Ermeni konusunda hem İktidar hem de “yanaşmaları” acaba neden bu kadar ısrarlıdırlar? Ermenistan’a kapı açmak için Protokolleri bir an evvel geçirmek isterler... “Hepimiz Hrant Dinkiz” diye yırtınırlar, dövünürler? Dövünenlerin çoğunun, “vicdan” için değil “cüzdan” ve Nobel Ödülü için sokaklara döküldükleri, imza topladıkları muhakkak! Ama İktidar neden bu kadar ısrarlıdır? Burada da ticaret, enerji hatları, petrol gibi faktörler var. Ve ABD’nin Büyük Orta Doğu Projesi ve İran hesapları var!..
ONLAR İÇİN BÜYÜK BAYRAM
Yazmıştım; ABD Başkanı Barack Obama, Ermenilerin 1915 olaylarını anma günü olan 24 Nisan’da yaptığı yazılı açıklamada ‘soykırım’ kelimesini kullanmadı, tahmin ettiğim gibi “Büyük Felaket” dedi... Bu onlar için büyük bayramdır! Recep Tayyip Erdoğan, bu “başarının” Türkiye’nin yürüttüğü diplomatik çabaların sonucu olduğunu söyledi... “Hassasiyetlerimizi bilerek o yolda bir açıklama yaptı” dedi. Fakat aynı zamanda, Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile ters düştü. Ahmet Davutoğlu, bu sözlerin tek taraflı ve kabul edilemez olduğunu, yeni bir adaletsizlik sayılması gerektiğini söyledi...
Ya akort bozukluğu, ya danışıklı dövüş; ne şiş yansın ne de kebap!
ÖNCE TERS DÜŞTÜ...
Fakat hemen sonra, aynı Davutoğlu TBMM’de, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokollerin, uygun siyasi psikolojik ortam oluştuğunda parlamentolar tarafından onaylanacağını da söyledi.
Yani önce esefle karşıladığı Obama mesajı konusunda önce ters düştüğü Başbakanıyla hizaya geldi! Obama’nın 24 Nisan mesajı için, “Kararlı tutumumuzun mesajı doğru anlaşılmıştır” diyor...
Gözlerimizin, milletvekillerinin gözlerinin içine baka baka “Başbakan Tayyip Erdoğan ile Dışişleri’nin ve kendisinin bu mesaja verdiği tepkiler arasında fark olmadığını” savunuyor. Davutoğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan ile çeliştiğini öne süren milletvekillerine de “Açıklamalarımız arasında bir çelişki yoktur. Muhataplarım ne anlatıldığını anlamıştır. Hiçbir ülke Türkiye’den toprak talep etmeyi zihninin ucundan geçiremez” yanıtını verdi.
POLİTİKACI PERENDESİ
Ne bir devlet adamına ne de bir bilim adamına yakışan politikacı perendesi!
Fakat aslında dış politikamızın ne kadar acınacak halde olduğunu gösteriyor...
Bugün; mutat göz ameliyatlarımdan birini daha geçiriyorum ve gelecek haftaya kadar okuyucularımdan izin rica ediyorum! ***
Bugünkü siyasilerimizin düşünemediği, analiz yapamadığı ve açıklayamadığı konuları ortaya koyan, ve gene, hiçbir siyasinin belirtmeye cesaret edemediği karanlık noktaları açıklayıp kamu oyunun bilgisine sunan, - yaşına rağmen - bugünün müfteri gazetecisi-yazarı-politikacısından bile çok genç olan aziz Türk Milliyetçisi, vefakâr, cefakâr, cesur, mert Muhterem Altemur Kılıç'a şifalar diler, çok yakın bir süre sonra bizleri aydınlatmaya ve yol göstermeye devam edeceği inancıyla, en içten saygılarımızla kendilerine "geçmiş olsun" dileklerimizi iletiriz.
Atatürk'ümüzün güneşi ile yetişmiş, o yüce aydınlığı yanısıtan yazılarınız bizleri kötülüklerden koruyor.Geçmiş olsun Değerli Büyüğüm,iyileşmenizi sabırsızlıkla bekliyoruz.