TURİZM Merkezi, Belediye Mücavir Alanı, Milli Park, SİT alanı ve son olarak da Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi ilan edilen Rize'nin ünlü Ayder Yaylası, tüm bu koruma gerektiren kararlara karşın yine de özelliğini koruyamıyor.
Birbiri ardına yükselen betonarme binalar nedeniyle korunacak herhangi bir doğal güzellik kalmadığı gerekçesiyle Milli Park statüsünün kaldırılması için girişim başlatılan yaylanın bu hale gelmesine, kurumlar arasında yaşanan yetki karmaşasının yol açtığı belirtiliyor.
Rize'nin Çamlıhemşin İlçesi'nde yer alan ünlü Ayder Yaylası, 1987 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile Turizm Merkezi ilan edildi. Aynı zamanda belediye mücavir alanı olan ve doğal güzelliği ile öne çıkan yaylada bu tarihten sonra gelişigüzel yapılaşma başladı. Bunun üzerine yayla, 1994 yılında Milli Park, 1998 yılında ise SİT alanı ilan edilerek, sözde koruma altına alındı. Tüm bu koruma girişimlerine rağmen yapılaşmanın devam ettiği Ayder ve çevresinde 311 kişi, ‘kaçak yapılaşma ile SİT ve Milli Park yasalarına muhalefet’ten yargılandı. Yayla, 2006 yılında da Bakanlar Kurulu Kararı ile ‘Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi’ ilan edildi. Tüm bu koruma girişimlerine rağmen yükselen betonarme binalar ile daha önce yapılan binaların çevreye uyumunun yapılamaması yaylanın doğal güzelliğini de bozdu.
Rize Çevre ve Orman Müdürlüğü, bir süredir üzerinde çalışılan, Kaçkar Dağları Milli Parkı Uzun Devreli Gelişim Planı kapsamında Ayder Yaylası'nın, çirkin yapılaşma, doğal yapının bozulması ve alanda korunacak herhangi bir doğal güzelliğin kalmaması nedeniyle Milli Park Alanı sınırlarından çıkarılması için çalışma başlattı. Yaylada son aylarda yapımına başlanan 5 bina için inceleme başlatan Valilik ise inşaatları durdurttu.
ÇOK BAŞLILILIK BU HALE GETİRDİ
Ayder Çevre ve Turizm Derneği Başkan Yardımcısı Murat Yazıcı ise yaylada yaşanan çok başlılıktan faydalananların betonarme binalar yaptığını belirterek, “Yaylada gelişigüzel binalar az da olsa yapılıyor. Burada yaşanan çok başlılıktan faydalananlar var. Hem turizmcilik yapıp hem de doğayı korumak durumundayız. İkisini aynı anda yürütmemiz lazım” dedi. Ayder'in, belediye mücavir alanı, SİT ve Milli Park ilan edilmesiyle yetki karmaşası yaşandığını ifade eden Yazıcı, şunları söyledi:
“Biri ‘Yayla benim’, diğeri ‘Ben yetkiliyim’ diyor. Diğeri ise ‘Sizin yetkiniz yok’ diye karşı çıkıyor. Bundan faydalananlar da betonarme binalar dikiyor. Ayder artık dünyada bir marka oldu. Ne yazık ki yeterli tesisimiz yok. Var olan tesisleri güzelleştirmemiz gerekiyor. Bunu yaparken doğa turizminden kazanç elde ettiğimizi unutmamalıyız. Elimizden geldiği kadar korumak zorundayız. Öncelikle koruma amaçlı kesin ve net kararlar alınması gerekiyor. Çok başlılığa da artık bir son verilmeli. Çok başlılık yaylayı bu hale getirdi. Kimin yetkili, kimin yetkisiz olacağının belirlenip, yayladan bir kurumun sorumlu hale getirilmesi lazım. Ardından da kararlı adımlar atılmalı. Bu işler lafla olmuyor. Binalar yapılacaksa da belirlenecek projelerle yapılması lazım.”
Ayder Yaylası, Çamlıhemşin İlçesi'nin 19 kilometre güney doğusunda, 1350 metre yükseklikte yer alıyor. Fırtına Deresi boyunca eşsiz doğa güzelliklerini izleyerek ulaşılan Ayder Yaylası, çevresini saran çam ormanları, şelaleleri, yöresel mimarideki evleri, çiçekleri ve bu çiçeklerden elde edilen balı ve şifalı kaplıcasıyla sırtını Kaçkarlar'a dayamış, çam örtülü yamaçlarla kaplı cennet görünümündedir. Yaz aylarında yerli ve yabancı turistler 55 derece sıcaklıktaki yeraltından gelen, şifalı kaplıca suyundan yararlanıyor. Kaplıca suyunun, romatizmal hastalıklar, iç hastalıkları, kadın hastalıkları ve cilt hastalıklarına iyi geldiği belirtiliyor. Yayla 2004 yılından itibaren ülkemizde ilk defa gerçekleştirilen helikopterle kayak sporu ‘Heliski’ ile de ismini dünyaya duyurdu, çekiciliğini arttırıp, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline geldi. Yaylada ayrıca trekking, jeep safari, foto safari, kampçılık, dağcılık gibi birçok turizm aktivitesi yapılıyor.