1
Mayıs
2025
Perşembe
ANASAYFA

Ateşle Oynuyorlar

Bölücülerle, PKK ile masaya oturmak uzlaşmak; “neden olmasın” diyesiler… Kürt kökenli vatandaşlarımızla beraber yaşamak, tabii mümkün - ortak kaderimiz, ama bu birlikteliğe kast etmiş, ortak vatanı bölmek için binlerce insanımızı katletmiş eşkıyalarla, uzlaşmak, nasıl ve hangi ortak paydalarda mümkün olabilir? Türkler - Türk Devleti “pazarlıkta” ne verecek, karşılığında ne alacak? Böyle bir “pazarlığı” düşünmek bile “abesten” öte, ihanet!

ÖNŞART

Devletler, ordular arasında, mütareke masasına otururken, önce savaşı hangi tarafın başlattığı ve hangi tarafın kaybettiği esas alınır… Bu kirli “savaşı” kimin başlattığı belli!... APO ve PKK. Kim kaybetti? Türk devleti ve Ordusu mu?

O duruma geldik ki, karşımızdakiler -bölücüler /DTP/ PKK- Türk Devletini dize getirdikleri ve uzlaşmaya zorladıkları varsayımıyla, muzaffer taraf gibi, “mağlup” Türk Devletine şartlarını dayatıyorlar! Manzara bu; bizdeki mâlumlar da, dayatılan şartları, müzakereye, hatta kabule hazırlar! Zemin de müsait; toplumda teröre karşı öfke yerini bezginliğe, teslimiyete bırakıyor.

Ama acaba halkımız sonunda, bu “uzlaşmanın” Türk milleti ve devleti için, nelere mal olacağının farkındalar mı? Yılanlarla, Terörist eşkıyası ile uzlaşmanın, onlarla birlikte yaşamanın mümkün olamayacağının bilinci içindeler mi?... Bizde evlat acısı, onlarda kuyruk acısı, intikam hırsı ve “Büyük Kürdistan” hayali oldukça, gerçek çözüm mümkün mü?

Yıllardır Kürt kökenli vatandaşlarımızla birlikte yaşadık, gene de yaşarız… Onlarla da, diğer etnik guruplarla da, et-tırnak olmuşuz! Ayırmaya çalışıyorlar ve kan bunun için akıyor. Şehitler bunun için veriliyor ve “analar” bu yüzden ağlıyor… Kim başlattı bu kirli savaşı? Savaşı başlatanlar ve şimdi, üstelik “Demokratik Özerklik” ilan edenler, istedikleri yerin dibine giderler, Kürdistan’da bayraklarını dalgalandırırlar, ama bilsinler ki, bu millet, ne kadar hoşgörülü ve iyi niyetli olsa da, aptal değildir… Bu iktidar –yalakaları ne kadar gafil olsalar– Ordumuz yıpratılmış da olsa, bu millet, sonunda onlara bir çakıl taşı bile vermez…Sabırlıyız ama bir kaynama derecemiz vardır, ve “o dereceyi” de geçmekteyiz!...

BU NASIL EYLEMSİZLİK?

PKK güya eylemsizlik kararı almışken terör devam ediyor; sadece Diyarbakır’da, Hakkâri’de, Şırnak’ta değil, İstanbul’un göbeğinde!... PKK’lılar, önceki gece Maltepe’de azdılar, Türk Bayraklarını yaktılar Atatürk’ün büstünü parçaladılar…. Galiba oraları da Kürdistan sayıyorlar!

Bilerek, ateşle oynuyorlar, ateşe körükle gidiyorlar. Maksatları belli. Ahmet, neden nasıl Türk, açıkladı; Türk, Kürt sorununun çözümü için BM’nin “arabuluculuk” rolü üstlenmesini istiyor! TSK ateş kesmezse uzlaşmanın mümkün olamayacağını da ekliyor!…

Başından beri amaçları –Türkiye’nin her yöresinde, Türk- Kürt çatışması – iç savaş- tahrik ederek, yabancı güçlerin müdahalesini ”davet” etmektir. Bundan sonra da “plebisit”; “Demokratik Özerklik” yoluyla “Büyük Kürdistan” kapısı! Bizim teslimiyetçilere göre “Neden olmasın?”

ŞARTLAR

Siz bu adamların küstahlığına bakın… Uzlaşma- sözde barış için - ileriye sürdükleri şartlar: Operasyonların durması, KCK operasyonunda gözaltına alınan ve tutuklananların serbest bırakılması… Öcalan’ın kamuoyuna sunduğu üç maddelik çözüm çerçevesi temelinde bir müzakere sürecinin başlatılması ve barış sürecine aktif katılım koşullarının yaratılması yani salıverilmesi… Yüzde 10’luk seçim barajının düşürülmesi vb! … Sanki PKK muzaffer, TC yenik!

AKP NE YAPAR?

Şimdi AKP Güneydogu da EVET dedirtmek için, bu şartları kabul eder… En azından, “hayır “ dedirtmemek için, PKK şartlarını kabul eder veya eder görünür mü? Bunu düşünmek bile ne kadar acı Yar rap, TC hükümeti, bir EVET uğruna neler feda edebilecek?

Öcalan’ın İmralı’da avukatlarına söylediğinden anlaşılan şu; Eşkıya başı “Eğer şartlarımız kabul edilir veya o yönde ciddi işaretler gelirse ‘evet’ oyu kullanın” mesajı veriyor. Eğer beklediği yönde mesajlar alırsa -veya almışsa- referanduma yakın bir günde, “evet oyu kullanın” işaretini doğrudan veya dolaylı olarak verecektir…

AKP İktidarı idam mahkûmu eşkıya başının ağzına bakıyor, işaretini bekliyor!

Bütün bu koşullarda “Neden olmasın” diye düşünmek bile, Referandumda “Hayır” demenin gerekçesi!…***

SON DAKIKA- PKK eşkıya başı Murat Karayılan'dan flaş iddia: “Devlet ile Öcalan arasında sağlanan temaslar sonucu ateşkes ilan ettik” (!) demiş. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da; “Şartlar değişirse referandumda oyumuz evet olur” demiş… İhanetin belgesi olur mu? İşte...
 

Yayın Tarihi : 19 Ağustos 2010 Perşembe 00:29:55


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Gönül Aydemir IP: 88.235.201.xxx Tarih : 19.08.2010 08:17:26

Sonuç olarak Ordu,İktidar,Muhalefet,Kandil,imralı,TBMM  herkesin tuzu kuru; Midyat'da evine ekmek götüremediği için kendini öldüren seyyar satıcı gibi altmış beş milyonun ve yavrularını yitiren anaların,babaların dışında.Onların iktidar kavgaları bitmez,bizim de acılarımız.Oyumuzun renginin önemi var mı?Emperyalizmin dediği olur.


K. Mükremin BARUT IP: 95.10.198.xxx Tarih : 19.08.2010 21:12:39

1. Esat Oktay Yıldıran adını sağır sultan duymuşken, diyarbakır Cezaevinde olanlar dizilere bile konu olmuşken, siz Japonya'da mı yaşıyordunuz? Üstelik yirmibeş yaş daha genç idiniz ve hafızanız daha da açık idi.

PKK; 12 Eylül Askeri Diktatörlüğünün ve onun işkence ve zulüm yuvası olan Diyarbakır Cezaevinin bir sonucudur/ürünüdür.

Bunu böyle saymaz isek, o zaman 12 Eylül askeri darbesini hayata geçiren proje, aynı zamanda Kürtleri Türkler'den ayrıştırmaya çalışan projenin ta kendisidir.

O ZAMAN HİÇBİRİMİZİN YAPACAK TEK BİR İŞİ, SÖYLEYECEK TEK BİR SÖZÜ KALMAMIŞTIR. PROJENİN SÜRRATLE HEDEFİNE DOĞRU İLERLEDİĞİNİ GÖRÜYORUZ. 

2. Yeni kuşak Türk ve Kürt gençleri birbirleri ile empati yapamaycak kadar farklı uçlara düşmüşlerdir. Sabah, akşam yazılarınızda küfür ettiğiniz Ahmet Türk ve o kuşak Kürtler, sizin ANLAŞABİLECEĞİNİZ SON KUŞAKTIR.

3. Bundan yirmi-otuz sene sonra bugünün tarihi yazıldığında, Ahmet Türk'ün ne kadar yurtsever ve barışçı olduğu altın harflerle yazılacaktır.

4. Kan davası ve hatta kangrene dönmüş bu çatışma ortamı, inkar ve red ile çözülemez. 

5. Yeni kuşak Kürt ve Türk gençleri ve aydınları artık federasyonu konuşuyorlar. Dünyada demokrasinin ve gelişmenin  beşiği olan pek çok ülkenin fedarasyonla yönetildiğini biliyorlar. Yine bu ülkelerde; yıllardır iç barış ve huzurun olduğunu duyup, görüyorlar.

6. Yıllardır Kürt sorununun çözülmesi yolunda denenmedik yol kalmadı. Düşünün bir kere bu sorun çözülürse, kirli savaştan nemalanan her iki kesimden  çıkarcılar ve köşe yazarları ne yapacak?

7. Vesayet anayasasına HAYIR. Kirli savaşa HAYIR. Şehit cenazelerine HAYIR, Darbelere HAYIR. 

İŞTE BUNLARI ALT ALTA TOPLADIĞIMIZDA, REFERANDUMA "EVET" ÇIKIYOR. 

8. Her iki tarafta da problemi keskinleştirenler, masa başına taşımak yerine, HOT-ZOT yapanlar, bölünmenin, ayrışmanın değirmenine su taşıyanlardır.

YAŞASIN BARIŞ -


Ateş ile Barut Yanyana Durmaz ! (Dr. S) IP: 88.231.77.xxx Tarih : 19.08.2010 22:18:01

 FEDERASYONLA YÖNETİLEN ÜLKELER, GEÇMİŞTE BU YÖNETİM TARZLARIYLA BATI EMPERYALİSTLERİNE YEM OLMUŞLARDIR VE GELECEKTE DE OLMAYA ADAYDIRLAR. BU TARZ YÖNETİMLERİN HALKLARI DA, HER AN İÇİN, ELLERİNDEKİ TOPRAKLARINI DA KAYBETMEYE MAHKUMDURLARDIR. T.C KARŞITI İÇTEKİ TÜM SİYASİLERİN VE BUNLARIN YALAKALARININ BİLEŞKESİNDEN DOĞAN "EVET" FARAZİSİ, "TÜRKİYE" VE "ANADOLU" ADLARINI TARİH KİTAPLARINDAN VE DÜNYA COĞRAFYASINDAN KALDIRMAYI AMAÇLADIĞINA GÖRE, ATATÜRKÇÜ-CUMHURİYETÇİ-MİLLİYETÇİ  ANADOLU'NUN BÜTÜNLÜĞÜ  UĞURUNA "HAYIR" DERİM, tuhaf sesleri bir yerlerinden çıkartanlara da, bunları kendilerine mal ederim !


Dr. S. IP: 88.231.77.xxx Tarih : 19.08.2010 19:48:14

Kent Haber Sitesi'nin 19.08.2010 tarihli "Devlet ile öcalanın görüştüğü" , "İlk ipucunun (ne ise ?) A'dan geldiği" haberleri doğrultusunda, mevcut yönetimin "kimlerin oylarıyla" bugün işbaşında (!) olduğu su yüzüne çıkmıştır. Bu yönetim, medet umduğu pekakanın oylarıyla - kendi çıkarları için, yarınlarda da ateşle oynamaya devam etmek amacında olduklarını açıkça belirtmektedir. Anadolu'nun bugünkü görüntüsünün devam etmesini isteyen hayınlar, elbette ki tasviplerini (veya "EVET" lerini) belirteceklerdir. Müfteri ve munafık siyasilerle işbirliği içinde olan ve Batı emperyalistlerinin ekmeğine (pardon !, pastasına) bal süren bu hayınlara karşı, Mubarek Ramazan Ayında ki temennimiz ancak şu olur: Allah, Anadolu'nun selâmeti için "HAYIR" lısını göstersin !