Türk Eğitim Sen Fatsa Temsilciliği ve Karadeniz Haber Postası Gazetesi işbirliği ile düzenlenen Çanakkale Şehit Ve Gazilerini Anma Programına katılmamdan dolayı son derece mutlu oldum. Hasret Düğün Salonu'nda gerçekleşen program, tarih bilinci açısından son derece başarılı ve bilgilendiriciydi.
Program başlamadan önce salon tamamen doldu. İki saat kadar süren program, baştan sona nefesler kesilerek izlendi. Fatsa Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Eğitimci - Yazar İhsan Akyol, tarih bilincine işaret ederek Çanakkalenin tarihimizdeki önemine değindi. 90 yıl öncesi ile bugünkü durumu karşılaştırarak o ruhtan uzak durmanın sakıncaları üzerinde durdu. Salonu dolduran davetliler, 1915 yılında yapılan Çanakkale Savaşı'nı sinevizyon gösterisi eşliğinde tekrar yaşadılar; Kahraman askerlerimizin yazdığı inanılmaz destanı tekrar okudular. Teşekkürler Türk Eğitim-Sen, Teşekkürler tüm katkı yapanlar
Cuma günü ise Kumru Çok Programlı Lisesi Erçallar Kültür Sarayında Çanakkale Şehit ve Gazilerini Anma Programı düzenlendi. Burada da salon tamamen doluydu. Okul Müdürü Şükrü Dizekin konuşması ile başlayan tören gayet başarılı idi. Tören, sinevizyon gösterileri, Çanakkale Türküleri ve şiirlerin okunması ile son buldu.
Aynı konuda yapılan iki kutlamadan yola çıkarak, bir durum benim dikkatimi çekti. Kumru Çok Programlı Lisesinin hazırladığı kutlama, daha çok Batılı kaynaklarından yola çıkılarak hazırlanmıştı. Fatsa Türk Eğitim Senin hazırladığı tören ise Türk Tarihi belgeleri çoğunluk olarak taranırken, yabancı kaynaklara daha az yer verilmişti.
Sonuç olarak, her iki kutlama töreni de son derece başarılıydı. Teknolojiyi de kullanarak tarihimizi yaşatmalarından dolayı, emeği geçenlere sonsuz teşekkür ediyorum.
Çanakkalenin geçilmezliği gibi, Çanakkale yazılmaz da
Tüm belgelere de ulaşılsa Çanakkaleyi anlatmak çok zor. Hangi açıdan bakılırsa bakılsın, imanın ve vatan aşkının modern silahlara galibiyet destanıdır Çanakkale
Sır denilen kelimenin dışa vurumu, bedendeki ruhun kan olarak toprağı sulamasıdır Çanakkale.
Yüz binlerce vatan evladının şehit düştüğü Çanakkale Savaşı, Anadolunun her köyünde ayrı bir destan olarak yaşıyor bugün. Çanakkale Türküsü duyan her Türkün mutlaka tüyleri diken diken olur. Hiçbir Anadolu şehri yoktur ki, Çanakkalede şehit vermemiş olsun. Örneğin; Kastamonunun Güzlük köyünden 40 yiğit cepheye koşarak, destansı mücadelede yerlerini almış; Bunlardan 36sı şehadet mertebesine ulaşmışken, sadece 4 tanesi köylerine gazi olarak dönebilmiştir. Metrekareye 6 bin merminin düştüğü Çanakkalede iki yüz elli bin şehit ve akıllara durgunluk verecek bir savaş...
Çanakkaleyi geçmeye çalışan batılılar ne söylerlerse söylesinler, Çanakkaleyi geçilmez yapan ruhu ifade etmeleri ve anlamaları mümkün değildir. Anadoluda kurbanlık koçun kınalanması gibi, Anadolu annelerinin Çanakkaleye gönderdikleri gencecik yavrularını kınalayarak gönderme sırrını keşfedemezler. Yoksul ve silahsız bir halkın vatanı için güçlü mermilerin karşısında nasıl direndiklerini anlamaları mümkün değildir. Çanakkaleyi Çanakkale yapan ya da vatan kelimesine yüklenen anlam gazi ya da şehitliğe koşarak bile bile ölüme koşmanın ne anlama geldiğini anlayamazlar!
Beynimizin son kapasitesine kadar şu 48 kiloluk Seyyid Çavuşu hiç bir insan gücünün yetemeyeceği bir kuvvetle 250 kiloluk top mermisini kaldırma kuvvetini nerden aldığını bir düşünelim bakalım. Fizik kanunlarının bittiği, bilimin takla attığı çizgi bu.
Belki bizimkisi büyük bir iddia ama Kıyamete kadar hiç bir görsel yapım, film ya da belgesel, Çanakkaleyi zalime ve zulme başkaldırışın kalesi yapan ruhu anlatmaya yetmeyecektir. Ve yine iddia ediyoruz ki, Çanakkale asla geçilmeyecektir.
Vatanı, Bayrağı, Milleti, Dini ve Devleti için canını Allah yolunda feda eden, böylece Allah Rızasına eren şehitlerimize sonsuz Rahmet diler, Tekrar milli birlik ve beraberlik içinde, Maddi manevi değerlere sahip çıkan bir millet olarak kalmayı Cenab-ı Allahtan Niyaz ederim.
Buluşmak ümidiyle
Bekir AKKAYA