30
Nisan
2025
Çarşamba
ANASAYFA

Ahrette İman – Dünyada Erivan


Yolcudur Abdullah –bağlasan duramaz! Gül kararını çoktan vermişti. Muhtemelen, Erivan’a Türk ve Ermeni Milli Takımların ın maçını seyretmeye gidecek! “Abdullah Bey” olarak gitseydi mesele yoktu – orada yuhalansaydı sineye çekebilirdi… İstiklal Marşı ve Bayrağımız yuhalansaydı, belki kızardı ama kızmakla kalırdı… Ama belki de, Ermenilerin –Taşmakların – kinlerinin ne kadar derin olduğunu görürdü! Bakın, Taşnak Partisi de bu ziyarete şiddetle karşı!

Aslında bütün spor alanı ve özellikle uluslarası karşılaşmalar barış ve dostluk olmak gerekir. Fakat maalesef Erivan’daki Türkiye-Ermenistan milli maçının tarihi ve güncel boyutları ve ortamı başka. Kaptanların el sıkışmasıyla bu ortam değişmeyecek. Belki de tatsız olaylarla hava büsbütün zehirlenecek!

Sayın Abdullah Gül, Erivan’a ilk TC. Cumhurbaşkanı olarak gidecek ve stadyumda halk yuha çekerlerse onun şahsında Türkiye Cumhuriyetini ve gözleri önünde Türk Bayrağını yuhalamış olacaklar! Bunun göze alınması, karşı taraf ne kadar garanti verse de, çok büyük risk! Ve ne uğruna! ABD ve öteden beri “Ermeni Meselesini” kıstas olmadığı halde kaşıyan AB istedi diye mi?

Gül’ün Erivan’a gitmek hususundaki, başlıca gerekçesi, Sarkisyan tarafından uzatılan eli geri çevirmek istememesi imiş! Acaba, o “elin” arkasında neler var? Ermenistan bu ayaküstü ziyaretten sonra Anayasasını değiştirecek mi? Sınırların değiştirilmesi, arazi ve tazminat taleplerinden vazgeçecek mi? Ermenistan, Diaspora Soykırımı iddialarından tamamile vazgeçecek mi? Ve işgal ettikleri Azerbaycan topraklarını boşaltırlar mı? Hayal! Biz kolay unutur ve kırmızıçizgilerimizden kolay vazgeçeriz de Ermeniler kinlerini kolay unutmazlar!

Abdullah Gül, rivayete göre Ermenistan'da karşılaşabileceği, herhangi bir duruma karşı “yakın koruma” olarak – uçağına tanınmış uluslar arası gazetecileri almayı düşünüyormuş… Yanında onlar olursa, Ermeniler, aleyhte tezahürat yapmaktan çekinirlermiş! Ancak, bu takdirde Ermeniler çekinirler mi, yoksa uluslarası medya önünde daha mı azarlar, belli değil!

Cumhurbaşkanı, daha iyisi, yanına Baskın Oran’ı, Orhan Pamuk’u, Halil Berktay’ı, filan alsa daha münasip olur. Yanına, Ermeni Konusunu en iyi bilen Emekli Büyük Elçi, Bilal Şimşir’i, Türk Tarih Kurumu Başkanı Profesör Yusuf Halaçoğlu’nu alacak değil ya! Hem Halaçoğlu Ermenilere jest olsun diye görevinden alınmadı mı?

TERIME GÖRE

(A) Milli Futbol Takımı'nın teknik direktörü Fatih Terim,”Ermenistan ile savaşa değil, futbol maçına çıkacaklarını” söylemiş ve eklemiş ; "Tarihin yükünü omurumuzda da taşıyamayız” bu maç öncesi… Biz futbolcular çabuk düşünürüz, çabuk uygularız, çabuk oynamayı severiz. Ama tarihin yükünü omzumuza almaya kalkarsak, bu bizi yavaşlatır. Yavaşlattığı gibi oyunumuzu da bozar.” Terim futbolu futbolcuları, herhalde benden daha iyi bilir, ama benim bildiğim “milli oyuncular” oyuncuları, Terim'in "tarihin yükü” dediği anıları omuzlarında taşıyarak oynarlardı! Büyük güreşçimiz Kurtdereli Mehmet Pehlivan “Ben minderde milletimin gücüyle güreşirim” demişti… Terim’in Ermenilerle ilişkilerimizi, adeta fuzuli “yük” saymasını yadırgadım! Benim bildiğim sporda da “milli isteklendirme” sporcuları yavaşlatmaz- aksine! Evet, aslında “Milli maçlar tabii ki barış alanı olmalı - savaş alanı olmamalı, ama gerçekte bu ideal olarak kalıyor ve bazen ve Ermenilerle, şu ortamda olduğu gibi milli bir mücadele oluyor. Terimin özrü kabahatinden büyük: "Bu konularla çok fazla ilgilenmiyoruz. Okuyoruz” demiş! Ermeni Teknik direktörü ve oyuncuları da acaba hakikaten böyle mi düşünüyorlar? Daha yakın, mesela Mustafa Denizli böyle mi düşünür! Ballıyorum: ağabeyim futbolcu sonra teknik direktör Gündüz, her milli maça çıkarken üzerindeki "ay yıldızın" ağırlığını ve onurunu taşır hakkını vermeye çalışırdı… Çünkü O da, birçokları gibi, “tarihin yüküyle” çok ilgiliydi!

Bu yazı yazıldığı sırada Gül kesin kararını açıklamamıştı… Eğer gitmek kararını verirse, bu ziyareti tasvip edenlere söylenecek çok şey olacak!

Murat Belge bu konudaki yazısında ,”Bakû mü Erivan mı?” diye sormuş… Ona söylenecek çok şey var ama CHP Genel başkanı Deniz Baykal vermiş “Ben Erivan’a gitmezdim, Bakû’ye giderdim demiş! İşte aradaki fark da bu!

Tarih Bilgisi mahdut Devlet umuru görmemiş ve Dışişleri dosyalarından bihaber, gölge Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Gül'ün ziyareti ile, Rahmetli Alpaslan Türkeş’in 1992’de, Paris’te bitaraf bir alanda, Ermeni Cumhurbaşkanı Der Petrosyan’la de buluşmasıyla karıştırdı… Eğer devlet kayıtlarını okusaydı Türkeş’in o sırada sadece Parti Başkanı sıfatıyla ve zamanın Cumhurbaşkanı Demirel’in ve Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin’in bilgileri dahilinde, belli bir maksatla konuştuğunu bilirdi! Türkeş Petrosyan’dan Ermenilerin elinde esir bulunan Azerileri serbest bırakmalarını ve Azeri topraklarını terk etmelerini istemişti! Ve yanında bulunan oğlu Tuğrul Türkeş’in dediği gibi, bir taviz de vermemiş, Petrosyan’ın yüzüne “Hocalı Katliamını telin etmişti .. Ama Ermeniler değişmediler…

Bizde iktidar değişti- şimdi her konuda- “verip kurtulmaya” razı bir AKP var!***

Yayın Tarihi : 3 Eylül 2008 Çarşamba 14:48:43


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ali aslan IP: 88.227.8.xxx Tarih : 3.09.2008 15:41:15

sadece demokrat olun diyorum başka bir şey demiyorum


Bakırcı Efe IP: 88.252.163.xxx Tarih : 3.09.2008 23:42:14

Ali Aslan'a hitaben: "Sadece demokrat olmak" mevhumu maalesef ülkemizin geleceğini aydınlığa kavuşturamıyor. Senin "demokrat olun" ibaresinin ardında PKK'nın % 10, tarikatın % 5, oyu var.. toplam ettimi %15.. Bu ülkenin % 85'i Atatürk Milliyetçisi ve ulusalcıdır. Ben şimdi seninkilerin ne yaptıklarını izlemek için Ermenistandaki dağlara çıkıyorum..