Sarıkız'ın asasını çaldılar

Edremit'e bağlı Akçay Beldesi’nde bulunan Sarıkız heykelinin asası çalınınca, belediye tarafından yenisi yapılarak yerine takıldı.

2 metre boyundaki heykelin asası hafta sonu kayboldu. Yıllardır elinde asasıyla meydanda duran Sarıkız’ı asasız gören vatandaşlar şaşkına dönerken, yetkililer asayı bulmak için çalışmalara başladı. Sarıkız heykelinin tunçtan yapılmış olması sebebiyle asanın çalınmış olabileceği ihtimali üzerinde durulurken, Akçay Belediyesi asanın yenisini yaptırarak yerine taktı.

Akçay Belediye Başkanı Cahit İnceoğlu, "Heykelimizin asasını yeniden yaptırarak yerine taktırdık. Bu sayede asa ile ilgili tartışmayı da bitirmiş olduk" dedi.

İnceoğlu, Sarıkızı’n testisinin de kaybolması ihtimaline karşılık testiyi de sağlamlaştırdıklarını söylerken, 16 yıldır heykelin meydanda durduğunu, ilk kez böyle bir olayın meydana geldiğini ifade etti. Yörenin efsanesi olan Sarıkız, Edremit Belediyesi tarafından 1989 yılında heykeli yapılarak Barbaros Meydanı’na dikilmişti.

Efsaneye göre; Ayvacık yöresinden bir çoban, eşi ölünce küçük kızıyla Ayvacık yöresinden Güre Köyü’ne yerleşir. Orada baba koyun çobanlığı, kızı da kaz çobanlığına başlar. İlkbaharda yaylaya, sonbaharda kışlamaya inerler. Baba yaşlanıp hacca gider. Giderken de kızını bir aileye emanet eder. Döndüğünde iftiraya uğradığını görür ve dışlanır. Hakkında kötü sözler söylenen kızını öldürmek niyetiyle dağa çıkarır. Dağ yolunda kızına hakaret edenler olur. Bunun üzerine Sarıkız adını alır.

Kız, "Köye suyunuz soğuk, kızınız kavruk olsun" diye beddua eder. Sarıkız babasıyla birlikte şimdi kendi adıyla anılan tepeye çıkar. Baba abdest almak için kızından su ister. Kızının iki kez kendisine verdiği suyun tuzlu olması üzerine, bu defa Sarıkız’dan tatlı su ister. Suyu anında vermemesinden şüphelenen baba, tuzlu suyu niçin verdiğini sorar. Kız da, "Acele ettiğin için denizden alıverdim" cevabını verir.

Böylece kızının kerametine inanan baba mahcup olur. Kızını öldürmekten vazgeçer ve kızı terk eder. O anda dağın üzerine simsiyah bir bulut çöker. Dağdaki çobanlar bulut kalktıktan sonra geldiklerinde, kızı bir tepede, babasını da 10 km uzaklıktaki bir başka tepede ölü bulurlar. Baba ve kızı öldükleri yerde gömülür.