Kocaeli Garnizon Komutanı Korgeneral Galip Mendi'nin bugün Ergenekon davasında tutuklu olarak yargılanan emekli komutanlar Hurşit Tolon ile Şener Eruygur'u “TSK adına” ziyaret ettiğini duyunca, eşim ve ben derin bir nefes aldık –tabirimi, mazur görün- aynı anda, “Oh be” diye bağırdık! Paşaların tutuklu olmaları ve özellikle TSK tarafından kendi kaderlerine terkedilmiş olmaları, içimizde, büyük bir ukde idi. Yeni Genelkurmay Kurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ. Zarif ve anlamlı jestiyle sade beni değil, Genelkurmay’ın bundan evvel iki Orgeneralimize sahip çıkmasına üzülen ve türlü sebeplere atfeden milletin büyük çoğunluğunu derinden üzmüştü! Evet, hala merak ediyorum; mademki bu yapılabiliyormuş, önceki Genelkurmay Başkanı Sayın Büyükanıt Paşa daha önce aynı şeyi yapmamıştı… Bu soruya cevap vermesi, bu konudaki şüpheleri dağıtmak açısından zorunludur! Ama demek ki, TSK da yeni bir dönem ve “duruş “başlıyor. Ve demek ki, “şaibeli mutabakat” sona ermiştir!
AÇMAZ
AKP halkın %47 oylarına dayanıyor; ama dürüst anket yapılsın, halkımızın yüzde kaçı bizim gibi bu ziyareti tasvip etmiştir? Bu arada, halkın yüzde kaçı, hatta AKP’ye oy verenlerim ne kadarı, Abdullah Gül’ün Erivan’a gitmesini tasvip ediyor! Bu, da ülkenin genel ikilemi ve açmazı!
İçimizde bir ukde daha var; Bu aylar ülkede herkes için bayram ayları, fakat e suçları sabit olmadığı halde cezaevlerinde aylarca yatan Atatürkçüler ve vatanseverler için hicran ayları olacak! Bu da bir acı paradoks.
Bizler, bu güzel olaya sevinirken, "malûmların", hemen Orgeneral İlker Başbuğ’un bu ve kadirşinas jestini, Türk Ordusunun Orgeneral Hurşit Tolon’a ve Orgeneral Şener Eruygur Paşaya sahip çıkmalarına şiddetle tepki gösteriyorlar! İstedikleri kadar kızsınlar. “itler ürüyecek ama artık, bu kervan yürüyecek”!
Dikkat ediyor musunuz Türkiye’nin, Ergenekon'dan Erivan'a kadar bütün hayati sorunlarında –ve TSK konusunda, karşımızda bir ihanet cephesi var… Kanalizasyonda buluşuyorlar!
Bu konuda malumların yorumlarını ,”Şemdinli,” benzetmesi ve Korgeneral Galip Mendi’nin ziyaretinin, ”usullere göre yapılmadığı” gibi, saçmaları tartışacak değilim. Ne de “çevir kazı yanmasın” gibi yazanları!
Fakat Ziyarete karşı çıkanları asıl Başbuğ ve Koşaner Paşalar döneminde, her şeyin, artık eskisi gibi olmayacağını ve Ordunun her konuda AKP İktidarı ile mutabık olmayacağı korkutuyor.
Fakat ortak iddia; bu ziyaretin yargıyı, yargıçları ve duruşmaları etkileyeceği!
RİYAKÂRLIK
İşte bu, öteki “tarafın”, ne kadar riyakâr ve çifte standartlı olduğunu gösteriyor… Onlara sorarım: Aylardır Tahkikattan, iddianameden maksatlı olarak sızdırılan ve savunmasız "zanlıları" rencide eden – ve o medyanın kanunlara rağmen ve hatta muhtemelen savcıların bilgisiyle, her güm manşetlerden yayınladığınız ve de hala yayınladığınız suçları sabit olmayanlara yargısız infaz etmeniz Yargıya Müdahale değil miydi? Artık, hiç olmazsa şimdi kuyruklarınızı bacaklarınızın arasına sokup, Duruşmalara kadar, Dillilerinizi ısırın!
Başbakanımız herhalde bu ziyaretten hoşnut olmamıştır, ama mecburen “insani ziyaret –başka anlamlara çekmeyin” buyurmuşlar… O çekmeyebilir, ama Ergenekon konusunda yapılanlar karşısında, kendisi,”insaniyeti” , biraz olsun, hatırladı mı? ***
"Ahtapotun Kolları Partisi", bir köşe yazarımızın bugün köşesinde yer alan traji komik benzetmeydi. Almanya'da kendilerini pek yakından ilgilendirmeyen bir dinin mensuplarının duygularının istismarı ile toplanan 41,6 milyon Euro'nun amaç dışı kullanılmak üzere başka hesaplara geçirilmesi, kuryelerle Türkiye'ye taşınması ve birilerince iç edilmesi konusunda yer yerinden oynuyor. Almanya'daki Deniz Feneri, Kanal 7 Inc.ve Weiss GmbH yöneticileri gözaltına alınıp, hapisle cezalandırılmak amacıyla yargılanmaya başlanılıyor. Bu arada sanıkların, RTÜK başkanımızın bile zamanında kuryelik yaptığı itirafı, gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanıyor. Bu kişilerin de yöneticisi veya kurucusu oldukları Türkiye'deki Deniz Feneri, Kanal 7 ve Beyaz Holding hakkında hiç bir işlem yapılmıyor. Düzeni değiştirmek üzere çete kuranlardan Ergenekonun kasası olduğu iddia edilen kişi hapiste ne olduğunu anlayaman öldüğünde cebinden kefen parası bile çıkmamıştı. Oysa Almanya'da başlayan davada 41,6 milyon Euronun hesabı soruluyor. "Ahtapotun Kolları Partisi" güzel bir yakıştırma. Ancak Mustafa Kemal Atatürk'ün de düşündüren bir sözü var. "Her millet icraatına tahammül ettiği iktidarın mesuliyetine ortaktır."
"Taraf" gazetesinin manşetine atfen; Kasımpaşalının mahalle arkadaşı Dişli'ye yargısız infaz yapıldı da, "T.C'nin koruyuculuğunu yapan ve bunu 65 yaşına kadar -45 yıl hizmet vererek- sürdürmüş olan TSK mensubu Atatürkçü generale ne yapıldı ?..
Sayın Kılıç, görüşlerinize katılıyorum. Hurşit Tolon ve Şener Erugur'a TSK adına yapılan ziyaret, geç kalınmış bir ziyarettir. Amerikan filmlerindeki gizli servis ajanları havalarıyla davranan polisimizin; devletine, ordusuna 40 seneden uzun süre hizmet vermiş cephede savaşmış emekli komutanlarını, ülkemizin saygın yazarlarını, iş adamlarını, sıradan insanlarını hayali bir senaryo gereği sabaha karşı göz altına alırken gösterdiği hizmet aşkını, şimdi fuhuş ve şantaj çetesiyle ilişkileri ortaya dökülen kendi yetkilileri için de yapmasını bekliyoruz. Büyük olasılıkla, bu arkadaşlar bizimkiler diye olayı örtbas etme yolunu seçeceklerdir. Sayın Gül'ün Ermenistan ziyareti için bizlerin fazla birşey söylemesine gerek var mı? Kendisine 15 yıl önce TBMM kürsüsünden yaptığı ve tutanaklara geçen kendi konuşmasını ve hemen öncesinde Ermenilerce gerçekleştirilen Azerbaycan Hocalı katliamını hatırlatırız. Israrla gitmek istiyorsa yanında Orhan Pamuk'u götürmesini öneririz. Eminim iki kat fazla itibar göreceklerdir.