Konya'da 5 yıl önce hayat kadınını elleriyle boğarak öldüren katil zanlısının bir fabrikada asgari ücretle çalışan işçi olduğu ortaya çıktı.
2 Mayıs 2003 tarihinde Konya'nın merkez Selçuklu ilçesi Abdülaziz Mahallesi Haneder Sokak'taki Şerife Apartmanı'nın zemin katında yaşayan 25 yaşındaki 1 çocuk annesi "Şule" takma adlı hayat kadını Songül Tekeli çıplak vaziyetteyken boğularak öldürülmüş ve paraları gasp edilmişti. Hayat kadını cinayetinin ardından o dönem görev yapan polisler, yüzlerce kişinin ifadesine başvurmuş ve birçok araştırma yapmasına rağmen katil zanlısı tespit edilememişti.
2004 yılından itibaren görev alan ve şuana kadar faili meçhul cinayet bırakmayan Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, 5 yıl önce öldürülen Songül Tekeli'nin dosyasını yeniden ele aldı. Cinayet Büro Amiri Başkomiser Ertuğrul Güler ve 20 kişilik ekibi, geçmiş dönemde yapılan tüm çalışmaları ve olay yeri inceleme ekiplerinin kaydettiği görüntüleri tekrar tekrar inceledi. İncelemenin ardından öldürülen hayat kadını üzerinden alınan spermler, belirlenen 30 şüphelinin kan örnekleriyle DNA testine gönderildi.
Özel bir ekip ise hayat kadınının o dönem arkadaşlık ettiği hayat kadınlarını tespit ederek, görüşmelere başladı. Daha önce ifade veren hayat kadınlarından tekrar bilgi alan ekip çelişkiler tespit etti. Bu çelişkiler doğrultusunda 30 kişilik şüpheli listesini 57'ye çıkartan ekipler yakın takibe başladı. Yakın takibin devam ettiği sırada domuz bağıyla öldürülen minibüsçü Recep Özekerci'nin katilinin de 7 yıl sonra yakalanmasıyla İl Emniyet Müdürü Salih Tuzcu, Asayiş Şube Müdürlüğü önünde bir açıklama yaptı.
Tuzcu açıklamasında, "10 yıl içinde meydana gelmiş bütün faili meçhul cinayetleri çözmeye çalışıyoruz. Şu anda ekibimiz bazı dosyaların üzerinde çalışıyor" dedi. Emniyet Müdürü Tuzcu'nun açıklamasını televizyonlarda izleyen 57 kişinin bulunduğu listeden 30 yaşındaki 1 çocuk babası Fedayi Y. cep telefonunu kapatıp, 3 gün evden çıkmaması üzerine kendini ele verdi. Yakın takibi hissettirmeye başlayan Cinayet Bürosu dedektifleri, ilerleyen günlerde Fedayi Y.'nin çalıştığı fabrikaya çeşitli bahanelerle giderek kişilik yapısıyla ilgili de bilgiler topladı.
Dedektiflerin katil zanlısının çok fazla arkadaşı olmayan, içine kapanık ve ailesine bağlı biri olduğunu öğrenmelerinin ardından zanlı, Asayiş Şube Müdürü Ercan Taştekin'in talimatıyla Cinayet Büro Amiri Ertuğrul Güler tarafından "Bir kadınla ilgili şubeye kadar gitmemiz gerekiyor" denilerek iş yerinde gözaltına alındı. Polisin zanlıyı iş yerinde gözaltına almasının sebebinin hasta babasıyla, 1,5 yaşındaki oğlunun durumdan olumsuz etkilenmemesini sağlamak olduğu öğrenildi.
ÖNCE TANIMIYORUM, SONRA ELLERİMLE BOĞDUM DEDİ
Fedayi Y. sorgunun ilk 4 saatinde sadece, "Bu kadını hiç tanımıyorum, evlenmeden önce hovardalık yapardım, belki onlardan biridir" dedi. 4 saat sonra zanlı, 3 tek sigara isteyip hepsini peş peşe içmesinin ardından konuşmaya başladı. Fedayi Y., "Bir gençlik hatasıydı, 5 yıldır uyuyamıyorum. Artık beni yakalayamazsınız diye düşünürken emniyet müdürünün açıklamasını izleyip tedirgin olmuştum. 5 yıl önce olay günü bir hayat kadını aracılığıyla Şule takma adlı hayat kadının evinde gittim, 30 YTL'ye 1 saatliğine anlaştık. Bir kez birlikte olduk, beni göndermek istedi. Ben de 1 saatliğine anlaştığımız için ısrarcı oldum aramızda tartışma çıktı. Şule bir sopa çıkartarak sırtıma vurmaya başladı, ellerimle boğazını sıkarak öldürüp kaçtım. Bunu kendime yakıştıramadım hata yaptım, çok pişmanım" diyerek suçunu itiraf etti.
Zanlının suçunu itiraf etmesinin ardından parmak izi alındığında, serçe parmağının izi evde bulunan bornozun kutusundaki parmak iziyle aynı çıkması cinayeti de delillendirdi. Poliste ifadesi tamamlanan katil zanlısı Fedayi Y., yoğun güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edildi. Öte yandan 5 yıl önce öldürülen hayat kadının çocuğunun ise o dönem yurda teslim edildiği, daha sonra yakınları tarafından alındığı belirlendi.
Konya İl Emniyet Müdürü Salih Tuzcu, cinayetin çözülmesinin ardından Asayiş Şube Müdürlüğü'nü ziyaret ederek Asayiş Şube Müdürü Ercan Taştekin, Cinayet Büro Amiri Ertuğrul Güler ve cinayet büro dedektiflerini tebrik etti. Konya Emniyet Müdürlüğü'nün çalışmalarının aralıksız sürdüğünü vurgulayan Salih Tuzcu, "Daha önce tozlu raflardaki dosyaları indirdiğimizi söylemiştik. Biz sözümüzü tutuyoruz. Ekiplerimiz özveriyle çalışmalarını sürdürüyor. Öldürülen her kim olursa olsun onu öldüren bir canidir. Bizim görevimiz de onu yakalayıp adalete teslim etmektir. Bin 802 gün sonra cinayet bürosu dedektiflerimiz, katil zanlısını tespit ederek yakaladı.
Zanlının yakalanmasında daha önce çözülen cinayetlerde yaptığımız açıklamalar da etkili oldu. Katil panikledi. Konya'da daha önce suç işlemiş olanlar mutlaka teslim olsunlar. Olmadıkları sürece polisimiz onları bir gün mutlaka yakalayacaktır. Suç işleyecekler de suç işlemesin. Polisimiz mutlaka yakalar" dedi. Tuzcu, daha önce çözülmemiş tüm faili meçhul dosyalar üzerinde yoğun bir şekilde çalışmalarının sürdüğünü de ekledi.
CSI KONYA GEÇMİŞE YÖNELİK 8 CİNAYETİ ÇÖZDÜ
CSI Konya olarak tanınan Konya Cinayet Büro Amirliği ekipleri 2004 yılından bu tarafa meydana gelen 112 cinayet olayının tüm faillerini yakalamasıyla tanınıyor. 2004 yılından bu tarafa uyguladıkları Kırmızı Alarm projesi sayesinde faili meçhul cinayet bırakmayan dedektifler, 2001 ile 2004 yılları arasında ise 8 faili meçhul cinayeti aydınlattı.
Cinayet Büro Amirliği ekipleri, 2001 yılında domuz bağı ile öldürülen minibüsçü Recep Özekerci'nin, tecavüz edilerek öldürülen 9 yaşındaki Ebru Çiftçi'nin, 2002'de bıçaklanarak öldürülen üniversite öğrencisi Durmuş Uygur'un, hırsızların evini yakarak öldürdükleri Mevlüt Baran'ın, 2003 ile 2004 yıllarında ise mafya, bar ve tren istasyonunda işlenen cinayetlerin katillerini tespit edip yakalamıştı.