından düzenlenen ve iki gün devam edecek 'Ulusal Jeomorfoloji Sempozyumu 2010' Ahmet Necdet Sezer (ANS) kampüsü Atatürk Kongre Merkezi'nde başladı. Sempozyumun açılışında konuşan AKÜ Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Özdemir, dünya coğrafyası nüfusunun 2010 yılı sonu itibariyle 7 milyara yaklaştığını ifade etti. Nüfusun 2 milyardan fazlasının yani dünyada yaşayan 3 insandan birinin açlık, yetersiz beslenme, sağlıklı su kaynaklarından mahrumiyet gibi önemli sorunlarla karşı karşıya olduğunu anlatan Mehmet Ali Özdemir, "Oysa nüfus her yıl artarken dünyanın alanı ve su miktarı değişmemektedir. Toprak, su, hava gibi yaşanılabilir alanların sınırlı olması dünya barışı ve istikrarını tehdit eden bir unsurdur. Küresel ısınma sonucunda Antarktika ve Kuzey Buz Denizi'ndeki buzulların erimesiyle ortaya çıkan alanların paylaşım savaşı, dünyayı bekleyen krizlerden biri olmaya başlamıştır" şeklinde konuştu. Küresel iklim değişim modellerinde olduğu gibi yaşanabilir bölgelerin ve doğal kaynakların dağılımındaki değişkenliklerin stratejik bölgelerde zaman içerisinde farklı kutuplaşmalar ve ittifaklar doğuracağını söyleyen Özdemir, dünyanın doğal çevre sorunlarını global bakış açısıyla değerlendiren coğrafyacıların kısa sürede yer yüzüne bu sorunların alanlarıyla ilgili boyutlarını çözmek ve çözüm üretmek durumunda olduklarını ifade etti.

TÜRKİYE EN FAZLA ETKİLENECEK OLAN ÜLKELERİN BAŞINDA

Türkiye'nin küresel iklim değişikliklerinden ve olası çevresel risklerden en fazla etkilenecek ülkelerin başında geldiğini vurgulayan Özdemir, "Aşırı sıcaklar ve soğuklar, sel felaketleri, yağışlardaki istikrarsızlık, çöl ikliminin yayılarak genişlemesi öncü sorunlar olarak görülmektedir. Türkiye coğrafi konumu ve yer şekillerine sunduğu eşsiz zenginliklere sahiptir. Bu potansiyellerden sürdürülebilir şekilde faydalanılmalıdır" dedi. Yakın geçmişte yaşanan 6 şiddetindeki 1995 Dinar depreminin 94 can kaybına yol açtığını hatırlatan Mehmet Ali Özdemir, 6 şiddetindeki 2002 Çay-Sultandağı depreminin 45 can kaybına neden olduğunu dile getirdi. Bu depremlerin Afyonkarahisar bölgesinin deprem açısından riskli bir bölgede bulunduğunu acı bir şekilde hatırlattığını belirten Özdemir, "Türkiye bütünüyle deprem ülkesidir. İstatistiki olarak ülkemizde yakın gelecekte deprem olma ihtimali yüksektir. Ekonomik ömrünü tamamlamış yapılar, konutlar olası afette can ve mal kaybını artıracaktır. Dolayısıyla depremi unutmak ve görmemezlikten gelmek çözüm değildir" ifadelerini kullandı. Özdemir, sempozyumda 82 katılımcı tarafından 50 bildiri sunulacağını ve bu bildirilerin sempozyumda değerlendirileceğini söyledi.