Devri Sabık... "Düne Göre"!

CHP’nin yeni Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ve tabii, CHP’nin yolunu izlemeye devam edeceğiz. Çünkü bu yol, Türkiye’nin geleceğinin yoludur da!

Şimdiki halde önce, Genel Başkanın Kurultay konuşmasına, sonra da çeşitli ortamlarda medya mensuplarına söylediklerinin büyük kısmına bakarak, umutluyuz. Umut ederiz ki bu “yol”, önceki Genel Başkan Deniz Baykal’ın yolundan farklı ve “sapma” olmasın! Zira bugüne kadar Baykal’a ve CHP’ye karşı olanlar, şimdi Kılıçdaroğlu’nun bu yoldan sapacağını umuyorlar... Yani Baykal dönemi, “Devri sabık” yeniden açılmamalı!

HASSAS KONULAR

Bu “yolda” en hassas ve tehlikeli dönemeç, CHP’nin 6 temel ilkesinden biri olan “Halkçılık” yorumunun yanlış yorumlanması ihtimali. Kılıçdaroğlu konuşmalarında, bu kavramı ve “kasketli” imajı, hep öne çıkarıyor... Hasan Cemal de bunu vurgulamış, “Halkçı Kemal sahnede!” diyor... Yani, şimdi ona göre, AKP ile CHP arasında “milliyetçilik” yarışı yok; “halkçılık”, daha doğrusu “halkçılığın popülizm” anlamında rekabeti söz konusu!..

Şu bağlamda hatırlatmakta yarar var; CHP’nin kurucusu Atatürk’ün ilkeleri, sırasıyla; Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik, Laiklik, Devletçilik ve Devrimcilik. Bu ilkeler 1937’de bir anayasa değişikliğiyle, TC Anayasasına da eklenmişti... Sonra üzerlerinde tartışıldı, Anayasalara girdi çıktı. Fakat “paketle” değiştirilmek istenen 1982 Anayasasında, lafzı ve ruhu ile mevcut! Ama “paketle”, altları boşaltılacak!

CHP amblemindeki 6 oktan “milliyetçilikle” “halkçılığı” zıt anlamda değerlendirmek yanlıştır. Bu kavramlar biri birlerini tamamlar. Mustafa Kemal de bunu defalarca söylemiştir! “Milliyetçilik” ilkesi, Atatürk için en önde gelenidir- öyle kalması da gerekir... Ne acıdır ki CHP içinde de “milliyetçiliği” inkâr edenler olmuştur ve hâlâ da var!

HALK VE ORDU

Kılıçdaroğlu’nun “Halkçılığı”, milliyetçilikten fazla benimsiyor görünmesi, en azından öyle bir imaj sergilemesi, Hasan Cemal gibilere umut veriyor! Yeni Genel Başkan, konuşmalarının bir yerinde, yanlış anlamadımsa, Ordu konusunda da halkı-halkçılığı öne çıkardı, Kurtuluş Savaşını halkın yaptığını söyledi. Tabii ki halk olmasa, bu savaş kazanılamazdı. Açık söylemeli, Milli Mücadeleyi, CHP’nin kökü olan Müdafaa-i Hukuk hareketini aydınlar başlattı, Türk Ordusu zafere ulaştırdı; “milli şuuru oluşmamış ve aldatılmış bir kısım halkın direnişine rağmen”! Bugün de, aynı tehlikelere ve direnişlere karşı TC’yi muhafaza ve müdafaa edecek olan, halkçılıkla özdeşleşmiş “milliyetçilik” şuurudur ve TSK’dır!

GÜNEYDOĞU-KÜRT SORUNU

Kılıçdaroğlu, “Güneydoğu-Kürt sorunu” konusunda “açılıma” yanaşmadı. “Kürt sorunu yoktur. Güneydoğu sorunu vardır. O da, yani iş-aş meselesidir” dedi.

BDP Genel Başkanı Selahaddin Demirtaş “Bu halkın, para karşılığında dilinden, kültüründen vazgeçeceğini söylemek hakarettir” diyor. Bir bakıma haklı; benim de, hep yazdığım gibi, Güneydoğu sorunu veya açıkçası “Kürt sorunu”, Erdoğan’ın “açılımındaki” gibi, “aş-iş, kültür, ana dil meselesi” değil, “Büyük Kürdistan” meselesidir. Kılıçdaroğlu, bir kaç kere, “üniter-ulus devlet” yapısını vurguladı! Ve böylelikle de, bu “gaflete” kapılmadığını ifade etmiş oldu. Demirtaş, “Bize bulaşma” diyor! Kılıçdaroğlu’nun bu “bulaşıklara”, bulaşmayacağı muhakkak!

CHP’nin yeni Genel Başkanı, keşke o geniş kapsamlı derin anlamlı konuşmasını, Partisinin kurucusu ve ilkelerinin belirleyicisi Mustafa Kemal Atatürk gibi içtenlikle, sesi inançla titreyerek, “Ne Mutlu Türküm diyene” sözleriyle bitirseydi; Hasan Cemal gibileri hoşnut etmektense, milyonlarca insanın gönüllerini kazanırdı. Nihayet ve maalesef aynı amentü: “AB’ye taraftarız... Amma!” O “amaların” sonu gelmeyecek! Genel Başkanın, yeni kadrosunda da AB yanlıları var!

Kılı kırk yarıyor, ince eleyip sık dokuyoruz... Kimse gocunmasın, alınmasın; bu maksat ve anlayışla, Kılıçdaroğlu’nun “Yolunu” izlemeye devam edeceğiz! Tekrar yolu açık olsun! ***