Perihan Mağden, Aktüel dergisinde, “Vicdanı Ret’çiliği” ve Vicdani Ret’çi Mehmet Tarhan’ı savunan yazısından dolayı, Türk, halkını “askerlikten soğutmak” suçundan yargılanıyor… Bu konudaki düşüncelerimi önceki gün yazmıştım; ben,“vicdani ret’çiliğin”, yani “savaşa karşı olmak, ele silah almamak” inancıyla, askerlikten -vatan görevinden kaçmanın, eşcinsellikle ilintili bir “hal” olduğuna inanıyorum. Mecburi askerlik- her Türk vatandaşının, eşit koşul ve sürelerde, askerlik yapmaları- , hem milli geleneklerimizin, hem de ülkemizin içinde bulunduğu koşulların gereğidir! …Yaşıtları vatan hizmeti yapar ve bu sırada şehit düşer, yaralanırken. bu bahaneye sığınarak, “ kaytarmaları”,bence, yanlıştır,..Bugün, Ordu, iç düşmanlarla mücadele ediyor, ama “Vicdani Ret’çiler”, ülke dış saldırıya karşı savaşta iken de, .görevden kaçmak isterler..Bu da büsbütün ahlak dışıdır!
Perihan Mağden’i savunanlar. Bunu “düşünce özgürlüğü” ve “düşünce suçu” açısından yapıyorlar. Yani, bu, zaten sivri çıkışlarıyla ve de Ordu karşıtlığı ile ün yapmış kadının asıl maksatlarını ve “halkı askerlikten soğutma” telkinini göz ardı edip, Mağden’in yazdıklarının, kendisinin de, Mahkemede söylediğine göre, samimi inançları olduğunu iddia ediyorlar. Ama Mağden’in yazıkları tümüyle okununca askerliğe ve orduya karşı gerçek duyguları ortaya çıkıyor… Bunların, bazı gençleri etkilemesi ve onları için de bahane ve gerekçe teşkil etmesi olası! Mağden davasında karar adaletin!
ATIŞ SERBEST
Ancak, bir süredir yargı tarafından, genel olarak”, düşünce özgürlüğü”, özel olarak da, “Türklüğü aşağılamak suçları” hususunda, adeta yeşil ışık yakılmış gibi! Bunda, AB ve AIHM’nin etkisini sezmek mümkün! Avrupalılarda böyle bir kavram yok, ama bizim geleneklerimize göre var.
Mesela, Hrant Dink’in “zehirli Türk Kanının yerini asıl Ermeni, kanının alacağı” yolundaki sözlerini de Yargıtay Cumhuriyet Baş savacılığı, “eleştiri amacıyla yapılan düşüce açıklamaların” suç oluşturmadığı” iddia etti. Anlaşılan “Türklüğü ve Türk Ordusunu aşağılamakta” atış serbest olacak.
Fakat bu gibi saldırılara karşı Avukat Kemal Kerımçsız ve Hukukçular Birliği, Türklüğün ve Ordusunun onuru için mücadeleye ya devam edecekler.
“Perihan Mağden” olayının bir boyutu da, bir kısım medyanın olaya yaklaşımı. Mahkeme önünde milliyetçileri, şehit yakınlarının Mağden ve görüşlerini protesto etmelerini, . Mağden’i destekleyen” aydınları” öven gazetelerimiz, hemen “ülkücüler” etiketini takıp; adeta kınıyorlar. Bu bazı gazete haberlerine göre, adı Danıştay baskınına “karıştırılan” fakat aklanan, emekli Binbaşı Zekeriya Öztürk’ün de bulunması “garip-ilginç ve sürpriz! Acaba ima edilmek istenen ne? “Vicdani retçliğe” karşı olmakla Danıştay “komplosu” arasında bir bağ mı görüyorlar?
VE PINAR KIZIMIZ
Diğer bır kadın, “ sosyolog” Pınar Selek, 1998 de Mısır çarşısı da 7 kişinin ölümü ve 127 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan patlamada sanık olarak yargılanıyordu… 8 yıl süren dava sonunda, ,İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi, zamanında tespit yapılamadığı için, Pınar Selek’e ve suç ortağı, sonra bomba yapmak suçunu itiraf eden PKK'lı itirafçı Abdülmecit Öztürk’e, bu konuda ceza vermeye imkân ve gerek görmedi… Mahkeme Heyeti. Ayrıca , “yasadışı örgüte yardım ve yaltaklık etmekle suçlanan Pınar Selek ve 8 sanık hakkındaki davayı da, “zaman aşımı ” gerekçesiyle, ortadan kaldırdı!
Pınar Selek’im cerbezeli avukat babası Alp Selek’i kutlamak gerek Davayı bu kadar uzatabildiği için. Sosyolog “kızımız” kurtuldu, ama hiçbir şüphe kalmamacasına aklandı mı? Bunun böyle olacağı belli idi: . Zira sekiz yılda ortada ne delil kalır, ne de ilk tahkikatı yapanlar, raporları verenler. Ne de savcı ve yargıçlarda ceza istemek ve vermek iradesi ve olanağı! Tabii kamuoyunda da artık bu olayın kızgınlığı da kalmadı. Bu netice, “geciken adaletin adalet olmadığı” ilkesinin canlı örneğidir… Pınar kızımız bu beraatı beklerken PKK organı gazetelerde köşe yazarlığı ve hatta PKK organı ÖZGÜR GÜNDEM ‘in yönetmenliğini yaptı. Bundan sonra da, sosyolojik çalışmaklarına, incik- boncuk yapmaya ve PKK’yı bölücülüğü savunan yazılar yazmaya –daha rahat- devam eder… Pınar Selek’e arka çıkan ve şimdi bayram edecek olanı “aydınlar”, kına yaksınlar!
Yayın Tarihi :
9 Haziran 2006 Cuma 11:24:55
Yorumlarınız
songul çayır IP: 81.215.174.xxx Tarih : 20.07.2006 18:31:24
sizi saygı ile izler ve dinlerdim.fikirlerinizin çoğuna katılmasam da okurdum sizi(eskiden)zamanın neresindesiniz acaba???Bu yazınız ne kadar yanlı ve ne kadar empati den yoksun.Size hiç ama hiç yakıştıramadım.Bir yazar nasıl olur da böyle tek yönlü ve yanlı bakar olaylara.aydın sıfatını taşımak yürek ister hem de kocaman olandan.....