AB Komisyonun Türkiye Hakkındaki İlerleme Raporu, önümüzdeki 6 Ekim Çarşamba günü açıklanacak.. İmtihan neticelerini almak için kapıda bekleyen çocuklar gibi heyecan içinde, nefesimizi tutmuş bekliyoruz….Türkiye’nin kaderi ve daha önemli Borsalar, sanki bu neticeye bağlı! Rapora göre, özellikle ,bir müzakere tarihi- şartlı,şurtlu da olsa- AB Konseyine tavsiye edilirse ,Erdoğan ,bir daha ki çamaşıra,17 Aralık’taki Konsey toplantısına kadar rahat nefes alacak,
Avrupa’dan Brüksel!den bu konuda gelen haberler hala karışık. Gunther Verhaugen iki gün önce, Rapor’da Türkiye’nin “son derecede” eleştirileceğini ve AB üyeliğine henüz hazır olmadığını söylemiş ,”müzakere sürecinin sonu açıktır- yani üyelik garanti değildir” demişti. .Başbakan Erdoğan da celallendi ; “sonu açık müzakere sureci olmaz hedef tam üyeliktir” deyip Berlin’e gitti. Orada ne olduysa oldu gene bayram havaları estirilmeye başlandı. Anlı şanlı gazetelerimize göre Raporda Müzakerelerin başlatılması tavsiye edilecek…Schroeder de bu yolda oy kullanacağını teyit etti..
Müthiş bir PR –halkla ilişkile kampanyası yürütülüyor. Birdenbire Erdoğan’a Berlin’de “prestijli” QUADİGA ödülü, Batı ve İslam dünyasını uzlaştırmaktaki hizmetlerinden dolayı Schroeder tarafından verildi. Avrupa’nın, AB’nin kapısını tak tak diye vuran Erdoğan Amerikanın NEWSWEEK Dergisine kapak oldu. ..Geçmişte devlet hizmetinde bu gibi şovların nasıl kotarıldığını biraz bilirim . Helal olsun ama, siz gene ödülün gerekçesine ve zamanlamasına bir “mim” koyun.
NASIL BIR RAPOR?
Çarşamba günü açıklanacak “İlerleme Raporu” nasıl bir rapor? . Yenir yutulur cinsten mı? Ve asıl 17 Aralıktaki Konsey Kararı nasıl çıkacak?
Avrupa’dan, Kamuoyundan ve bazı liderlerden yükselen ters sesler Berlin’de- ,”ne sihirdir ne keramet” bir anda değiştirildi mi? Mesela Spiegel dergisindeki aşağılık aşağılayıcı karikatür keenlemyekün mü oldu? Bu karikatürde Türkiye Birliğin kapalı kapısı arkasında değil ,elinde koca bavulu aşağıdaki köpeklerin geçmesine mahsus delik önünde bekletiliyor.. …Başka bir karikatür ; AB Bayrağının yıldızları , hep alafranga tuvaletlerle sembolize edilmiş…Türkiye ise alaturka bir tuvaletle…Aslında “şairane bir adalet” var bu resimde; Avrupalılar muhteşem ı saraylarında yıkanmayı bilmez ve taharetlenmezken bunları “alaturka” tuvalet ve hamamlardan öğrenmişlerdi. .
Evet acı gerçekler bunlar. Ben kayıtlara geçsin diye tekrar yazıyorum; Müzakere tarihi verir ve Türkiye de bu kararın ağır şartlarını kabul ederse, Verhaugen’ın de söylediği gibi, üyeliğimiz garanti değil. Aslında gelecek on,on beş yıl Türkiye için ,TC için tehlikeler, tuzaklar ve felaketler sürüngenliği süreci olacak!
Bunca bağımsızlık mücadelesinden sonra Kapitülasyonlara Düyunu Umum iye’ye ve Sevr’e döneceğiz. Lozan’da “bağımsızlık, bağımsızlık"” diye direnen İsmet Paşaya “ İlerde bir gün kapımıza geleceksiniz” diyen Lord Curzon haklı çıkacak….”Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Mustafa Kemal’in sesi belki de ancak, “ kubbede hoş bir seda” olarak kalacak!
ASIL KÖKTEN TEHLIKE
Bu gelişmelerle paralel ve bağlantılı başka fakat daha da vahim gelişmeler var. Ben hep yazarım; , kendi emellerini yabancıların maksatlarıyla birleştiren AKP İktidarı sırtını AB’ne ve de ABD ye dayayarak sessiz ve derinden- ve de “kökten”, kendi imajına göre değiştirmek sürecinde…
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer,TBMM yeni yasama döneminin başlaması vesilesiyle, yaptığı konuşmada, özellikle, Türkiye’nin Büyük Orta Doğu Projesi çerçevesinde, Ilımlı İslam Cumhuriyeti modeli yapılması çabalarına karşı çıktı ve şöyle konuştu; “ Tasarım bahanesiyle Türkiye’yi model ülke olarak göstermek, Türkiye için ‘İslam Cumhuriyeti tanımlamasını getirmek ya da ‘Ilımlı İslam! gibi anlamsız bir modeli,önce Türkiye için öngörmek yersizdir ve asla kabul edilemez” Atatürk’ün Çankaya’sından, demir leblebi gibi sözler ama Cumhurbaşkanı bu sözleri hiç boşuna söylemedik, bir bildiği var…
Bunları da Amerika’dan ,Graham Fuller’ açıklıyor. den alın haberi ; daha önce ,Atatürk’ün, 1923’te Türk –Kürt Devleti kuracağı yerde Üniter TC Devletini kurmasını eleştiren bu eski CIA ı bakın – Avrupa’nın kapsını vuran Başbakan Erdoğan’ın kapak olduğu Newsweek Dergisinde “Şimdi de Türk Modeli” başlıklı yazısında er baklaları ağzından çıkarmış.
Fuller e Özetle diyor ki_ - İslam alemini şiddet sararken, Türkiye’de başka türlü bir İslam devrimi oluyor- yeni bir model oluşuyor…Bu model- Washington’un bir zamanlar , NATO ‘ya bağlı ve Amerikan yanlısı ,laik bir Müslüman olarak desteklediği örnek değil…Aksine ,Türkiye bugün eski kalıbını kırıp, Orta Doğu ve İslam alemine…ılımlı model olmak yolunda…
Fuller, ilk defa olarak demokrasi ile iktidara gelmiş olan AKP’nin pragma tik başarılarını, ve son iki yılda gerçekleştirdiği dramatik ekonomik ve demokratlık değişiklikleri övdükten sonra ülkenin eski jeopolitik bağlantılarını- NATO üyeliği dahil- * gevşetmekte olduğunu ve AB üyeliğiyle Amerika’dan uzaklaşıp Avrupa ya daha fazla uzaklaşacağını "müthiş yeni dinamikler” olarak gösteriyor.
Fuller’in şu sözlerıne de bakın;”1ronık olarak, Türkiye ,en sonunda , bu başarılarıyla , bütün dünyada İslam alemine gerçek bir model olabilecektir …Türkiye İslamcıları ılımlı olarak politik sisteme entegre eden ilk Müslüman ülke olacak”
Öteden beri Atatürk’e karşı olan Fuller “eski Türk modelinin,aslında hiçbir zaman bir model olmadığını ,Mustafa Kemal Ataürk’ün “parlak reformlarına rağmen, kamu alanında İslamiyet’i bastırdığını ve Batılı seçkinlerin de İslam’ı aşağıladıklarını,. Atatürk’ün aslında kültürel “lobotomi ” ameliyatıyla beynin yarısını alıp çıkardığını,e Osmanlıdaki Türk- İslam sentezinim tarihteki parlak başarılarının unutturulduğunu söylüyor. Ancak, Ona göre , terazide Ilımlı İslam daha ağır basmakta’,ve Türkiye’nin İslami geçmişi gittikçe kamu düzenine entegre edilmekte. Bu ona göre sağlıklı bir uzlaşma olacak. Ve “ Türkiye en sonunda İslamiyet’in geleceği için gerçek modeldir”
Fuller’in n bu görüşleri ve diğer söyledikleri tartışılmaya muhtaç ve tartışılacak. Ama şimdi bu kadarına büyük bir “mim” koyun.
Erdoğan ,açıkça söylemese de , AKP ve yalakaları bu yazıdan çok hoşlanacaklar,çok ahkam çıkaracaklar. Hele şu sırada Yaşar Büyükanıt Paşanın “Atatürkçü Düşünce sistemi” tanımından tedirgin olan, alttan alta Atatürk’ü ve reformlarını eleştirmeye başlayan “yarasalar”! …
Çok netameli bir r yol ayırımına geldik; iyi ki Çankaya’da Sezer ve ülkede Türk Ordusu var! Sezerden sonra ve TSK ,AB kriterlerine göre etkisiz hale getirilirse ne olur? Buna da bir “mim” koyun.!
Yayın Tarihi :
4 Ekim 2004 Pazartesi 18:20:06