Sevgili Dostlar
Bildiğiniz gibi son zamanlarda tüm ülkeler birlik olmuş üzerimize geliyor.
İşte AB ülkeleri, işte ABD
Ve bizler suskun bir şekilde bekliyoruz.
Bekliyoruz ama, şu son Ermeni Hareketi ayağa kalkma zamanının artık geçmekte olduğunu gösterdi bize
"Bizler vakuruz, bizler son ana kadar kavgaya girmeyiz" diyeceksiniz.
Bunları biliyorum. Biliyorum ama, milletçe suspus olmanın haksızlığımızın tescili olarak algılandığını da bilmemiz gerekmiyor mu?
Suskunluğumuz; atalarımızı, şehitlerimizi rencide ediyor.
Suskunluğumuz, bizlerin ve daha doğmamış kuşaklarımızın haysiyetinden parçalar koparıyor.
Suskunluğumuz; entellektüel olduğunu sanan, para ve şöhret uğruna her şeyi göze almış içimizdeki hainlerin göz kırpmadan yalan söylemesine, ülkesiyle kendisini yetiştiren tüm değerlere ve en ilginci kendisine ihanet etmesine yol açıyor.
Bazılarımızsa dar çevrelerde dillendirdi konuyu. Onlarınki ayrı bir korkuydu. Ya bana bir şey olursa korkusu. Sanki kendilerine ebedi yaşam sözü verilmişçesine
Bu iş konuşmakla olmuyor. Acilen bir şeyler yapılması gerek.
Bu konudaki fikirlerimi yazılarımdan biliyorsunuz.
Bilmediğinizse yıllar öncesinden başlayarak bugünlerin gelmemesi için ileriyi gören birkaç dostla ilgililere, bu arada TBMMne de yazılar göndermiş olmam. Bunu marifet olarak dile getirmediğim bilinsin lütfen! Çünkü hepsi boşaydı bu çabanın.
Ne meclis, ne yönetenler, ne bilim adamları ne de halk olarak kımıldanmadık bile.
Yurt dışındaki vatandaşlarımızdansa hiç söz etmiyorum.
Onlar yanıbaşlarında gelişen olaylara en ufak bir müdahalede bulunmadılar. Oysa Ermenilerin örgütlenme biçimleri, aralarındaki sımsıkı bağlar bir örnek olarak gözlerinin önündeydi.
Bizler de aynı onlar gibi birbirimizi anlamaktan uzak, her fırsatta birbirimize dil uzatarak yaşadık.
Mezhep kavgası, parti kavgası, köken kavgası yapıp durduk.
Allah isteseydi herkesi aynı milletten yaratmaz mıydı?
Bu köken kavgaları, birbirimize saygısızca yüklenmemiz Allahın seçimine itirazdan başka nedir ki? Tabii bu işleri sürekli körükleyen birileri vardı. Sürekli körüklenmeye müsait başkaları olduğu gibi
Şimdi moda oldu. Ermeniler dendiğinde Kürtler de deniyor hemen.
Oysa soykırıma tabi tutulanların neredeyse tümü Kürt ve Türk.
Akıllı bir taktikle burada bile bölünmeye yol açıyorlar.
Okumazsan olacağı bu. Gerçek aranmadıkça da olacak bu!
Başbakanlık arşivlerini açıp gerçeği görün hemen.
Bilgisizliğimizle başkalarına eğlence olmayalım lütfen!
Asla Ermeni Vatandaşlarımıza sözüm yok.
Onlardan; Ermeni Soykırım Çetelerine karşı dedelerimizle beraber savaşan, dedelerimizle birlikte şehit olanlar var. Kendi devletlerini sahiplendi onlar.
Yalnız onların torunlarına bir çift sözüm var.
Bir türlü doğruları bulamıyorlar.
Oysa safsatayla uğraşacaklarına Anadoluyu gezseler, masalları bırakıp biraz da gerçek kaynaklarla ilgilenseler.
Yine de hak veriyorum onlara. Çünkü hep masalla büyüdüler.
O kadar da çok masalcı vardı ki!
Tabii bizlerden de hiç ses çıkmadı. Ders kitaplarımız es geçmişti konuyu.
Sandılar ki suçu gizlemek için gizlendi her şey. Bilseler bunun onları üzmemek için yapıldığını.
Dedim ya, sözüm yok onlara...
Onlar kardeşlerimiz bizim.
Dedelerimizle birlikte korudu ataları Osmanlıyı. Dedelerimizle birlikte şehit oldu dedeleri...
Sözüm soykırımcılarla onların günümüzdeki çetelerine
Türkiyenin her yerine Ermeni Soykırım Anıtları Dikilmesi için bir kampanya başlatalım.
Bu ülke toprakları içinde yaşayan herkesin buna katılması için çalışalım.
Soykırım işlenen her yere, her kente, her köye birer anıt dikelim.
İş bununla kalmasın.
İl, ilçe, köy, plaj, ören yeri, tarihi bölge, rafting merkezi, kayak merkezi demeden tüm turistik yerleri de bu anıtlarla dolduralım.
Anıt yerleri için, turistin en fazla geleceği noktalar bulunarak seçilsin. Efeste Meryem Anamızın evinin bulunduğu yeri, Akdamar Adasını, Aniyi bu işin dışında tutmayalım.
Bunlar için fazla para gideceğini de sanmam.
Biraz beton, biraz demirle, birkaç candan sanatçı, birkaç sponsorla biter bu iş
Şuna inanın, bu işe başladıktan sonraki 20 yıl içinde Türkiyenin doğrularını savunan çok insan göreceksiniz.
Zamanında müdahale etmediğimiz için Ermeni İftiralarının bugün topladığı taraftar kitlesi gibi
Anıt konusuyla birlikte diğer görevlerimizi de organize edelim.
Gerekirse provoke edilemez mitingler düzenleyelim.
TBMMden, eğitime yön verenlerden, sivil toplum örgütlerinin tümünden ülkem adına birkaç küçük dileğim var. Hepsi de acil olarak yapılması gereken bu dilekler;
-İlköğretimden başlayarak her sınıfa Ermeni Soykırımını tüm vahşetiyle anlatan dersler
koymak,
-Ermeniler soykırım yapmamıştır diyen herkesi suçlu duruma düşürecek yasalar çıkarmak,
-Ermenilere soykırım yapması için akıl veren, soykırıma katılan, soykırımı destekleyen,
soykırımı örten, soykırımda suçlu yerine mazlumu suçlayıp akılları karıştıran tüm devletleri ve
kişileri soykırım suçlusu olarak ilân etmek,
-Tüm dünya devletlerine delillerle ve gerekirse onların arşivlerindeki belgelerden de
yararlanarak başvurup, Ermenilerin yaptığı soykırımı tanımalarını istemek,
-Ülkemizi ziyaret edecek yabancı devlet erkânını protokol marifetiyle soykırım anıtına götürmek,
-Dost ülkelerde Ermeni Soykırım Anıtları açabilmek için temaslara başlamak,
-Son şahitler canlıyken iftira atmaktan utanmayan Ermenilere karşı, son şahitlerden kalan
son birkaçının da ölmesini bekler gibi davranmaktan vazgeçip, açılmadan bekletilen tüm toplu
mezarları dünya basını, Birlşmiş Milletler Temsilcileri ve gerçek bilim adamlarının bulunduğu
bir ekiple birlikte ortaya çıkarmak,
-Üniversitelerde soykırım kürsüleri açmak,
-Soykırım müzeleri kurmak,
-Amacı dışına taşırmamak kaydıyla mevcut müzelerde de soykırım bölümleri açmak,
-Yurt dışındaki sessiz Türkleri ses verir hale getirecek örgütlenmeyi oluşturmak,
-Onların sayılarına erişebilmek için; Ermeniler hakkındaki tüm gerçekleri anlatan; belgesel,
roman, şiir, karikatür, resim, fotoğraf ve makale sayısının yıl başına birkaç binle ifade edilen
rakamları bulacak seviyede arttırılmasını sağlamak,
-Ermeni Vahşetini konu alan sinema filmi, TV dizileri, belgesel filmler çekip bunları dış
piyasalarda gerekirse üstüne para vererek dağıtmak, Ermeni Soykırımını anlatan bu filmlerin
sık sık dünya TV ve sinemalarında gündeme gelmesini ve TV yayınlarının TRT gibi sessiz
sedasız ve herkesin uyuduğu saatlerde değil, büyük bir patırtıyla ve en çok izlenmenin olduğu
saatlerde yayınlanmasını sağlamak,
-Ermenilerin karakterleriyle ilgili fıkralar üreterek bunları yayınlamak.
Bunların çoğu onların taktikleri, onlar vazgeçene kadar kısas uygulama zamanı geldi de geçti bile
Dini, dili, kökeni ne olursa olsun; Türk, Kürt, Ermeni, Rum, Gürcü, Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Yezidi, Mecusi, Budist, Ateist, Kemalist, Marksist, Kapitalist kim varsa hepsinden, bu vatanda yaşayan, Türkiyeyi yurt edinmiş, Türkiyeyi gönlüne almış herkesten destek bekliyorum