Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı Uzunova Köyü'nde hayvan otlatırken bulduğu kara mayının patlaması sonucu bir kolunu, parmaklarını ve bir gözünü kaybeden 16 yaşındaki Nesim Öner, mayının hayatını tamamen karartmasına ve elde edeceği başarıları gölgelemesine izin vermedi.
Atletizm yarışmalarında hem yurt içinde hem de yurt dışında dereceler alarak evini madalyalarla dolduran Nesim Öner, son olarak Tunus'ta yapılan yarışmada, Türkiye'ye ikincilik madalyası kazandırdı. Bu yıl lise son sınıfa giden Nesim, üniversiteye hazırlanırken, "Tabii ki hayatta önümüze engeller çıkacaktır. Mayın mağdurlarının önüne birde uzuv kayıpları ile ilgili büyük engeller çıkıyor. Ancak her şeye rağmen bu engelleri aşmamamız lazım. Üniversite'de spor yöneticiliği bölümünü kazanmak istiyorum" diye
konuştu.
Mayınsız Bir Türkiye Girişimi Koordinatörü Muteber Öğreten ise, Nesim'in mayını kader olarak kabul etmediğini ve hayatındaki başarıları engellere rağmen elde etmesinin kendilerini çok sevindirdiğini söyledi.
ÇOBANLIKTAN ATLETİZME
Kulp ilçesine bağlı Uzunova köyünde 6 yıl önce daha 10 yaşında iken hayvan otlatırken yerde gördüğü mayını demir parçası zannederek oynayan ve bir taş ile vurarak ezmeye çalışan Nesim Öner'in hayatı bir anda altüst oldu. Patlayan mayın, 4 kardeşi olan Öner'in sol kolunun ve sağ elinin 3 parmağının kesilmesine, sol gözünün kör olmasına, sağ gözünün de çok yetersiz görmesine neden oldu. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde 3 ay kalan Öner, hastanede uzun süren tedavi nedeniyle okuluna 1 buçuk yıl
ara verdi. Daha sonra ailesiyle taşındıkları Diyarbakır'da Görme Engelliler İlköğretim Okulunda eğitim hayatını devam ettiren Nesim Öner, okulu başarı ile bitirerek Şehitlik Lisesi'ne girdi. Lise'de okuduğu sıralarda Diyarbakır Görme Engelliler Spor Kulübü sayesinde sporla tanışan Nesim, hayatını karartmaya çalışan kara mayına inat hayata dört el ve dört gözle sarılarak başarıdan başarıya koştu.
ATLETİZM'DE DÜNYA DERECESİ
Nesim Öner, spora ilgi duyması nedeniyle rehabilitasyon amacıyla alındığı spor kulübünde, 1 aylık bir çalışma ile önce 2009'da Mayıs ayında Denizli'de Türkiye Görme Engelliler Federasyonu'nca organize edilen Atletizm Türkiye Şampiyonası'nda üçüncü oldu. Spor ile kara mayına inat hayata yeniden tutunan Nesim Öner, Ankara'da düzenlenen atletizm şampiyonasında da birinci olduktan sonra milli takıma seçilerek Milli takımı Tunus'ta temsil etti. Tunus'ta bu yıl Temmuz ayında düzenlenen Atletizm Turnuvası'nda
da ikinci olan Nesim başarısı ile herkesi gururlandırdı. Atletizm dışında futbol takımında da oynayan Nesim Öner'in hem futbol hem de atletizmde Diyarbakır, bölge ve Türkiye'de aldıkları madalyalar bulunuyor.
ÜNİVERSİTEYE HAZIRLANIYOR
Nesim Öner, ailesi ile birlikte yaşadığı Diyarbakır'da Şehitlik lisesi son sınıfta eğitimine devam ederken, diğer yandan ise Üniversite sınavlarına hazırlanıyor. Atletizm turnuvaları için de çalışmalarını aralıksız sürdüren Nesim, okulda arkadaşları tarafından da el üstünde tutuluyor. Nesim ile yakından ilgilenen Mayınsız bir Türkiye Girişimi Koordinatörü Muteber Öğreten, mayın mağdurları içerisinde Nesim'in "Onlar kendi kaderlerine terk ediliyor" sözünü ters çevirdiğini belirterek, "Bunun bir kader
olmadığını yaşamla buluşabileceğini ve hayatındaki başarıları yine yakalayabileceğini gösterdi. Nesim'in başarıları bizleri gururlandırıyor. Nesim hayata küsmediği gibi hayata dört elle sarılarak herkese ders verdi" dedi.
"İNSANLAR MAYIN KURBANI OLMASIN"
Yaklaşık 6 yıldır Türkiye'deki mayın sorunu, mayın temizliği ile mayın kurbanları yaşamlarının düzeltilmesi ve onların hem uluslararası sözleşmeden hem var olan yasalardan kaynaklı haklarının kullanımı konusunda çalışmalar yaptıklarını söyleyen Öğreten, şöyle konuştu:
"İsterdik Nesim vakası son vaka olsun. Yine mayın kurbanları olmasın. İnsanlar uzuvlarını kaybetmesin, yaşamlarını yitirmesin. Ama ne yazık ki bu son vaka olmadı. Türkiye 2004'te tamda Nesim'in kazasının olduğu yılda mayın nedeni ile mayın ile ilgili uluslararası sözleşmelerin hükümlülüklerini başlatması gerekiyordu ama geriye dönüp baktığımızda 2004'den bu yana 6 yıl oldu ne yazık ki somut elle tutular adımlar atılamadı. Öte yandan, mayınlar sadece Türkiye-Suriye sınırında değil. Diğer sınırlarda da var
ve onlardan daha tehlikeli olanı iç bölgelerdeki mayınlardır. Bu mayınlar nedeniyle insanlar yaşamlarını kaybediyor ya da uzuvlarını yitiriyor. Bu konuda da atılmış bir adım yok. Yani Türkiye'nin bu sözleşmeyi imzalamasından sonra ortaya koyduğu bir program ve takvim ne yazık ki yok."
"HEDEFİ HEM SPOR HEM EĞİTİM"
Nesim Öner ise, spora başladığı zaman herkesin mayının yarattığı engeller nedeniyle kendisine, "Yapamazsın" dediğini, kendisinin daha da hırslanarak çalıştığını ifade ederek, "Okul olmadığı zamanlarda spor yapıyordum. Milli takıma girdim ve yurt dışına gittim. Dünya ikinciliği kazandırdım Türkiye'ye. Ben spor yapmayı seven biriyim. Şu anda lise 4 öğrencisiyim ve üniversiteye hazırlanıyorum. Spor yöneticiliğini istiyorum. İnsan ne yaparsa engeller illaki çıkacaktır. Engeller çıktıkça sen o engelleri aşmak
istersen üzerine gitmek zorundasın. Bizim yapacağımız tek şey hiçbir zaman yılmamaktır" şeklinde konuştu.
Başına gelen olaydan sonra mayınları tanıdığını söyleyen Öner, "Mayınlar, şimdiye kadar bir sürü insanın canına mal olmuştur. Benim gibi engellilere neden olmuştur. Böyle olayların olması istenilmiyorsa bu mayınların kaldırılması istiyorum. İnsanların canına mal oluyor benim gibi bir sürü insan var. Hayatlarını değiştiriyor. Mayınların temizlenmesini istiyoruz" ifadelerini kullandı.