Fatih Altaylı , düşüncelerini paylaştığım bir yazar değil, ama çok doğru yazmış; Türkler anti Amerikancı değil anti- Bushçu Tıpkı dünyadaki çoğu halklar gibi! Ayrıca ,şu bağlamda, Amerikalılara düşman olmak da, ABDye düşman olmak da, gerçekçi değil. Amerika ile ilişkilerimiz, belli bazı konulara endekslenemeyecek kadar çok boyutlu.
Wall Street Journal editörlerinden Robert L.Pollock,Yeniden Avrupanın Hasta Adamı başlıklı yazısında , Türkiyedeki Amerikan aleyhtarlığını, eskiden Osmanlının hasta olduğu gibi, bugün de Türkiyenin ve Türk toplumunun da hasta oluşuna atfetti. Ancak Onun ve Amerikadaki şahinlerin, , anlayamadıkları husus , sadece ülkemizde değil, bütün dünyada Amerika karşıtlığının, artmasının asıl sebepleri , aslında Washingtondan , Başkan Bushdan ve takımının ,son yıllarda Ya bizimlesin ya da karşımızdasın meydan okumalarıyla özetlenebilecek, dünyada tek egemen devlet olmak politikasından ve icraatından kaynaklandığıdır. ..
Irak olayı da ,bunu bütün boyutlarıyla bu politikanın en somut şekilde ortaya koydu. Bush Rumsfeld vs. Irakta , bırakalım saldırının bütün gerekçelerinin boş çıkmasını, başta kurtarıc1 olarak karşılandıkları bu ülkede rekor denecek kadar kısa zamanda zalim işgalciler haline gelmek maharetini gösterdiler.. Saddam diktatördü , ama savaş sırasında ülkede, binlerce masum insanın öldürülmesinden sonra, bugünkü kaos oluşması da bu maharet sayesindedir. Bunlar anlamıyorlar ki, Iraktaki direniş , sadece Saddam taraftarlarının terörü değil, işgale ve hoyratlıklara karşı milli bir direniştir. ABD, Irakta ,yanlış politika ve hareketleri yüzünden yüzlerce kemdi askerinin ölümüne yola açan bir bataklığa saplanmıştır. Seçimler sonucunda Irakta istikrarın kurulması da boş bir hayaldır; Irakta bir iç savaş kaçınılmaz olacaktır. .
Rumsfeld bu gerçeklere rağmen ,inanılmaz bir kolaycılıkla, direnişin in oluşmasını, Türkiyenin l Mart Tezkeresini kabul etmeyip , 4. ABD Piyade Alayının Türkiyede konuşlanıp Iraka Kuzey!den saldıramamasına ve böylelikle de,Saddamın seçme birliklerinin öldürülemeyip direnişi örgütlenmesine , bağladı ve Türkiyeyi günah keçisi yaptı Oysa, Türkiyeyi ABDnin , Iraktaki işgalci suçlarına ortak olmaktan Allah ve sonra Meclisteki ı aklı başında milletvekilleri,CHPliler ve TSKnin basireti kurtardı.
Ancak , Washingtonun bu yüzden Türkiyeyi cezalandırmak istemesi, ı Kerkükten, Kuzey Iraktan dışlaması ve Süleymaniyede subaylarımızın başına çuval,bileklerine kelepçe geçirilmesi, işgal kuvvetlerinin Fellucede vs Cezaevlerinde yaptıkları, Türk toplumunda , Amerikaya daha doğrusu Bushun Amerikasına, husumetin asıl sebepleridir.
Dün Avrupa başkentlerindeki -Bush karşıtı nümayişlerin de sebebi aynıdır.Bugün bütün dünyada bir ABD-Bush sancısı vardır. Pollock Türkiyeye yeniden Hasta Adam diyeceğine asıl hastalığı Amerikada Beyaz Sarayda aramalıdır. Başkan Bushun Avrupadan temaslarıyla bu sancıyı giderebileceğini sanmıyorum. Amerikadan yeni gelenler söylüyorlar ; orada bu politikalarına karşı olanlar azınlıktadır; çoğu Amerikalılar, Bushun kendilerini terörden kurtardığı inancında imişler ve onun politikalarını tasvip ediyorlarmış.. Zaten son seçimlerde de Onu gene seçtiler ya!
MÜMBIT ZEMİN
Bush yönetimin Iraktaki,Kuzey Iraktaki politikaları ve hareketleri yüzünden ve Özellıkle, Kürtlere hatta PKK ya arka çıkması , Türkiyede zaten alttan alta mevcut Amerıkan karşıtlığının mümbit zeminine , zehirli yeni düşmanlık tohumları ekildi. Doğru mudur, yanlış mıdır-m bilmem ama, Israil hükümetinin de Kürtlere,Kürt Devletine destek vardıkları işaretleri de aynı çevrelere Türkiyede anti-semitizmi- Yahudi Düşmeliğini - alevlendirtmek imkanını vermiştir. Bir defa, Türkiye Yahudileri ile Siyonizmi ,İsrail hükümetinin Filistindeki yanlış politikalarını , biri birlerinden ayırmak gerekir. Türk Yahudileri Türkiyeye daima sadık olmuşlar, İstiklal Harbinde mücadeleye katkıda bulunmuşlardır. Mesela ,pek bilinmez ama, İzmirde Yahudi Efe diye maruf Musevi bir vatandaş işgalci bir Yunan subayını öldürmüştü.. Son yıllarda da, dışarıdaki Türkiyeli Yahudilerin başını çektiği Yahudi Lobisi özellikle Amerikada Türk davaları için uğraş veriyorlar. Aynı şeyi Arap dindaşlarımız için söyleyebilir miyiz?
Bakın Türk Musevileri Pollocka mektup yazarak Onun yazısını kınıyorlar .Bunların başında .500 Yıl Vakfı Başkanı Jak Kamhş var.Pollocka bu yazıyı yazmadan evvel neden bizlerle de görüşmedin? diye sormuş. Benım okul arkadaşım önemli bir Musevi Türk iş adamı da ,mektubunda ,Amerikalıların asıl suçu kendilerinde ve yanlış politikalarında aramaları gerektiğini ve böyle sorumsuzca yazıların olayı gerçek çerçevesinden n çıkarıp kötü niyetliklere tahrik fırsatını vereceğini yazmış. .
Türk-Amerıkan dostluğu ,stratejik ittifakı, böylesine peşin hüküm ve yanlış değerlendirmelerle harcanmayacak kadar ,iki taraf için de önemli ve zorunludur.. Son zamanlarda, resmi ilişkilerde , Başbakanın dediği gibi kopukluk ve yanlış anlamalar olmuşsa bu da daha fazla Washingtondan ve Beyaz Saray çevresinden yapılan talihsiz açıklamalar yüzünden olmuştur.Gelecekte -bunları, önlemenin sorumluluğu da daha fazla Washingtona aittir.
Ancak ,son tahlilde de ilişkilerimizin geleceği ,şu en basitine indirgilenmiş şu sorunun ,ABD tarafından verilmesi gereken cevabına dayanacak; Türkler mi Kürtler mi?