Kurtuluş savaşı “milliyetçilikle “ başarıya ulaştı… O mücadelenim içinden yükselen ve bugün göğsümüzü gererk söylediğimiz İstiklal Marşının ana vurgusu “milliyetçilik” TC Devleti kuran insan, “Ne Mutlu Türküm diyene” sözleriyle, Türk milliyetçiliğini, “üniter” devletin temeli yapan Mustafa Kemal hiç şüphesi yok, “ Milliyetçi” idi… Kurduğu ve Milli Mücadelenin , “Müdafaa-i Hukuk”um devamı olan CHP’nin de en önce gelen umdesi- “oku” “ Milliyetçiyiz” idi – ve O’nun mirasına sadık kalınacaksa, hala da, öyle olması gerekir! 

Bütün bu gerçekler karşısında, söylemisiniz, bır takım sözde aydınlar, “öğretim üyeleri” ve yazarlar, neden , “milliyetçiliğe” – “iyisi olamaz” diye açıkça düşmandırlar? – Ve merak ediyorum ,bu Cumhuriyetin kuruluş ve var oluş temeli olan “milliyetçiliği” allem edıp kalem edıp, nasıl ,adeta küfür kelime haline getirdiler ve getiriyorlar?. Bugünkü mevcudiyetlerin sebebi olan asıllarını nasıl inkâr edebilirler? “Entel ukalalık” diyeceğim, ama bu çelişkide, çarpıklıkta, bundan öte sapıklık – kendi neseplerini inkâr etmek kompleksi var!
Bazı CHP’lilerin de kendi partilerinin amblemindeki “milliyetçilik" ilkesini nasıl inkâr edebildiklerini ve Genel Başkanları Deniz Baykal'ı, “ “milliyetçi olmakla” adeta suçlamalarını da anlayamıyorum! 

ÜNİVERSİTELERDEKI İHANET
Acıdır: milliyetçilik düşmanlığının başını, “ muteber” Üniversitelerde gençleri eğitmekle görevli ve onlara örnek olmaları gereken “öğretim üyeleri” çekiyor ve çoğu da kadın. .Onların telkinleriyle, milliyetçilik düşmanı bır kuşak yetişmekte!
Son örnek milliyetçilik düşmeliğinin organı olan RADIKAL gazetesinde – Neşe Düzel’in, bulup çıkardıklarından, Sabancı Üniversitesinde, siyaset bilimi bır Ayşe Kadıoğlu adında bir kadın! .Kusura bakmasın, kendisine “hanım” diyemiyorum … 

Ayşe Kadın’ın, AKP’nin “muhafazalıktan faşizanlığa" kaydığı” tespiti hususunda, banım söyleyecek bir sözüm yok… Ancak, bu kadın “otoriterlik devletin milliyetçiliği,”Faşizanlık” milletin milliyetçiliğidir… MHP ve DYP'nin ‘gurur siyaseti’” faşizandır” diyor… CHP’nin, devletin bekasına odaklı “korku siyaseti’ ise otoriterdir” buyurmuş…”Millet faşizanlaşıyormuş… CHP de askeri üniformanın üzerine giyilmiş fötr şapka kadar sivilmiş! “, Ayşe Kadıoğlu’nun asıl derdi, bütün liboş-entel ukalaların tasası ile aynı: : milliyetçilik AB’ne karşı olduğu ve milli çıkar ve değerlerimin savunulmasında, ordu ile birlikte son savunma hattı olduğu için, sağ ve soldaki milliyetçilere –ulusalcılara karşılar. Vatansever solcuları “ulusalcı” oldukları için solculuğa ihanet etmekle suçluyorlar! “Solun” milliyetçiliğe ve “ militarizme”” yani Orduya a karşı olması gerekirmiş! Ayşe Kadın, bu kafayla , “askerlere” karşı laf edilmesinden ve bunu yapan “savcılara” “deli” muamelesi yapılmasından şikâyetçi… 

FAŞİST-FAŞİZAN
Sovyetler döneminde Komünist retoriğinde, Komünist olmayan, Sovyetlere uydu olmayı ret edenlerin tümüne ve milliyetçilere e, “faşist” denirdi. Şimdi sözde aydınlar ve liberaller bu eski söyleme dönüyorlar… Türk Ordusu ve orduya bağlı olanlar. . Solcu ve sağcı milliyetçiler - ulusalcılar “faşist” onlara göre… CHP Faşist ve herhalde Atatürk de “faşist” ve Atatürkçü düşünceler de yeni moda kelimesiyle ”faşizan”! 

Ayşe Kadıoğlu’na ve onun gibilere hatırlatmak gerek. Bugün rahat köşelere kurulup rahatça ahkâm kesebiliyorlarsa, bu, hor gördükleri milliyetçilik ve mücadelesi yüzsuyu hürmetinedir. Bu kadın ve adamlara, böyle kurulup kırıtarak, milliyetçilik aleyhinde e konuşmak imkânını veren bu devlet ve kurucusu milliyetçi idiler. Ve eğer “ faşizanlık”-“ faşizm” söz konusu edilecekse, bu etiketler asıl onların sözde entelektüel bağnazlıklarına yakışır!”