31
Mayıs
2025
Cumartesi
ANASAYFA

Ak Akçe Kara Gün İçindir

Başbakan –AKP Genel Başkanı Recep Tayip Erdoğan’ın, bugünlerde, hey heylerı üstünde. Özellikle, “Mayın Temizleme” konusunda – muhalefete ateş püskürüyor- “Ben emrime iki tabur verilse, mayınları temizlerim ” diyen Emekli İstihkâm Albayı Kemal Güner’e “otur oturduğun yerde” diye çatıyor. Bu konuları, herhalde kendisinden çok daha iyi bilen kişiye – nerdeyse “taburlarını al git” diyecek. (Sayın Albayın dediğini yapacak konumda olduğunu ben İstihkâmcıları yakından tanıyan bir Yedek İstihkâm subayı olarak bilirim!)

ÜÇ İHTMAL VAR…

“Mayın tasarısı”, TBMM’den geçti. Tasarıda üç şık var: ilk ikisi mümkün olmazsa, üçüncü seçenek; Mayınların temizlenmesinin, bir yabancı şirkete, o mümbit arazileri ve de “mücavir” toprakları 44 yıl kullanmak mukabilinde, “ihale” etmek! Bu eski Maliye Bakanı Unakatan’ın, formülü… Buna da bir “mim” koyun!

Bu topraklardan Türk çiftçilerinin yararlanmaması, bir tarafa –haritaya baksarsanız görürsünüz; Suriye-Irak kavuşanında, Türkiye için –hem iç, hem dış tehditlere karşı, hayati stratejik önemi var… Kendisini bilen hiç bir devlet, Güvenliğini yabancılara böylesine ihale edemez.

Eğer, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, AKP’nin değil, bütün Türklerin Devlet Başkanı olduğunu, “Çankaya Noteri” olmayıp, her şeyin üstünde, “Türkiye’nin âli menfaatlerini” kollayan bir devlet adamı olduğunu göstermez ve tasarının hayati 3. maddesini veto etmezse, tasarı olduğu gibi, kanunlaşacak.

Bütün ülkelerde savaştan kalma mayınların temizlenmesi sorunu vardı; mesele yapılmadan çözüldü! Bizde, şimdi neden, “mesele” oluyor; işte “mesele” de bu?

Sayın Başbakan Erdoğan’ı tenzih ederim; Ancak bu konuda, acaba neden bu kadar aşırı hiddetli ve ısrarlı? Birilerine söz verdiği için mi? ilerde Yüce Divan’a gitmek riskini bile göze alıyor.

AKÇELİ İŞLER

Erdoğan’ın, Başbakan olarak, mali, ekonomik konularla ilgilenmesi doğal. Bu “farklı alaka” neden?

Hatırlatalım daha birkaç gün önce Partisinin milletvekillerine “akçeli işlerden uzak durun” uyarısını yapmıştı. Devlet- hükümet yönetiminde “Akçe” söz konusu olunca, işler karışır, “mayın tarlasına” döner.

Son günlerde, İngiltere’de milletvekilleri ve Bakanları istifaya zorlayan da karışık “akçe” işlerdi! Oralarda, böylesine şaibeli durumlarda, bakanlar, milletvekilleri, kendiliklerinden istifa, hatta intihar ederler! “Şaibenin" , "şayi olması", vukuundan da önemlidir' Bizde ise, RTÜK Başkanı Zahit Akman,- sorumlu olduğu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, açıkça, istediği halde, istifa etmiyor-:”Başbakan benim arkamda” diyebiliyor! Erdoğan’ın bu sözleri yalanladığını henüz, duymadık ve Zahit hala makamında!

AK MI KARA MI?

Başbakan, AKP Genel Başkanı, Erdoğan Partisine “büyük kısım-yalaka olmayan” medyada ve muhalefet tarafından, “AKP” denmesine de, ateş püskürdü. Bu lâkap tescil edilmiş! AKP’nin "AK" olduğu, kendilerinden menkul, iddia, tescil edilmiş olsa bile, Başka hiç bir Partinin adında böylesine bir iddia yok! Biz “akız – pakız” demiyorlar! Erdoğan Partisinin, illaki de ”AK” olduğunu vurgulamak ihtiyacını neden duyuyor şu sırada?

AKP’nin, AK mı, Kara mı olduğu ancak Gül’ün, Erdoğan’ın, tüm AKP liderin, suçlandıkları davalarda dokunulmazlıkları kaldırılırsa-kaldırılınca, belli olacak. O zamana kadar ben- biz Adalet ve Kalkınma Partisine “AKP” demekte devam edeceğiz…”ağızlarımız torba değil ki büzsünler.”

DOGRUYA DOĞRU

Bunları yazıktan sonra, Başbakanın başka bir konuda, hakkını vermek gerekiyor… Erdoğan, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'ün "silah bırakma" çağrısını değerlendirirken, "Bölücü terör örgütü silah bırakmak durumundadır. Güvenlik güçleri hiçbir zaman silahı bırakmaz" …Eğer (Kürtleri) seviyorlarsa o zaman silahı ellerinden onların bırakması lazım" dedi. Doğru söze ne denir! ***
 

Yayın Tarihi : 6 Haziran 2009 Cumartesi 00:18:31


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?