16
Eylül
2024
Pazertesi
ORDU

5 bin yıllık eğlence: Kemençe

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necati Demir, Karadeniz’in eğlence simgesi olan kemençenin 5 bin yıllık tarihi olduğunu söyledi.

Yaylı sazlar içerisinde yer alan kemençenin Orta Asya kökenli olduğunu, buradan Türk göçleri ile birlikte Avrupa, Asya ve Afrika’ya yayıldığının anlaşıldığını belirten Doç. Dr. Necati Demir, Türk boylarının kemençeye farklı isimler verdiğini belirterek, "Kemençenin belirlenebilen ilk biçimi hayvan tırnağı, kabak ve oyulmuş kutlu ağaçlarla yapılan, gövde kısmı tay ve deve derisinden oluşan ıklıgdır. Bu söz Şor Türkçe’sinde ık kemençe (kemençey yayı), Hakas Türkçe’sinde uk; Koybal Türkçe’sinde ıık, ıyık kemençe, Tuva Türkçe’sinde igil (iki telli kemençe), Teleüt Türkçe’sinde ’ikkili’ kemençe biçiminde söylenmiştir. Bu çalgı Kıpçaklar tarafından ıklık ismiyle Mısır’a götürülmüştür. Kemençeye Orta Asya’da kıyak, gıçak, gırçak, giççak, giççik, gijjak isimleri de verilmiştir. Kırgız Türkçe’sinde kıyak çalgı anlamındadır" dedi.

Rize ve yöresinde yapılan saha araştırmalarında kemençeye cili, cilili denildiğini, bu durumun iklig kelimesinin bölgede iğliğ biçimine geldiğini gösterdiğini ifade eden Doç. Dr. Demir, "Artvin ve Rize yöresinde kemençenin ilk şekillerinin ismi ıklık/yığlık, igil/yigil’in cili, cilili biçiminin yaygın olarak söylenmesi, Karadeniz’in Doğu kısmında Kuzey Türklüğünün etkisini ortaya koymaktadır. Rize ve Artvin yöresi ağızları ile Karadeniz’in kuzeyinde kalan bölgelerin en önemli özelliklerinden biri kelime başındaki y-c değişikliğidir. Rize ve yöresi ağızlarında kullanılan kelime, bu çalgının Orta Asya’dan iklik>ığlığ>yiğliğ>cığlığ>cili/cilili ismiyle getirildiğini, bu bölgede isimlendirmede değişiklik yapılarak kemençeye dönüştürüldüğünü açıkça ortaya koymaktadır" diye konuştu.

13. ve 14. yüzyıllarda Kuman Türkleri’nin kemençeyi müzik aleti olarak kullandığı, 18. yüzyılda Osmanlı sarayını anlatan minyatürlerde kemençe çalan kadınlara rastlandığını, 17. yüzyılda İstanbul’da kemençe çalındığı ve diğer çalgılar arasında yerini aldığını belirten Demir, "Kemençe Karadeniz’in kuzeyinde yaşayan Gagavuz Türkleri’nin de çalgısıdır. Onların hora/horu oyunlarına eşlik eden çalgılardan biri de kemençedir. Türkler ve mübadele ile gidenler tarafından Yunanistan’a da götürülmüştür" şeklinde konuştu.

İHA
Yayın Tarihi : 4 Mayıs 2005 Çarşamba 14:22:34
Güncelleme :7 Mayıs 2005 Cumartesi 17:56:43


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
didem güldüren IP: 81.215.123.xxx Tarih : 4.05.2005 18:48:19
Canım Ordum'a selam olsun.KEMENÇEMİZİN SAPINI GÜLLE DEĞİL ALTINLA DONATMAK LAZIM.karadeniz denince akla ilkgelenler kemençe,fındık ve yeşillik gelir..bu üç harikayı iyi korumak ve farkında olmak gerekir.Canım Ordum iyi çalışmalar (bana göre) senin eşsiz güzelliğini özledim..