28
Mayıs
2025
Çarşamba
ANASAYFA

Bir İhtimal Daha Var!

Başbakan Erdoğan: “Belge sahteyse vahim- doğruysa daha da vahim” demiş; Bence, durumun daha doğru ifadesi şu: “Belge doğruysa vahim, sahteyse, çok daha vahim”.

Eğer belge, doğruysa bunun çeşitli, izahları vardır. TC’ni “ Korumak Ve muhafaza etmekle görevli” TSK’nin Genelkurmayı, dış tehlikelere karşı olduğu gibi, iç tehditlere karşı da çeşitli ihtimal planları yapmakla yükümlüdür!

Ancak bu plan emir-komuta zinciri ve üstlerin talimatı dışında - bazı görevli subayların insiyatifiyle – ama Atatürkçü motivasyonları gereği yapılmışsa TSK onları kuralları içinde tevbih-tekdir eder, hatta gerekiyorsa gene kendi kurallarına göre cezalandırır… Ama bazılarının şimdi diledikleri gibi, bu subayları, ”Ergenekon” örümcek ağına bırakmaz –bırakmamalıdır!

KÖSTEBEKLER KİM?

Fakat belgelerin doğru olduğu, TSK’nin incelemeleri neticesinde tespit edilirse, ortaya asıl vahim durum çıkar; Türk Ordusunun, Genelkurmayın gizli belgeleri, nasıl sızdırılıp “köstebekler” tarafından dışarıya, belli yerlere servis ediliyor? Eğer gerçekten böyle durum varsa –ki daha önce de belgeler, aynı ordu düşmanı TARAF’A sızdırılmıştı- milli güvenliğimizi tehdit eden en büyük tehlike bu! Demek olur ki, Genelkurmayda dış tehditlere karşı yapılan ihtimal ve önlem planları da, - düşmanlara da servis edilebiliyor! Her şeyden evvel, bu vahim durumun açığa kavuşturulması, suçluların cezalandırılması gerekiyor!

Eğer, belge sahteyse veya tahrif edilmişse, asıl vahim olan da, bunun maksadıdır. Şu sırada bu neden yapılır? Yanıt açık:TSK’ni zafiyete uğratmak, halk indindeki itibarına halel vermek – “Ergenekon”a daha fazla bağlamak ve 13. dalgaya hazırlık!

KURUMLARARASI

Başbakan diyor ki ” Kurumlararası güven bunalımı oluşturmaya yönelik faaliyetler tüm Türkiye’ye zarar verir. Bu iddialar karşısında sorumluluk sahibi onurlu ve tutarlı bir duruş sergilenmelidir. Bu mesele sadece AKP’nin değil bütün Türkiye’nin meselesidir.”

Kurumlar arası anlaşmazlıklar-çekişmeler her ülkede eşyanın –demokrasinin tabiatı gereğidir, ama bizdeki “kurumlar arası kavga”, bu boyutları çoktan aştı… Bu belgelerin ortaya çıkması veya çıkarılmasından önce de, Türkiye’de, kurumlar arasında güven bunalımı –zıtlık ve uzlaşmazlık çoktandır var. Ve ülkemize zarar veriyor. Şimdi şahika noktasına erdi! Ve maalesef, durum Erdoğan'ın iyi niyetiyle veya yazarların temennileriyle, izale edilebilecek safhayı, çoktan aştı...

Hem, bizdeki durum, sadece yasal kurumlar-erkler –arasındaki -uyuşmazlık ve mücadeleden ibaret de değil. Üstelik yasal erklerden daha güçlü güçler de var! Vardır.

Bu durumun miladı nedir. Daha öncelere de gider ama hiç kuşkusuz, asıl, 2002’de, AKP’nin iktidara geldiği tarih! AKP’nin, “Anayasa Mahkemesinden “hükümlü, ‘Laikliğe’ karşı eylemlerin odağı” olmaya başladığı tarih! Kurumlar arasındaki mücadele o zaman ivme kazandı ve gittikçe artıyor… Kimse gerçek suçu –sahte veya doğru -son belgelerde aramasın! Böyle yapılırsa, derin yara tedavi edilemez –üzerine geçici bir yara bandı kapatılmış olur!***

Yayın Tarihi : 18 Haziran 2009 Perşembe 11:19:00


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?