“Kokuşmuş-yozlaşmış” çok şey var, Türk-İslam Padişahlığında!… Benim hatırlayabildiğim sürede, ülkemiz hiç bir zaman, bu hallere düşmemiş, “cadı kazanına” dönüşmemişti. Şeytan-şeytanlar mı çarptı- nazar mı değdi güzel ülkemize, Mustafa Kemal’in Cumhuriyetine! Bütün cinler zaman ve zemini, müsait buldukları için şişelerinden çıktılar...
Rus “matruşka” bebekleri gibi, pespaye, belden aşağı komploların içinden, komplolar çıkıyor ve sonu gelmiyor. “Artık bu kadarı da olamaz” diyoruz, ama daha fazlası oluyor. Türkiye’nin, milletimizin kaderini tayin edecek seçimlere, bu ortam ve iklimde gidiyoruz. Kimin, kim olduğu, hangi tarafta olduğu belli değil. Belli olan tek şey; ülkemizi cinler çarptı; hem de belden aşağıya, özel hayatları vuruyorlar; imhanlar, sadece “Ergenekon kapsamında” değil bütün bu ortamda, yargılanmadan, infaz ediyorlar… Sanki içimizdeki ve dışımızdaki ve denizler ötesindeki “şeytanlar” tarafından yazılmış ve içerden uygulanan bir senaryo var. Benim yaşlı kafam çok karıştı. Eskiler, cinleri, şeytanları kovalamak için bazı çarelere başvururlar, mesela kurşun döktürürlerdi. Şimdi ne yapmalı? Nerede yanlış yaptık ve hala da yapıyoruz.
Bu “cadı kazanını” devirmek, cinleri şeytanları def etmek için, tek çare “seçimler”… Ne var ki, bu karanlık ortamda halkımız doğruları görecek ve seçecek mi? Görünüş o ki, eğer, kamuoyu tahminleri doğruysa ve halkımız, uyanmazsa karabasan devam edecek, bu kâbustan, Atatürk’ün Türkiye’sinden, başka bir Türkiye’de uyanacağız. Ben böyle uyanmak istemiyorum, eski rüyalarımı, hayallerimi istiyorum!
Japonya’da büyük bir deprem -tsunami oldu şu sırada- sadece Japonya’da değil bütün bölgede hatta dünyada, her şeyin üzerine çöktü. Şom ağızlı olmak istemem ama bizim aklımızı başımıza getirmek için “Allahın sopası” mı lazım?
Fakat fazla bedbin olmamak – cinlere şeytanlara teslim olmamak gerekiyor; Türkiye’nin, milletimizin mâkus kaderini değiştirmek, senin, benim, bizlerin ellerimizde; önümüzdeki seçimlerde sandıklara atacağımız oylarımızla.
BENİM OYUM
Başkalarının tercihlerine karışmak ne haddime, fakat ben, fazla vakit kaybetmeden, seçim yasakları başlamadan, oyumu, eşimle birlikte ihsas etmekten öte, açıklamak istiyorum, ne etkisi olabilirse!
Eşim ve ben karar verdik; ülkemiz için hayat memat meselesi olacak bu seçimlerde oylarımızı MHP’ye vereceğiz. Sadece eski bir MHP’li olduğum için değil, milli bir görev olduğu için!
Keşke, diğer milliyetçi, vatansever partilerle birlikte bir “Milliyetçi İttifak” kurulabilse ve oylar dağılıp, heba olmasa… Ama şu konjonktürde, maalesef bu mümkün görünmüyor. MHP’nin, tek başına iktidar olması lazım! Tek başına olamasa da ilk parti olursa ve diğer milliyetçi-ulusalcı vatansever partiler, geçmişteki hatalardan ders alarak, bir koalisyon kurulabilir. Vatan kurtulursa gerisi teferruattır!...
Kabul etmek gerekir ki, bugün söylem ve eylemleriyle, cadı kazanını devirecek şeytanları, cinleri kovabilecek, yozlaşma ve kokuşmuşlukla mücadele eden, önde gelen Parti, MHP!... Komplolar MHP’yi yozlaştıramadı, bağışıklığı var -söylem ve hedefleri net- milliyetçi “ekseni” kaymadı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli -hakkını teslim etmeli- “Devlet Adamlığı” vasıfları, politikacığından, üstün bir lider. Konuşmalarında, küçük politika yaparak, heyecanlansa da, ölçüyü kaçırmıyor, MHP’nin, geleneksel, sağlam ilkelerinden taviz vermiyor! Ve kokuşmuşluk seviyesine tenezzül etmiyor!
Bahçeli, partisinin son Gurup Toplantısında, ülkenin bugünkü hazin durumunu açık seçik ortaya koydu ve uyardı... Tarihe kaydedilmesi gereken bir hitabe!
Bahçeli’nin ”ahval ve durumu” doğru tespiti şöyle: “85 yıllık tarih yolculuğunda, varlığını yok etmeyi amaçlayan bütün saldırıları ve ihanetleri, kuruluş döneminin azmi ve ruhuyla aşan Türk milleti, bugün maalesef yakın tarihin en karanlık dönemini yaşamaktadır. Türkiye`nin her alanda krizden krize sürüklendiği bir gerilim ve kargaşa ortamı yaşanmaktadır. Ateşle imtihandan geçen Türkiye’yi, bu noktaya getiren; Terörle mücadelede aciz ve hareketsiz, etnik bölücülük konusunda fırsatçı ve şaibeli, ekonomi yönetiminde vizyonsuz, pusulasız ve beceriksiz, dış politikada teslimiyetçi ve ilkesiz, siyasi kirlenme, ahlaki yozlaşma, yolsuzluk ve soygunda pervasız, Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti olmuştur… Hükümetin izahı mümkün olmayan basiretsizliğinden cesaret kazanan başkaldırı eylemleri, siyaset eliyle yürütülen hain planlar, bugün Türkiye’yi, tıpkı 89 yıl önce olduğu gibi bir karar aşamasına getirmek üzeredir.” Bahçeli kararlı: “
Türkiye’yi, hain bir suikastın hedefi haline getirmek isteyen ihanet cephesi çok iyi bilmelidir ki; Büyük Türk Milleti, birliğine ve bütünlüğüne uzanan elleri, ne pahasına olursa olsun, mutlaka ama mutlaka kıracaktır” diyor.Bahçeli’nin “devlet adamlığının”, bir işareti, ülkücüleri, taşkınlıklardan kaçınmalarını uyarması. Tabir caizse, dizginlemesi olmuştu. Ama bölücü PKK teröristlerinin azgınlıkları artarsa, mesela, Karayılan’ın “adam kaçırmak” tehdidi gerçekleşirse, bu feraset ve basiret, milliyetçi gençleri, hareketsiz bırakmaya yetmeyebilir!
Sonuç: Ancak bunun için milliyetçilerin bütün kırgınlıkları ve küskünlükleri unutarak MHP çatısı altında birleşmeleri şart. Allah Türkü korusun, halkımıza da basiret, feraset versin!***
Uygar bir insan olarak oyunuzu açıklamanıza bir itirazımız olamaz ; ama, kırgınlığımız olabilir.MHP 'nin 12 Eylül öncesi bu ülke gençlerine zalimce saldırılarını,hatta Mustafa Kemal Atatürk'e dahi bazı kokuşmuş ırkçıların nasıl saldırdığını asla unutamam.MHP hiçbir özeleştiri yapmamış Çorum,Maraş,Ankara Bahçelievler Katliamı gibi, adı karanlık cinayetlere karışmıştır.Dünya görmüş, okumuş,yazmış,okuyarak düşünmüş bir büyüğümüzün ırkçı ,saldırgan politik proğrama sahip bir partiye gençleri yönlendirmesi bizlerde hayal kırıklığı yaratmıştır.
sayın kılıç bence kazanı devirmek değil bir alman masalında olduğu gibi kurbanlarını pastadan eve çeken sonrada tutsak edip yemek için besleyen cadının akibeti gibi olsa yani aynı kazana o cadı atılsa daha iyi değil mi fakat bu kazana bu cadıyı mhp atamaz Tük halkına hucum edenler ergenekondan çıktılar tekrar bizde ergenekona tıkalım diyen bir ermeni sıloganıyla yatıp kalkıp ermeninin pilanlarını adım adım uygulayanları bir dönem solcunun elinden mhp kurtarmıştı bir solcu yolda dikildi mi bunlar mhp linin arkasına saklanır o sokaktan öyle geçerlerdi biri allaha sövdümü karşısında mhp liyi bulurdu ama bakın ki gün geldi devran döndü bu gün allaha söven yok ama türk milletine onun değerlerine her gün sövenler var var ama ortada bir mhp li yok ve ben çevreme bakıyorum mhp lilerin bir kısmı malesef onlarla aynı fikirde mhp tabanı o kazanı devirecek yada o cadıyı o kazana atacak iradeye sahip değil zaten sahip olsaydı bu gün türke sövenlerin ağzında küfür değil destur olurdu o gün allaha sövülmesine engel olan mhp bu gün türke sövülmesine engel olamıyor inşallah mhp aldığı oylarla başa geçmesede türk halkının yanında olsa o bile yeter yoksa eskisi gibi bunları koruyacaksa daha kötü günler türk halkını beklemektedirbenim en büyük korkum mhp nin bunlarla koalisyona gitmesi daha bahçeli bunun teminatını vermedi