Avşar Kızın Şaşkınlığı - "Açılım" Şaşkınlığı!
Hülya Avşar; “Bir tarafım Türk, bir tarafım Kürt... Kürt tarafımla gurur duyuyorum... Türk tarafımla şaşkınlık içindeyim,” demiş... Anlaşılan, “açılım” modasına uymuş; “Kürt tarafı” ile gurur duyuyor... “Türk tarafıyla” övünmüyor. Kısacası, “Avşar Kızı” tam şaşkın!
“Açılım ve Kürt konusunda” şaşkın olan sadece Hülya Avşar değil. Önceki gün Milliyet’te yayınlanan belgelerden anlaşılıyor ki, özellikle Apo’nun yakalanmasından önce ve sonra devlet, bütün kurumları da şaşkınlık içindeymiş ve ülkeye çok pahalıya mal olan “şaşkınlık”, “açılım” sürecinde devam ediyor. Bedelini gelecekte, fazlasıyla ödeyeceğiz!
ALTIN YILLARDA
“Kürt” konusunda, devlet ve husumetlerin “şaşkın” olmadıkları, kararlı oldukları dönemler vardı... Bu konuya önem veren- gerçek açılımlar, tedbirler önerenler, Kazım Karabekir Paşa, İsmet Paşa, Hilmi Uran gibi gerçek devlet adamları vardı... Ve tabii Türkiye Cumhuriyetini kuran Mustafa Kemal, hiç de, şaşkın değildi! Başlangıçta, Kürtlerin, Kurtuluş Savaşına katkılarından dolayı, yeni devlette, Kürtlere özerklik, hatta ortaklık düşünmüştü... Ama çok geçmeden, yabancıların -İngiltere ve Fransa’nın- tahrik ettikleri, dizi Kürt isyanları, özellikle Şeyh Sait isyanı üzerine bu tasavvurları bir tarafa bıraktı... Hem, Kurtuluş Savaşında mücadeleye ortak olanlar sadece etnik guruplar sadece Kürtler değildi ki, onlara ayrı imtiyaz verilsin!
Mustafa Kemal engin dehası ve vizyonuyla, yeni devlette “Milli Birliği” sağlamanın tek yolunun “Ne Mutlu Türküm diyene” anlayışı olduğu sonucuna varmıştı. Ve bu onun, Türk milletine bıraktığı mirasın, gençliğe emanet ettiği Cumhuriyetin asıl temeli idi... İşte, şimdi, inkâr ettikleri miras, yıkmaya çalıştıkları “temel” budur! Dağlardan silmek istedikleri de budur!
Bu anlayış Avrupalıları da rahatsız eder. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, Türkiye’deki “azınlıklar” ile ilgili raporunda okullarda öğrencilerin söylediği “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” sözünü eleştirmiş.
ŞAŞKINLAR
“Şaşkınlıklar dönemi” 1950’de, iktidara gelen Demokrat Parti ile başladı... Aslında vatanseverliğinden ve Atatürk Cumhuriyetine bağlılığından şüphe edilemeyecek, rahmetli Adnan Menderes, zamanın Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın karşı çıkmasına rağmen Güneydoğu oyları için bir “Kürt açılımına” girişmişti; Şeyh Sait’in torunu Abdülmelik Fırat’ı, yaşını küçülterek, milletvekili yaptı... Kürtlere hoş görünmek için, Mustafa Muğlalı Paşa Van’ın Özalp ilçesinde, eşkıya ile mücadelesinden dolayı, idama mahkûm edildi. Tesadüf bu ya; Muğlalı Paşa, Menemen’de Kubilay’ı şehit eden yobazları yargılayan ve idam eden Divan-ı Harbin başkanıydı! Şimdi “yılanların öcü” , aheste aheste çıkarılmakta!
Hep yazdım, tarihte ve 1926’da, 1930’lardaki, Kürt başkaldırılarının sebebi, “kimlik- dil -eğitim- QWX” filan değildi, yabancıların da kendi çıkarları için tahrik ettikleri, Türkiye’yi bölüp, “Büyük Kürdistan’ı” kurmaktı!..
ABDÜLMELİK FIRAT
Burada ben de bir şaşkınlığımı itiraf etmeliyim. Bunları tam yazdığım sırada Abdülmelik Fırat “kardeşimin” vefat ettiğini öğrendim. “Kardeşim” diyorum, çünkü önce ben, bütün Kürt vatandaşlarımıza “kardeşlerim” derim, ama Abdülmelik’le, aramızda Yassıada’daki, kader, çile yoldaşlığımızdan dolayı, başka bir bağ vardı... Ve Abdülmelik, vefalı bır arkadaş, kendi anlayışında bilgili bir insandı...
Ölümünden dolayı, üzgünüm, aynı zamanda da “şaşkınım” . Onunla ilgili bir anımı, bugün tekrar yazmak mecburiyetindeyim: Abdülmelik, Yassıada ranzasında, bizzat bana “Seni severim, ama bir gün gelecek Türklerin anasını belleyeceğiz” dedi ve “Büyük Kürdistan hayalinin gerçekleşeceğinden” söz etti! O zaman gülmüştüm, meğer ciddi imiş!
Bölücüler Apo- DTP /PKK, ne istedikleri, ne yaptıkları hususunda, hiç de şaşkın değiller, ne istediklerini, ne yaptıklarını, hınzır gibi biliyorlar, ama Türk Devleti, daha doğrusu AKP iktidarı, her tarafıyla “şaşkın” ...Yalakaları şaşkın değil, en hafif tabiriyle gafil, en ağır deyimiyle, ’hain’
Fakat şükürler olsun, “şaşkın” olmayan kurumlar, yargının, (maalesef ) bir kısmı, muhalefet ve önemlisi “Askerler” ! İlker Başbuğ, Kürt açılımı konusunda doğruları söylediği içim “infaz” edilmek isteniyor!
SKANDAL HARİTA
İstanbul eski Eğitim Müdürünün okullara dağıttığı CD’lerde, Türkiye Haritası, medya tarafından “skandal” olarak ilan edildi... Bu harita da Musul, Erbil, Batum ve Nahcıvan var. Yani, genişletilmiş “Milli Misak” haritası... Bence bu harita az, çocuklara, tüm Türk birliğinin haritası dağıtılmalı!***
K. Mükremin BARUT IP: 88.227.114.xxx Tarih : 3.10.2009 17:48:00
AVŞAR = AV SAR Küteçede; AV hala SU kelimesinin bire bir karşılığı olarak kullanılıyor. SAR kelimesi SOĞUK anlamıma kullanılıyor. AVSAR = SOĞUK SU anlamına geliyor. AV GERM = SICAK SU demek. AVSAR yayla ve yükesek yerler için kullanılan bir kelime. Anadolu insanı bu gün hala PASAPORT yerine PAŞAPOT der. AVSAR daki "S" harfi de Ş olarak ünleniyor. Benzer kelimelerden biri de; AFŞİN. Kürçede; ŞİN=MAVİ demek. AV ŞİN = Mavi Su demek. Burada "V" sesi "F" harfi olarak sesleniyor. AVŞAR soyadı Hülya hanıma yakışıyor. Söylediklerinde de hiç bir yanlış yok. Ben Altemur Kılıç üstadın fanatik bir izleyicisiym. İyiki varsınız üstadım. Bir tanesiniz. İyiki de bir tanesiniz. Abdulmelik Fırat'a ve Kürtler'e tırnak içinde kardeşim demek sizin gibi saygıdeğer bir "adama" yakışır mı? Ne bu telaş. Biz Türkler Anadoluya 1071 tarihinde geldiğimizde; buralarda pek çok kadim ulus gibi KÜRTLER'de yaşıyordu. Komşu olduk. Kardeş olduk. Kız alıp verdik. Kirve olduk. Dindaş olduk. Omuz omuza'a savaştık. NE BU TAHAMMÜLSÜZLÜK. İnsanlar yaşlanınca, daha bir iç huzuruna ulaşırlar. Meşreplerine göre daha bir bilge olmaları gerekir. Savaş yerine barış, kin yerine sevgiyi miras bırakarak gitmek için çabalarlar. Siz köşenizden, yalın kılıç, çizginiz dışındaki herkese savaş açmış durumdasınz..SAYGILARIMLA
Gönül Aydemir IP: 78.185.167.xxx Tarih : 3.10.2009 17:38:26
Türkiye'de açlığın,yoksulluğun,zulmün bitmesini etnik temellerde ararsak bazı Afrika kabileleri gibi bir birimizi yer dururuz.Gerçek sanatçı ise çözümü böyle dar görüşlülükte bulmaz.Evrensel bir bakış getirir.12 Eylül'de Türkler idam sehpalarından geçmedi mi,işkencelerde ölmedi mi,şu anda hep birlikte açlıktan hastalıtkan,cahillikten kırılmıyor muyuz?Hülya Avşar hak etmediği yerde, hak etmediği paraları kazandı,kendisini sanatçı sanıyor.
Su Cemre IP: 78.185.167.xxx Tarih : 3.10.2009 23:18:12
İnsanlık Sümer uygarlığını çözmedikçe,öğrenmedikçe,araştırmadıkça tarih öğrenme zevkinden ve gerçek bilgiden mahrum kalır.Türkler 1071 e kadar kulağının üstüne yattı yattı da sonra bugün olduğu gibi savaş uçaklarını kaldırıp oraya gelip,Anadoluya'ya girş yapmadı.Akınlar insanlık tarihi kadar eski.İkincisi biz gündelik modalara dalıp gidiyoruz.Kürtçe çok iyi incelensin,çok iyi okunsun,biz ayni kökün insanlarıyız(olmasak da olur).M.Barut beyefendinin ''AFŞAR''ç özümlemesi Türkçe ile bir kapıya çıkıyor.Bulgarca,Ermeniice de böyle.ABD'ye gidenler bilir,kaç dil konuşuluyor?Bu koca ülke Müslüman olduk,bizi mezheplere ayırdılar;mezheperin de kendi aralarında hizipleri var.Ne kadar bölünürsek, o kadar kolay yutuluruz.Elbette bir kelebeğin kanadını incitmeden birlikte yaşamalıyız.''Adalet Mülkün Temelidir.''.
galip IP: 95.70.164.xxx Tarih : 3.10.2009 15:17:17
YAV BU KADIN NE ZAMANDIR BEYNİNİ KULLANMAYA BAŞLADI...YILLARDIR TOPLUMUN AHLAKINI BOZMAK İÇİN BU KADIN FİLİM,GÖSTERİ...V.S. İLE ÇALIŞMADIMI..HEP YANLIŞTI YİNE YANLIŞ DEVAM EDİYOR..BU KADIN KİMSEYE AKIL VERMESİN,ÇOK SIRITIYOR...HADİ GÜZELİM SEN ÖNCE TÖVBE ET..SONRA GEL...SENİN İÇİN BU DAHA HAYIRLI..
Şaban IP: 88.252.171.xxx Tarih : 2.10.2009 23:01:56
Gençlerimizi, içinde taşıdığı sapık saplantıları ile ve de sapıkça filimleriyle çelişkilere düşüren (-acaba hangi amaçlarla-) bu bayanı, birlik ve beraberlik içinde yaşadığımız ve T.C hüviyetini kabul etmiş olan Kürt vatandaşlarımız da tasvip etmemektedirler.
Dr.C.Sumer IP: 205.188.116.xxx Tarih : 2.10.2009 20:27:54
Avşar hanımın işgüzarlığı cehaletinin derecesini gösteriyor.Avşar soy adı ona artık yakışmıyor.Zira Avşarlar Boz Ok kolunun en büyük ve en kuvvetli bir Bır TÜRK boyudur.Yazık ona daha evvel gösterilen ilğiye