3
Haziran
2025
Salı
ANASAYFA

II. Dersim İsyanı

Dünya politika literatürüne, edebiyatına bir traji-komedi örneği olarak geçecek bir olay: “Onur Öymen vaka-yı – şeriyesi “ … Hiçbir söz hiçbir olay, bu kadar çarpıtılmamış, yanlış anlaşılmamış, siyası maksatlarla bu kadar ve kasten istismar edilmemiş ve şu bağlamda ülkeyi, milleti bölmek için, bu kadar, suiistimal edilmemiştir! En kötüsü, CHP içinden bazıları ve medyadan, iyi niyetli kişiler de bu oyuna alet oldular. “Öymen istifa” yaygaraları, CHP içinden de yükseldi - istifalar oldu - ve aklı başında yazarlar da “Öymen CHP’den de mi önemli?” diye istifa etmesi gerektiğini, yazdılar… Daha da vahimi bu oyunda “Aleviler” ulusu bölmenin bir unsuru olarak, kullanıldı…

GERÇEK

Gerçek nedir? Öymen, Başbakan’ın, boyuna “analar ağlamasın” teranesine karşılık, tarihi bir hakikati belirtti; savaşlarda diğer olaylarda ve önceki “Kürt İsyanlarında” da ”analar ağlamadı mı?” diye sordu! Bunları hatırlatmaktaki amacı “– karşılıklı acıları hatırlatmak ve geçmişte oldugu gibi “çağdaş” Kürt İsyanı –PKK terörünü - bastırmak için de, arzu edilmese de, “karşılıklı” acılar olacağını ve ”anaların ağlayacağını” uyarmaktı. “Analar artık ağlamasın” için, yapılacak şey: “PKK ve bölücülüğün köklerini kazımaktır! Yanlış mı?

ÖZÜR

Öymen, sonra, tepkiler üzerine, efendilik yaptı. “Yanlış anlaşıldımsa, özür dilerim” dedi. Aslında, özür dilenmesine hiç gerek yoktu. Objektif, iyi niyetli kişiler için, “yanlış anlaşılabilecek” tarafı yoktu… Asıl “muhatapları” da, Öymen’in söylediklerinin anlamını, çok iyi anlamışlardı da, “Anlamazlıktan gelmek - kötüye çekmek” işlerine geldi!

Öymen Vakası bu “2.Dersim harekâtı” zaten kırılgan yapıya bir nifak daha soktu, sokmakta devam edeceğe benzer! İçeriden ve dışarıdan “bölücüler” böyle bir hassas duygusal konuyu buldular- gerçekler ne olursa olsun. “Çiğnemekten” halka da “çiğnetmekten” hiç vazgeçerler mi?

DERSİM

“Dersim”- “Dersim isyanı”, her taraf için hassas bir alan. Önceki gün de yazmıştım; Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki, 17, büyüklü, küçükle Kürt İsyanlarının sonuncusu “Dersim” Bölücüler açısından hezimetin adı ve büyük “ukde”!

Bu isyanın TSK tarafından bastırılmasına “katliam”derler. Oysa “Dersim harekâtı” Türkler için “bütün” ayaklanmalara son veren başarılı bir tedip ve tenkil hareketi… 1937’de Cumhurbaşkanı Atatürk'ün iradesi ve talimatıyla yapılmıştı. Vizyon sahibi Mustafa Kemal “Kürt sorununun” sözde “barışçı açılımlarla” çözülemeyeceğini, dizi isyanların acı tecrübelerinden çok iyi anlamıştı.

Şimdi Dersimi de, ağzına yeni sakız yapan Taraf’taki – tarihin çöplüklerini eşeleyerek yeni fesat malzemesi çıkaran bir “Ayşe kadın”,–tenkil hareketinin, Atatürk’ün talimatıyla yapıldığını açıkça yazıyor. Ve “Dersim, yeni Türk Hava Kuvvetlerinin deneme tahtası oldu” diye, sokuşturuyor! Fakat diğer yandaşlar –şimdilik - ”Atatürk katliam yaptı” diyemedikleri için, vuruyorlar Onur Öymen’e!

Erdoğan da, her halde, gerçeği biliyor. Bilmiyorsa ayıp! Biliyor da, buna rağmen, “Dersim İsyanının” bastırılmasına “katliam” diyebiliyorsa, o halde, asıl istifa etmesi gereken, O’nun kurduğu Cumhuriyetin başında olduğu halde, Atatürk’e, ima yoluyla “taam” eden Başbakandır!

Evet, – Kürt ve İsyancıların ve de öldürdüklerinin “anaları ağladı”… Ama yapılmasaydı, radikal yöntemlerle bastırılmasaydı, ne olacaktı?

Atatürk, yaşanan acı hatıraları silmek için, “Dersim” adını değiştirdi ”Tunceli” dedi! Ama bu adın, bazıları tarafından teklif edileceği ve zamanın iktidarı tarafından müsait karşılanacağı, hiç, Mustafa Kemal’in aklına –gelir miydi? Aslında bugünlere gelineceği ve makamında bunların oturacakları da aklına gelir miydi? İşte asıl mesele de bu!

“Analar ağamasın” diye bölücülükle mücadele, sadece, “ucu açık”- fakat bizlerce malum “açılımın” kaderine bırakılırsa sonunda neler olacak…

“Öymen istifa etsin” diyorlar… Aslında şu sırada istifa etmesi gereken varsa, o da halen başında bulunduğu TC Devletinin kurucusunu, ya bilerek, ya da bilmeyerek, ima yoluyla da olsa, “katliam yapmakla” suçlayan ve isyancı Seyit Rıza’yı öven, Başbakan Erdoğan’dır!

Bu oyunda “Aleviler” de kullanılıyor…”Alevilik – Bektaşilik” öteden beri, halkımızı bölmek için kullanıldı.

Alevilere karşı tutumu askı yaptıkları ve söylediklerinden malûm, Erdoğan da, son günler de kullanıyor! Aleviler bu ülkenin en sağlam taşlarıdır… TC’nin kurucu unsurlarıdır! Alevi kardeşlerimiz bu oyunlara alet olmayacaklar! ***

Yayın Tarihi : 26 Kasım 2009 Perşembe 00:16:32


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
serdar taş IP: 78.166.191.xxx Tarih : 27.11.2009 12:22:22

dersimde yaşananlar  katliam dı. tanıkları kalmayınca unutulurmu sanıyorsunuz yalanınla kendini  kandırırsın. insanları uyutmayı bırakın artık.  gerçekleri kabullenmek erdemdir. Korktuğunuz gibi bir bölünme yaşanmaz. Bölünme fobisinden kurtulun artık. Türkiye güçlü bir ülkedir Kendi zayıflığınızı ülkeye yakıştırmayın. Gönüllü özgür birliktelikle bu ülke bölünmez


yakın tarihimize bir göz atış IP: 88.231.93.xxx Tarih : 26.11.2009 16:35:11

İngiltere Dışişleri Bakanlığı'nın gizli belgelerinden, Milî Mücadele ve Kurtuluş Savaşı yıllarında İngilizlerin bir pkk devleti kurdurmaya çalıştıkları apaçık gözler önüne seriliyordu. Paris ve Londra konferanslarında Kürdistan sorunu çözümlenememişti; İngiltere Başbakanı Lloyd George kesin kararlıydı, bu sorun çözülecekti. Kandırılmış Kürt vatandaşlar, İngiltere'nin koruması altında bir pkk devleti kurmak istiyorlardı; öyleyse bu devleti kurmak gerekiyordu.. İngilizler'de, Musul petrollerini ele geçirmek için kendi korumalarında bir pkk devleti kurmak istiyorlardı. Anadolu'yu, kendi çıkarları doğrultusunda tahakküm altına almak isteyen Batı emperyalistler, Türklerin sahip olduğu temiz dinini ve kardeşçe yaşamakta olan etnik grupları istismar ederek, "pkk-bağnaz islâmcılık" bileşkesinde şu girişimlerde bulundular:

Millî Aşiretin İsyanı (1920), Ali Galip Olayı (1919), Bayburt'ta Şeyh Eşref Vak'ası (1919), Anzavur İsyanları (1919), Konya Delibaş İsyanları (1919), Sivas'ta Şeyh Recep Vak'ası (1919), Nallıhan İsyanları (1920), Çapanoğlu Ayaklanması (1920), Ali Batı İsyanı (1919), Cemil Çeto Olayı (1920), Koçgiri İsyanı (1920), Aynacıoğulları Olayı (1920), Şeyh Sait İsyanı (1925)

EĞER, EMPERYALİSTLERİN BU GİRİŞİMLERİ ÖNLENMEMİŞ OLSAYDI, BUGÜN TÜRKİYE CUMHURİYETİ VAR OLABİLECEK MİYDİ?. TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN BUGÜNDEN SONRA DA VAR OLABİLMESİ İÇİN, ELBETTE Kİ BU TÜR İSYANLAR ÖNLENECEKTİR !.


Türkiye Cumhuriyeti Elbette ki Yıkılmaz IP: 88.231.93.xxx Tarih : 27.11.2009 22:21:07

Dersim olayı bir katliam değildi; ama, aponun 1977 ile 2009 yılları arasında yaptığı ve binlerce kadın-çocuk-masum gençlere yaptığı katliamının neticesinde şehit olanların çocukları, anaları, babaları, bacıları, kardeşleri, eşleri bugün hâlen bir görgü tanığı olarak yaşıyorlar ve Atatürkçü Türk Milliyetçiliğinin bekçisi olarak ve de Türkiye Cumhuriyetini azimle devam ettirmek için azimle yollarına devam edeceklerdir. NE MUTLU Kİ, BU VATANIMDA YAŞAYANA VE TÜRKÜM DİYENE


Hasan Çavuşlak IP: 88.231.93.xxx Tarih : 27.11.2009 21:49:25

tanıkları kalmadı madem sen nerden biliyorsun bunun doğuruluğunu.Evet fobim var   teröristlere karşı vatan hainlerine karşı bu fobimlede gurur duyuyorum.


KEMAL ÖZKAN IP: 85.105.182.xxx Tarih : 26.11.2009 05:22:43

bu ülkeyi bölmek isteyen o kadar çok kişi varki dışardakileri bırak içerdekileri kosa ile biçsen bitmez  ve bunuda tamamiyle bilerek ve istekle yapıyorlar yanlarına daha doğrusu bazı cahil halkıda önlerine katmışlar maşa olarak kullanıyorlar sözüm ona milltvekilleri bilmiyormu bilmiyorsa en basit bir araştırmaile rahatça bilgi sahibi olabilir ve kendi halkına bunu anlatır kışkırtmaya gelmeyin der kendini vatan sevdalısı sanan kamer gencide eyalet başkanı olacağını sanan türk ve onun yandaşları bir baksın hadi türk arşivlerine inanmıyor o zamanki isyanda baş rolü oynıyan ingiliz isdihbaratının ve ingiliz arşivlerini incelersa göreceklerki o isyanda ölenlerin toplamı 272 isyancıdır eğer 90,000bin kişi öldürülüp 50,000 bin kişi sürgüne göndrilmiş olsa  neredeyse o bölgede bir tek canlı kalmazdı çünkü belgelere göre 1930 nufus sayımında  tüm dersim bölgesinin toplam nufusu 93,117 olarak kayıtlara düşmüş cehalet ve aymazlığın bu kadarıda göz ardı edilemez yapanda yapılmasına göz yumanda tarih önünde vatan haini damgasıyla anılacak   eğer o isyan  o şekilde basdırılmasaydı ölü sayısı aklınızın alamıyacağı boyutlara ulaşırdı örneği bu gün pkk terörinde mevcut  etrafınıza at gözüyle deyil olayları inceliyerek bakmanızı dilerim  lütfen sazan gibi her yere atlamayın ve bazı satılmışların oyununa gelmeyin bu vatan tüm halk topluluğu ve toprağıyla vatandır dinimiz dilimiz kimliğimiz kökenimiz meshebimiz rengimiz ananemiz töremiz ne olursa olsun bu ülkenin mozayığıyız ve kardeşçe yaşamağa devam edeceğiz YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ VE O CUMHURİYETE GÖNÜL VEREN DEĞERLİ HALKIM..