Başarıya karşı çıkmak güç; Erdoğan’a vuralım, ama hakkını da verelim. Bu sefer, üçüncü kez, -hatta daha fazla- kazandı, bileğinin hakkıyla, muhalefetin aczi yüzünden kazandı! Milletvekili sayısı, Anayasayı değiştirecek 330’u ve kendisini “tek adam” yapacak 367’yi bulamasa da!..
**
Bu son, yeni başarısıyla AKP’nin, “birinci” parti olmaktan da yukarı, “egemen” Parti - “Tek Parti” olmasına ramak kaldı!.. Siyasette artık, “iktidar” ile “muhalefet”, AKP – CHP tahterevallisi olmayacak; AKP’yi oturduğu yerden oynatmak çok güç olacak! Zaten sakat olan demokrasi bundan sonra tek taraflı işleyecek.
**
Twiter’da ne güzel ifade etmişler: “Ampulü çıkaralım dedik avizeyi taktılar"… Öteki “Taraf”ın manşeti: “Halk Ergenekonu istemedi”. Asıl soru-sorun: Artık sormak abes mi: “Türk milleti bu iktidara müstahak mı?”
**
Bundan sonra muhalefetin, muhaliflerin Parlamentoda işleri çok zor! Gerçi, Erdoğan asıl hayal ve emellerine nail olabilecek sayıları -şimdilik- bulamadı ama “ustada” oyunlar çok… Görülmemiş şey değil; ilkeleri zayıf bazı milletvekilleri çıkarları için parti değiştirebilirler… AKP - BDP ile hatta ve hatta CHP ile ittifaklar kurabilir!..
**
Her seçimden sonra, siyasette yeni bir sayfa açılır, bu sayfanın “beyaz “olması beklenir ama bu seçimlerden sonra açılacak “ak” sayfa aslında, kap kara!
Tıp Okullarının birinci sınıflarda, kadavra üzerinde “anatomi” dersi verilir, “nekroskopi” yapılır. Seçimlerden önce, geçmiş seçenlerin üzerinde mukayeseli analizler yapıldı. Şimdi de yapılıyor ama sıra “otopside”; “demokrasiyi- çok partili rejimi kim öldürdü?” araştırılacak, türlü ahkâm kesilecek.
**
Kanımca, bu demokratik “cinayetin” ip ucu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “eksen kaydırmasında” ve özellikle, Güneydoğu “açılımında”! AKP’nin kazanmasının başlıca sebeplerinden biri, Güneydoğu oyları için, Erdoğan’ın “açılımından” da öte, “açılımı” idi. Bu ters etki yaptı, aslında CHP’ye, Güneydoğu’da hiçbir şey kazandırmadı, aksine AKP’ye, Erdoğan’a yaradı… Kılıçdaroğlu’nun açık hezimet üzerine, istifa etmesi beklenirdi ama öyle olmadı, o artılarından söz etti ve istifa etmedi!..
**
CHP, Kılıçdaroğlu ve ekibi gelene kadar, Milliyetçi, Atatürkçü bir Parti idi… Tabanı da, kuruluş ilkelerine “sağlam”dır. Öylesine ki, çoğu CHP’liler, Kılıçdaroğlu’na ve eksen kaymasına karşı olsalar da, bağırlarına taş basıp, partilerine oy vermişlerdir. Ama artık bu bağlamda, Olağanüstü Kurultay toplanmasını isteyecekler, Kılıçdaroğlu’dan hesap soracaklardır… CHP Genel Başkanı Baykal ve ekibi olsaydı, netice böyle olmazdı!..
**
MHP’ye gelince, tesellim, belden aşağıya vuruşlara rağmen, barajı geçmesi! Bahçeli sonuna kadar bozkurtlar gibi dik durdu, mücadele etti! Ancak gene de, parti içi bir öz eleştiri gerekir!
**
Anlaşılıyor ki Türkiye’nin en önemli, öncelikli sorunu “Terör - PKK” sorunu ve odağı da APO’dur. Replikler ondan! Erdoğan’ın, yapacakları. “Açılım fiyaskosundan” ve “ yapamadıklarından” belli . APO /BDP , kendılerıne iktidar tarafından yapılmış vaatlerden söz ediyorlar.. BDP’nin , “bağımsızlar” kisvesi altında, Parlamentodaki, sayısını 36’ya çıkarması üzerine neler olabilir? …
Erdoğan acaba, 367’yi bulmak için parti ve grup kuracak bölücü “bağımsızlardan” destek ister ve alır mı? Öyle ya; “Yeni Anayasa” da “ülkemin bölünmez bütünlüğü, tek dil ilkeleri” değişirse, bu bölücüler dururlar mı?.. Apo’nun “15 Haziran kıyamet” ültimatomunun vadesi iki gün sonra dolacak!
Bir iddiaya göre 36 BDP’linin Parlamento’ya girip, grup kurmaları üzerine PKK’nın saldırıya geçmesi zor... Bu yeni tablo, yeni anayasanın Kürt sorununun çözümüne yol açacak şekilde uzlaşmayla oluşturulmasına, hem de PKK’nın 15 Haziran’dan sonra kararını vereceği ateşkesin devam etmesine imkan sağlayacak. Hem İmralı hem de Kandil tarafından dikkate alınması kaçınılmaz olan bu tablo, Türkiye’yi büyük bir çatışmanın eşiğinden döndürecek yegâne umut ışığıdır.
Bu iddia sahiplerine önce sormak gerekir.. BDP’liler Meclis’e girince Anayasa’daki yemini edecekler ve “Demokratik Özerklik” talebinden ve “Büyük Kürdistan” dan vazgeçerler mi?
Aslında, umut ederler. Kısacası “umut ediyorlar ki şerri ve şenni AKP-CHP- BDP ittifakıyla Kürt Sorunu, Kürtlerin ve Apo’nun istediği gibi çözülsün… “TSK vesayeti” kalktı ya!..
Ben umut ışığ görmüyorum. Şeamet tellallığı yapmak istemem ama asıl bundan sonra Türkiye’yi karanlık günler bekliyor... Savaş bitmedi, şimdi asıl savaş başlayabilir. ***