Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak, "Bizim de annemiz, babamız Kürt olabilirdi. Biz de Kürtçe konuşabilirdik. Bunun demokrasiye, insan haklarına aykırı bir tarafı yok. Bütün bunlar bizim dönemimizde aşıldı" dedi.

Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak, AK Parti Gümüşhane İl Başkanlığı'nın Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'na katıldı. Atatürk Kültür Merkezi'nde yapılan toplantının açılış konuşmasını AK Parti İl Başkanı Yusuf Özgün yaptı. Özgün , AK Parti'nin iktidarı süresince çözümsüzlüğün bir çözüm olmadığını, çözümsüzlüğün bir siyaset tarzı olmadığını ve olamayacağını ispat ettiğini belirterek, on yıllar boyunca konuşulan, tartışılan Türkiye'ye kaynak ve vakit kaybettiren meselelerin bu dönemde çözüldüğünü söyledi.

Daha sonra söz alan Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak, -Türkiye'nin dört tarafının düşmanlarla çevrili olduğu- dönemlerin geride kaldığını belirterek "Şimdi Türkiye'nin üç tarafı denizlerle, dört tarafı da dostlarla çevrili" dedi. Bakan Özak, "İlk defa ihracatımız global krize rağmen 130 milyar dolara çıktı. İhracatımızın yüzde 70'ini Avrupa Birliği'ne yapıyoruz. Aynı zamanda Avrupa'nın en büyük otobüs üreticisiyiz. Milli eğitime en büyük katkıyı yapan da bu iktidar. 60-70 öğrencilik

sınıfları 30'a indirdik. Avrupa'nın 6. büyük ekonomisine sahibiz. Avrupa Birliği bizi almış, almamış o kadar önemli değil, biz zaten AB'ye girmişiz. Dünyanın 16'ncı büyük ekonomisine sahibiz. İşte Atatürkçülük budur, milliyetçilik, çağdaşlık budur. O bakımdan bu istikrarın devam etmesi lazım. Atatürkçü olmak için işini iyi yapacaksın. Yolsuzlukla mücadele edeceksin. Yoksullukla mücadele edeceksin. Yasaklarla mücadele edeceksin. Daha çok yol yapacaksın. Daha çok okul yapacaksın" diye konuştu.

"15 KATRİLYON LİRA GÜNEYDOĞU ANADOLU'YA YATIRIM YAPMIŞIZ"

Konuşmasının ikinci bölümünü "demokratik açılım" sürecine ayıran Bakan Özak, konunun 7 yıl önce iktidar geldikleri zaman başladığını ifade ederek, "Bizim ülkemizde yaşayan; hangi etnik kökenden, hangi dilden, hangi dinden olursa olsun saygıdeğerdir, muteberdir, kutsaldır. Bizim ülkemizin her metrekaresi kutsaldır. Büyük önder Atatürk'ün öncülüğünde Anafartalar'da, Çanakkale'de benim Gümüşhaneli, Trabzonlu dedem, Artvinli dedem, Erzurumlu dedelerimiz, Mardinli, Diyarbakırlı, Batmanlı, İstanbullu,

Yozgatlı, Kerküklü, Batumlu, Üsküplü insanlarımız aynı gaye uğruna çarpıştılar. Şimdi o insanların torunlarına husumet tohumları ekilmiş ve maalesef çok az da olsa birliktelik bozulmuş. 25-30 yıldır devam eden bir sorun. Aslında daha evvelce de vardı. Ama biz geldiğimizden beri 15 katrilyon lira Güneydoğu Anadolu'ya yatırım yapmışız. Bizim için her yer kutsal, her metrekare saygıdeğer ve kutsaldır. Lazca, Kürtçe konuşan insanımız, bu ülkenin birliğinden yanadır. Ama bölücü örgüt var mı, var. Bu da bir

gerçek. Bölücü örgüt, demokratik açılıma karşı. Şu anda öyle bir konjonktür oluştu ki, Irak, İran, Suriye, Amerika, Türkiye'den burada bir çözüm bekliyor. Bize, 'Bu coğrafyada bu işi ancak sen çözersin' diyorlar. 'Sen çöz, sen büyük devletsin, demokrasiyle, laiklikle, sosyal hukuk devleti olarak sen bunu yapabilirsin' diyorlar. Yapılan çalışmalar şunu gösteriyor, temel hak ve özgürlüklerin standardını yükselterek demokratikleşme alanını genişletmeye çalışıyoruz. Adama, sen bu dilde propaganda yapma, bu

dilde şarkı söyleme, bu dilde konuşma diyemiyoruz. Böyle bir şey de olmaz. Bizim de annemiz, babamız Kürt olabilirdi. Biz de Kürtçe konuşabilirdik. Bunun demokrasiye, insan haklarına aykırı bir tarafı yok. Bütün bunlar bizim dönemimizde aşıldı" diye konuştu.

"DAĞDAKİ İLE HİÇ KİMSE PAZARLIK YAPMAZ"

Herkes için daha fazla özgürlük istediklerini, demokrasinin çıtasını yükseltmeye çalıştıklarını ifade eden Özak, şunları söyledi:

"Maalesef muhalefet partilerimiz şehit cenazeleri üzerinden siyaset yapmayı alışkanlık haline getirdiler. İftira atıyorlar, 'vatan, millet satıldı' diye bizi suçlamada bulunanları gördünüz, görüyorsunuz. -Kıbrıs'ı sattınız- diyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? 2001 yılında Kıbrıs'a verilen 200 milyon dolardı, şimdi 800 milyon dolar; her yıl yardım ediyoruz. Niye, çünkü Kıbrıs, bizim için son derece önemlidir. Orası bizim kalemiz. Şimdi bu yalanı, palavrayı atanların acaba yüzleri kızarmıyor mu? Dağdaki ile hiç kimse pazarlık yapmaz. Dağdaki şu anda terörist başından aldığı talimatla bu açılımın olmasını istemiyor. Hoşuna gitmiyor. Çünkü burada büyük nema var. Büyük maddi kazanç var. Bunu istemeyen kesimlere bakarsanız, yaptığımız işin ne kadar doğru olduğunu görürsünüz. Habur'dan girişte yaşanan olaya gelince, burada büyük prokovasyon oldu. Yanlış yaptılar ve hemen cezalarını gördüler. Hemen kapattık. Gelenler içerisinde suça karışmış olanlar olsaydı Türk milletinin savcısı, hakimi hemen gereğini yapardı.

Kim suç işlediyse cezasını çekecektir. Suç işlemeyenler gelir, teslim olur, bu ülkede adam gibi yaşar. Aksi takdirde suç işleyen mutlaka cezasını görecektir, adam öldüren mutlaka cezasını görecektir. İstemeyen ise nereye defolup gidecekse oraya gidecektir. Bunu herkesin bilmesi lazımdır. O bakımdan, bu konuda demogoji yapılıyor. İstiklal Marşımız, bayrağımız, üniter devlet yapımız tartışılamaz. Resmi eğitim dilimizi kimse tartışamaz. Anayasamızın ilk 3 maddesini kimse değiştiremez, buna kimse cüret de edemez. İstiklal marşımızı, bayrağımızı, üniter yapımızı tartıştırmayız." dedi.

Bakan Özak, konuşmasının ardından Gümüşhanespor'un Tekke beldesinde yaptırdığı spor tesislerinde incelemelerde bulundu. Gümüşhanespor Kulübü Başkanı Kurban Karagöz, Devlet Bakanı Özak'a karakalemle yapılmış bir tablosunu hediye etti. Özak, daha sonra Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İhsan Günaydın'ı makamında ziyaret etti. Bakan Özak, Üniversite ziyaretinin ardından Bağlarbaşı Mahallesinde yapımı devam eden Ahmet Ziyaüddin Külliyesi'nde incelemelerde bulunduktan sonra karayolu ile Trabzon'a hareket etti.