27
Aralık
2024
Cuma
ANASAYFA

“Helal olsun sana ulan, sayın Apo”

Emin Çölaşan, hali hazır durumu ne güzel ifade etmiş: “Helal olsun sana ulan, sayın Apo” ...

Öyle ya darağacından “kurtarılıp” TC Devletiyle müzakere muhatabı konumuna yükselmek, her babayiğidin harcı değildir!

PKK’yı kuran ve otuz yıla yakın ülkemizi savaş alanına çeviren, binlerce insanımızın, ardı arkası kesilmeyen şehitlerimizin katili ve hala PKK’nın “onursuz” komutanı, Abdullah Öcalan -namı diğer Apo- ile TC devletinin hükümeti -Başbakanı- “barış” müzakerelerine hazırlanıyor... Erdoğan, Oslo müzakereleri ifşa olunca “Bunu söyleyenler, şerefsizdir alçaktır” demişti... Şimdi müzakereleri yapacağını kendisi söylüyor..

***

İleride tarihçiler Türkiye’nin bu dönemine muhakkak “Gaflet -Derin gaflet- devri” diyeceklerdir. Özellikle ülkenin, şu sırada içinde -karşısında- bulunduğu PKK/terör/Kürt/Güneydoğu sorunları sarmalı hususunda iktidarın tutumu ve yandaş yazarların yorumları inanılmaz bir “gaflet” gafletten de öte “hamakat” ifade ediyor. Eşkıya ile, başı ile müzakere ne demek, adını siz koyun!

***

Derin “gaflet”, Apo’nun cinayetleri, adil yargılamada sabit olduğu ve idamına hükmedildiği halde, hükmün infaz edilmemesi ile başlamış ve aynı çizgide, günümüze kadar devam etmiştir.. Apo idam hükmü rafa kaldırıldıktan sonra 22 yıldır İmralı’da ihtimamla “yaşatılmaktadır”...

Şimdi “kademeli affı” söz konusu! Başbakan Erdoğan -TC Devleti- eşkıya başından Kürt -terörü- sorununun çözümü için sorunun baş failinden tavsiye-yardım istiyor; Erdoğan, malum pişkinliği ile resmen açıkladı.

***

Apo şimdi AKP iktidarının bu zaafı karşında “iyi polisi” oynamakta, uzaktan kumanda ettiği “on gerilladan orduya” büyüyen PKK eşkıyasına, hele son eylemleri üzerine itidal mı tavsiye edecek ?Ve müzakerelerde acaba, “Büyük Kürdistan” ın hudutlarının tespitinden başta neyin pazarlığı yapılacak?

***

ABD’nin Apo’yu teslim ederken neden asılmaması şartını koştuğu, şimdi anlaşılıyor; “vakti gelince istimal edilmek üzere rafa koyun!”

Büyük devletler gündelik değil, uzak vadeli siyasetlerine göre hareket ederler.
Ama TC Başbakanı -tek adam- Erdoğan bu konuda da eyyamcı!

Koca Türkiye’nin Başbakanı anlaşılan Kürt sorununun aslında ne olduğunu hiç anlamamış veya anlamazlıktan geliyor. Bölücüler PKK temsilcileri ve “Sayın Apo", Büyük Kürdistan’dan vazgeçtik diyecekler mi? Deseler de vazgeçebilecekler mi? Eşyanın tabiatına, bu adamların, kadınların sebebi mevcudiyetlerine aykırı!

Öyleyse, onlarla Oslo’da, İmralı’da, ne müzakere edilecek? Herhalde “Büyük Kürdistan”la sınırlarımız.! Yani “müzakerelerden mütarekeye ve Sevr’e”.. Öteden beri Erdoğan’ın gönlünde yatan “eyalet” veya BDP’nin deyimiyle “Demokratik Özerkliğe!” Alt yapı AB finansmanı ile hazır!

Bundan sonra da açılan kısa yoldan, Ermenistan kapısına!

***

Türkiye, Türk ordusu şu sırada en zayıf durumunda; Komutanların, sanki esirlermiş gibi apoletleri sökülecek, kılıçları kırıldı ve “er” rütbesine düşürülecekler. Bölücülerin ve bütün düşmanlarının bunları görmediklerini ve bu zafiyetten cesaret almadıklarını mı sanırsınız?...

Evet devir gaflet hem de derin gaflet devri; Erdoğan’ın “Müzakere ederken mücadele” formülü de bu gafletin bir ifadesi...

BALYOZ DAVASI iddiaları ne kadar haklı?

İleride tarihçiler bugünkü dönemi değerlendirirken herhalde çok doğru yorumlar değerlendirmeler yapacaklar ve bazı şimdi esir ve “er” olanların masa üstü senaryolarını fiiliyata sokmamışlarsa da endişelerinde ne kadar haklı oldukları anlaşılıyor!

Kısacası, Atatürk’ün Cumhuriyeti acaba 90. yılını idrak edebilecek mi? İşte şimdi, asıl mesele bu!

***

Erdoğan “Siyasette bizler zaten bu riski alarak yola çıktık. Birçok enstrümanlar var ki burada bu enstrümanları bir risk olarak görecek ve buna katlanacaksınız” buyurmuş.

Önce sormalı: “Bu aletleri” kimler sizin ellerinize verdi ve ne için? Ama; aletler elinizde kalsa, iyi de dikkat edin ellerinizde patlamasınlar!..
 

Yayın Tarihi : 1 Ekim 2012 Pazartesi 07:19:48


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
meraklının yorumu ve sorusu IP: 95.15.116.xxx Tarih : 1.10.2012 19:42:26

abd denen melun içinde barındırdığı onlarca ayrı ırk ile - bizlerde içinde olmak kaydıyla - dünyaya meydan okuyor; bizler ise birkaç etnik grupla birlik sağlayıp bun.lara karşı gelemiyoruz ! (gelecekte parçalanmış bir yurdumuzun hakimi kim/kimler olacaktır !)   


K. Mükremin BARUT IP: 78.162.159.xxx Tarih : 2.10.2012 21:58:07

Emin Çolaşan'ı bir kalem geçin sayın yazar. Tuzu çok çok kuru olanlardan biridir.  Hayatında yokluk yoksullul görmemiştir. Yıllardır Ankara'da yaşar ama Ulus'un öte tarafını bilmez. En anlaşılmaz olanı da; devletin görevlileri "biz köyleri yaktık" diye itirafta bulunurken, bu beyzade "Devlet köy yakmamıştır" der dururdu. Hürriyet'te yazarken, yani köşesinin koruma zırhı altında iken önüne gelene ver yansın ederdi.

Çölaşan ve onun gibi Kürt düşmanları ve yanlış teşhisleri yüzünden Kürtler kendi aralarında direnme ve karşı koyma hakları için daha bir bilendiler.

Şimdi; bütün Türk entellektülleri birleşse ve sabahtan akşama kadar Kürtlere, Öcalan'a küfür etse ne olur? Ne değişir? Kim ne kazanır?

Cin 1984 yılında şişeden çıkmış. Diyarbakır 5 nolu Cezaevinde. Esat Oktay Yıldıran gibi eli sopalı Kürt düşmanları aracılığı ile.

Şimdi barışa her zamankinden daha çok ihtyaç var. Ne olur bununla ilgili çözümler üretin. Öcalan Türkiye'ye teslim edildiğinde sizin partiniz MHP hükümet ortağı idi. Bal gibi neden asılamayacağını biliyorlardı. Biliyordunuz. Şimdi milletin evlatlarının kafasını karıştırmak yakışık kalıyor mu?Saygılarımla.Mükremin BARUT


corrector IP: 58.172.236.xxx Tarih : 1.10.2012 15:33:33

"muzakere" sadece "temsil yetkisi" olanlar ile yapilirsa mantiklidir, degil mi?
su an, kimin kurt halkini temsil yetkisi var? dogrudan veya dolayli, ve bir bicimde, birinin veya bir olusumun boyle bir yetkisi oldugundan haberi olan var mi? o zaman, su durumda: onun bunun kurt halkini temsil ettigini nasil soylenebilir?
bunu neye gore belirleyebilirsiniz? ASLA belirleyemezsiniz!  kimse belirleyemez.
bu sebeple: simdi "muzakere" denen sey, onceden yazilmis senaryolari mesrulastirmak / kaniksandirmak icin bulunmus bir yellenme degil midir?
 ama demokrasilerde temsil edenin yoklugunda "muzakere" yapilabilinir. nasil mi? REFERANDUM vasitasiyla.
HALK ILE EN IYI MUZAKERE REFERANDUM DUR.


Memoglu Mehmet IP: 84.146.56.xxx Tarih : 2.10.2012 22:56:30

Tayyip Erdogani secenlerin kac tanesi acaba Rüsvet olarak aldiklari kömürün sicaginda, Rüsvet markali makarnalarini yerlerken, bu günki Tayyip projelerinden haberdardilar?

Simdi herkes eminim ki " ben aslinda A(GO)po nun asilmasini istiyordum, aslinda Baskanlik sistemi istemiyorum, aslinda Atatürkcüyüm, aslinda Sehit anasiyim" diye düsünmüstür.

Insanlarimiz maalesef Emperyalist güclerin istekleri dogrultusunda uyutuluyorlar. Baksaniza Kredi Kartlariyla borclandirilmis bir Toplum, her gün yapilan zamlar altinda ezilmis bir toplum, TV lerdeki izdivac ve de Yetenek yarismalari, zoraki tarafli habercilik hatta Güdümlü yayincilik, haaa... birde Iddia oyunlari, Lotto-Totto gibi oyunlarla insanlari uyusturmak, bagimli kilmak....

Halkin sesi cikmaz, cikamaz!!!

12 Eylülden sonra tamamen, iskencelerle, korkularla yasanmis bir dönem. Ayni Hitler Almanya'sindaki gibi Komsu komsudan süphelenir olmus. Bu günde  sadece degisik bir düsüncenin sahibi olmaktan Mahkeme kapilarina Abone olmak ,  Adaletsiz Adaletin kucaginda Hak aramak, Nazim Hikmet ' inde dedigi gibi " Türkiyede Adalet aramak, Genelevde Bakire aramaya benzer" sözüyle nede kisa ve öz aciklanmistir...

Benim Vatanim Türkiye Cumhuriyeti, ki o Avrupalinin gözündeki " Hasta Adam" in közleri arasindan imkansiz gibi görünen, Akbabalar gibi üstümüze cökmüs Emperyalist devletlerin, daha dogrusu Paraya doymayan Kapitalistlerin ac gözlülügü yüzünden onbinlerce Insanin katledildigi bir savas vede inadina direnen bir Toplumun cabalariyla kurulmus bir Devletin Basbakani olma layigi görülmüs olan Tayyip Erdogan, bugün Atatürk'ün "Yurtta Baris, Cihanda Baris" sözünü yanlis algilamis olmali ki, dagdaki capulculari Muhatap almak gibi bir gafletin icine düsmüstür. Nasil olurda Halkindan bunu anlamasini bekleyebilir?

Bu ülkeyi bir Kaosa sürükleyen bir Politika güdenler, yarin dogacak olan bu Kaosun icinde ilk olarak kendileri yitip gideceklerdir.

Ümit ederimki icinde biraz da olsa Vatan sevgisi olan Aydinlarimiz sukun kalmayacaktir, ümit ederimki hala icimizde Türkiye Cumhuriyetini savunabilecek Motorikler vardir.