Harita Mühendisi Ali Yetgin (56), Asya Lale’nin Yönetim Kurulu Başkanı. Konya-Çumralı tarım yapan bir ailenin oğlu. Yıllarca büyük devlet kuruluşlarının altyapı müteahhitliğini yaptı. Çatalhöyük yakınlarındaki 1700 dönümlük arazide başladığı modern tarımcılığa, 1996’da laleleri de ekledi. Türkiye’nin rakipsiz lale üreticisi oldu. Dört çeşit ve bir milyon laleyle başladı. Bugün, 300 dönüme yayılan üç ayrı tarlada kokulu ve kokusuz 35 ayrı renkte 10 milyon lale var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin park ve bahçelerini, otoyol kenarlarını süsleyen 12 milyon laleden 7 milyonu, yine Bursa’nın 1 milyon lalesinin soğanları Yetgin’in çiftliğinden geliyor.
Su kanalları ve yemyeşil tarlalar arasında ilerliyoruz. Ufukta, Ali Yetgin’in 35 ayrı renkte milyonlarca lalesinin boy attığı tarlalar beliriyor. Turuncu, pembe, mor, kırmızı, sarı, beyaz, siyah şeritler halindeki laleler Konya Ovası’na inmiş bir gökkuşağı gibi. Göz alabildiğine uzanan, aralarına kazara karışan başka renkteki lalenin hemen yok edildiği 300 dönümlük tarlalarda kadın işçilerin kahkahaları duyuluyor. Biraz ötede de bir arkeolojik şaheser, Anadolu’daki en eski Cilalı Taş Devri yerleşim merkezi Çatalhöyük duruyor.
"1996’da Hollanda’ya iş gezisine gittiğimde tesadüfen gördüğüm lale tarlaları ilgimi çekti. Toprak, su, güneş, insan bizde. Lale neden bizde değil, dedim," diye anlatıyor işe başlangıç hikayesini Ali Yetgin. O gün kararını veriyor, araştırıyor ve Hollandalı üreticilerle bağlantı kuruyor. Turfanda lale yetiştirip sezondan önce göndermek için Hollandalı bir firmayla anlaşıyor. Ama Konya’da hakim kara iklimi nedeniyle hesap edilen süreden çok daha geç açıyor laleler.
TEMMUZDA AÇSA BÖYLE SEVİLMEZDİ
Bu ilk başarısız denemeden sonra Ali Yetgin, kolları sıvayıp araştırıyor. Bir hata yok: Konya’nın iklim ve toprak yapısı lale için gayet uygun. Ama turfanda yetiştirmek mümkün değil, çünkü Konya’nın kışı uzun: "Ekim-kasımda ekilen lale soğanı, kışın don yani soğuk görmek istiyor. Antalya, Urfa gibi ılıman şehirlerde bu yüzden verim alınmıyor. Lale Konya’nın soğuğunu, güneşini ve bol mineralli kumlu toprağını çok seviyor."
Ali Bey’in lale tarlalarında 12 ay boyunca çalışan kadınlar, bugünlerde açan çiçekleri tek tek kırıyor ki soğanı büyüyüp gelişsin. 15 Haziran’da sökülen soğanlar, depodan çıkıp belediye ve seralara gidiyor. Yetgin bu yılki hasattan 10 ila 12 milyon soğan bekliyor.
Her sabah tarlaları dolaşıp dokunuyor, konuşuyor lalelerle. "Gönlümüze, geçmişte kültürümüze girmiş milli bir çiçeğimiz. Kardelenle birlikte baharın ilk açan çiçeği. İnsanları cezbetmesi bundan. Temmuzda açsa bu kadar dikkat çeker miydi?" Yetgin, Türklerin laleyi Anadolu’ya Orta Asya’dan getirdiğini, Konya’da yetiştirdiğini anlatıyor. "Nevşehir’e gitmiş sonra. Oradan İstanbul’a ulaşmış, en sonunda da Hollanda’ya. Şimdi lale vatanına geri döndü."
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Çumra’nın lale soğanlarını beş yıldır satın alıyor. Ama esas büyük alımı iki yıldır yapıyor. Geçen yıl 5 milyon, bu yıl da 7 milyon lale soğanı Çumra’dan İstanbul’a getirildi. İstanbul’da üçüncüsü, Konya’da bu yıl ikincisi düzenlenen lale festivalleri de buradan getirilen soğanların açan çiçekleri sayesinde gerçekleşiyor. Bu arada, belediyelerin en çok kırmızı, sarı ve beyaz renkte lale talep ettiğini öğreniyoruz. Diğer renklerdeki laleler de ilgi görüyor ama bu üç renkte talep katlanıyor. Ali Yetgin’e göre, renk seçimini futbol taraftarlığı ve Türk bayrağının renklerine duyulan sevgi etkiliyor. Türkiye’de talep daha da artarsa Ali Yetgin’in hedefleri de büyüyecek. "70 milyon lale üretirim. Verimli arazi çok, insanlar da işsiz. Avrupa ve Asya’nın en büyük lale üreticisi neden Türkiye olmasın?"
HOLLANDA YENİ TÜR SOĞANLARI GİZLİYOR
Her yıl dünyanın lale merkezi Hollanda’ya yeni tür tohumları görmek için giden Yetgin, orada kendisine ne kadar isteksiz davranıldığından yakınıyor. "Bizi hepsi tanır. Yeni tohum türlerini ya saklarlar ya da nazla verirler bize. Hatta bizi bıktırmak için bürokratik engeller çıkarırlar." Bir seferinde, "Sizin topraklarınız yorgunluktan verimliliğini kaybetmiş, verin de bizim topraklarımızda yetişsin", teklifinde bulunmuş. Aldığı cevap, "Fakir ülkelere ürettiririz ama Hollanda’dan dağıtırız. Dünya ticaretini biz yaparız" olmuş. Kısacası, lale tıpkı elmas gibi, tekel konusu olabilecek değerli bir ürün.
Yurtiçindeki lale ihalelerinin tartışmasız ismi Ali Yetgin, yurtdışına lale soğanı satamamaktan yakınıyor. Çünkü yasalara göre Türkiye’den dışarıya soğanlı bitki satışı yasak. İran almak istemiş ama bu nedenle olmamış. Oysa, diyor, lale endemik bir tür değil.
bİrİncİ sInIf lale Üretİyoruz
Çumra’daki bu uçsuz bucaksız lale tarlalarında 100 işçi çalışıyor. Soğan ekimi, sökümü, ayrıştırılması ve paketlemesi en son teknolojideki makinelerle yapılıyor. Ali Yetgin’in verdiği bilgiye göre, Hollanda’da laleler üç sınıfa ayrılıyor. Yetgin, kendisinin birinci sınıf lale yetiştirdiğini söylüyor, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kendi lalesine, Hollanda’nın üçüncü sınıf lalesiyle aynı fiyatı biçmesinden şikayet ediyor. Bursa, İstanbul ve Isparta büyükşehir belediyelerinin ihalelerinde alacakları lalelerin belli bir yüzdesinde yerli üretim şartını koyması onun için önemli bir teşvik.