Dün, Ankara’daki muhteşem geçit resmi bu sözlerin en canlı kanıtı idi… Bu töreni ve yurdun her tarafındaki, törenlere katılan-izleyen milyonlarca Türk’ün kalplerinin aynı heyecan ve imanla çarptığından eminim… Şu sırada böyle bir iman, Ordumuza güven tazelenmesinin, tam sırası… Ne olduğu, hala bilinmeyen “açılımla”, Türkiye bölünmek isteniyor. Her pespaye olaydan, fırsattan yararlanılarak, milletin ordusuna güveni sarsılmak – yok edilmek isteniyor!
ÖTEKİ TARAF
Öteki “tarafın” yazıklarına bakın: “Güçlü Ordu – Güçlü Türkiye” sözleri, onları tedirgin etti. Bazıları, bu sloganı, açıkça alaya alıyorlar… 30 Ağustos zaferinin önemini küçümsüyorlar… Bazıları da, Orduya Otuz Ağustos Zaferine, “söz rüşveti ” verirken, hemen ardından, son zamanlarda manşetlere çıkardıkları, her orduda olabilecek kaza veya suçları, hatırlatıyorlar… Kışlanın çatısından, kiremit düşse, bunu Orduyu aşağılamak için fırsat biliyorlar! Son “el bombası” olayında oldugu gibi, “açılıma” karşı çıkan şehit yakınlarını ve gazileri tahrik ediyorlar! Ordunun güçlü olduğuna gölge düşürmek istiyorlar… Tabii, Ordunun artık “bırakıp, kendi işine bakması gerektiğini” söyleyen gafiller de var.
KİM NERDE DURUYOR?
Bugünkü iktidar, bütün bunlarının neresinde? Suçluları söyletmek için “yalan makineleri” kullanılır… Bir de “samimiyetleri” ölçmek için makineler olsaydı - mümkün olsaydı da, dün Geçit Resminde protokolde oturanların kollarına takılsaydı ve samimiyet ölçümü yapılsaydı, acaba ne sonuç çıkardı? Bazıları, içlerinde hala vatan sevgisi kaldığı için, Ordunun o heybetiyle iftihar etseler de, bazıları ”Bu azim güçlü beladan nasıl kurtulacağız” diye hayıflanmışlardır!
Daha da acısı var: Dünkü töreni, özellikle Türk Yıldızlarının, nefes kesen, muhteşem gösterisini, izlerken, eşimle benim, yüreklerimiz ağzımıza geldi. Ama eminim bazıları, ”Türk Yıldızları” gösterisinde, bir kaza olmasını, bir tankın arıza yapmasını, paraşütçülerden birinin, paraşütü, enkaza açılmayınca, düşmesini yaralanmasını – bir helikopterin düşmesini içlerinden, temenni etmişlerdir.”Güçlü Ordusu işte budur” diyebilmek için!
İşte, çok acıdır, maalesef bizi “ötekilerden” ayıran, “Güçlü Türk Ordusu ve Güçlü Türkiye” düşmanlığının, acı, gerçek boyutu budur!
Ancak; dün bütün- yurtta yaşanan Zafer coşkusu – Ordu sevgisi bunlara karşı en anlamlı cevap!.. “Taşlar” artık bağlı değil ve muhakkak, Türk Ordusu gibi başlarına düşecek… Evet- iman sağlamanın- Orduya güvenmenin tam zamanı! Mustafa Kemali ve sözlerini, Gençliğe hitabesini ve de Bursa Nutkunu hatırlamanın, hatırlatmanın tam zamanı!***
31 AĞUSTOS 1919
Gazeteci-yazar Refii Cevat Ulunay'ın, Alemdar gazetesindeki yazısı: "İstiklâlimizisağlamak için kuvvetli bir devletin müzaheresine (arkadan desteklemesine)muhtaç içindeyiz; bu devlet ki İngiltere'dir. Bizi elimizden tutmalı - parasıyla ise parasını da veririz- bize gerekli yerleri göstermeli, bizi muhafaza etmelidir. Elimizde kalan kısımları korumak için, KUVVETLİ BİR HOCAYA (!) İHTİYAÇ VAR.Mustafa Kemal uğruna "Bağımsızlık diye bağıranlar" kötü niyetlidir. (!)(Kaynak: Atatürk'ün Anlatımıyla Kurtuluş Savaşı, Nutuk" Boyut Yayın Grubu.
sayfa: 123
Yorum: Türk Vatanı, Türk Milliyetçisi ve Atatürk düşmanı olan, o zamanın bugünkü temsilcileri "Alemdar" gazeteleri gibilerinin ve de bunların yazarları Ali Kemallergibilerin hüsrana uğrayıp helâk olacakları günler çok yakındır.