Ahmet (neden, nasıl) “Türk” Samsun’da bir yumruk yedi... PKK’ya, bölücülere BDP’ye ve yardakçılarına mazeret, fırsat çıktı... Zaten, öteden beri, Türkiye’nin her yöresinde yapılmakta olan, havai fişekli, Molotof kokteylli eylemler yeni ivme kazandı... Bir kısım medyada bunlar adeta mazur görülmekte! Komplo teorilerine inansaydım, bu “yumruğun” “Ergenekon işi” olduğunu veya PKK’yı haklı kılmak, Ahmet’i kahramanlaştırmak için bir provokasyon olduğunu söylerdim.
GENE SAMSUN
Önceki gün PKK, Samsun’da çapraz ateşle, iki Polisimizi alçakça şehit etti... Muhakkak, “Yumruğa” karşı, pusu ve de kışkırtma! Ahmet bunun yediği yumrukla “ilişkilendirilmemesini” istemiş. İddia, bu saldırının, APO’nun ve dağdaki vekili Karayılan’ın bilgisi dışında yapıldığı... Külahımıza anlatsınlar...
TAKTİK
Yeni taktik; Erdoğan’ın “Kürt Açılımı” kapsamında “barışçı çözüme” halel vermemek için, “valla biz yapmadık onlar yaptı veya TİKKO yaptı” demek... Onlar kim? Reşadiye saldırısından sonra da öyle olmadı mı?
APO’nun vekili Murat Karayılan, Kandil dağına giden Habertürk yazarı Amberin Zaman’a; “bir hükümet yetkilisinin” Öcalan ile açılımı görüştüğünü söylemiş... Karayılan’a göre söz konusu “Devlet temsilcisi”, Öcalan’ın açılım konusunda daha önce hükümete sunduğu “yol haritası” çerçevesinde “müzakere edilebilecek tartışmaların başlayabileceğini” ifade etmiş. Ama gerisi gelmemiş.
Aslında, “Devlet Yetkililerinin”, daha doğrusu, hükümete bağlı bir kurumun bazı yetkililerin, Öcalan ve hatta Karayılan’la temas ettikleri yeni bir iddia değil.MIT de bazı eski görevliler - hep bunu önerirler ve muhtemelen, eşkıya başı İmralı’ya tıkılmadan önce ve sonra , “temasları “ sürdürmüşlerdir! Eski bır MİT müsteşar yardımsı Öndeş hep söyler ve yazar.
Sormanın sırasıdır: APO neden idam edilmedi, gerektiğinde “istimal” edilmek üzere rafa kaldırıldı? Konforuna ve yaşamasına neden bu kadar itina ediliyor? “Açılım” zihniyetine göre, pek de yadırganmaması lazım!
ABD YANI
Karayılan’dan bir iddia daha: Amberin Zaman’a demiş ki: “Bizim Amerikalılarla hiç işimiz olmadı. Ancak birkaç yıl önce gelmişlerdi. 2004 yılıydı, izinsiz girdiler. Arkadaşlar taradı. Bir kişi vuruldu.”
Soru: CIA, neden Karayılan’la temas arar? Hem bu temaslar yeni de değil! ABD’nin geçmişte havadan paraşütle ve karadan, silah ve lojistik yardımı yaptıkları “açık bir sır” !..
PKK NE İSTER?
Fakat işin bam teli: Zaman, Karayılana sormuş... PKK ne istiyor diye? PKK, hep belasını ister, ama şimdilerde Karayılan’a göre ne bağımsızlık ne de federasyon istiyor. “Biz Türkiye sınırları içerisinde, demokratik ülkede yaşamak istiyoruz” diyor. Anayasa’ya Kürt sözcüğünü de koymaya gerek yokmuş. Anayasa’nın 66. maddesindeki “Vatandaşlıkla Türkiye’ye bağlı herkes Türk’tür” ibaresi yerine “Herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır” denilse bu Kürtleri tatmin edecek!
Bu da şu sırada “Barış” uğruna yutturmanın, yeni versiyonu. Hem, TC’nin savunması bu kadar zaafa uğramış ve “Büyük Kürdistan” gerçekleşirken PKK’lı bölücüler 66. Maddeyle yetinecekler... Ama arkasından “anadilde eğitim” ile Türk milleti ve Türkiye, fiilen bölünecek! Türkler, aslında buna inanacak kadar aptal değil fakat “Büyük Oyun” karşısında aciz durumda. Yalakalar, yandaşlar ve yanaşmalar güçlü. Her platformda endazesiz konuşuyorlar!
Bir söz de aydın profesör önceki akşam “PKK’yı kınayamam” dedi ve programı yöneten Ruhat Mengi ve bazı dinleyiciler, telefonla sordular “Neden kınayamazsınız?” diye. Cevap; çünkü PKK resmi örgüt, muhatap değilmiş. Siz “aydın” yutturmacasına bakın! Pekâlâ, PKK’yı görmezlikten gelirsek, kaybolur! Fakat kaybolup gidecek mi? Hayır; APO ve dağdaki vekili Karayılan, olmak istediği yere oturacak ve “barış” müzakerelerinde muhatap olacak!
HANGİ "KARAYILAN"
Molla Mehmet Karayılan, Kurtuluş Savaşında, Antep’i “Gazi” yapan mücadelede kahramanca çarpışan ve şehit olan bir efsanedir.
Kurtuluş Savaşı esnasında Ayıntap-Maraş havalisinde Mustafa Kemal’in emriyle görev yapmış olan babam Kılıç Ali’ye atfedilen bir yerel türkü var: “Getirin göreyim. Karayılan nasıl bir yiğit adammış bileyim. Üç kızım var, birini ona vereyim.” Asıl kahraman Molla Mehmet Karayılan’ın ruhu şad olsun! ***
Mehmet Karayılan kimdir ?: (1888, Besni, Adıyaman - 1920, Gaziantep) Türk milis askeridir. "Gaziantep savunmasının kahramanı" olarak anıldı. Yaşamı şiirlere, türkülere ve halk edebiyatına konu oldu. Nefer olarak I. Dünya Savaşı'na katıldı. Fransızlarla işbirliği yapmaya çalışan Baylanlı Aşireti'ni ortadan kaldırdı ve Fransızların saldırısı karşısında, Kılıç Ali ile birlikte Gaziantep bölgesini kurtarmaya karar verdi. (1919) Kilis-Antep karayolundaki çarpışmalara katıldı; bölgeye zarar veren Çamlı Kel Ahmet ve çetesini ortadan kaldırdı (1920 Şubat). Bostancık'ın arkasında bulunan tepede Fransızlara karşı başarılı direniş hareketlerinde bulundu (1920 Mart). Antep'e girdi ve "Mağrabaşı" ile "Kurbanbaba" çarpışmalarına katıldı (1920 Nisan). 24 Mayıs 1920 tarihinde, içteki hainlerin davet ettikleri Batı emperyalizminin temsilcisi Fransızlar tarafından Samsaktepe'de şehit edildi.
Mustafa Kemal Atatürk, 6. Kasım 1919 günü Diyarbakır, Erzurum, Van, Bitlis, Harput vilayetlerine ve 13. Kolordu ile 15. Kolordu komutanlıklarına gönderdiği şifreli telgrafında, İNGİLİZLERİN HİMAYESİ ALTINDA OLAN "KÜRT DAYANIŞMA DERNEĞİ" NİN zararlı girişimleri konusunda bilgi verdi: "Bu derneğin ayrılıkçı çalışmaları ile, Kürtlerin Ulusal Direniş karşıtı gibi gösterilmeye çalışıldığı İstanbul'dan bildiriliyor. Doğu Anadolu'nun asil bir unsuru olan Kürt kardeşlerimizin, Anadolu'dan ayrılmaz bir kıtasında, bütün inanç ve sadakatleriyle bu vatana bağlı bir millet oldukları, ulusal girişim ve örgütlerin en sadık ve kuvvetli bir kolu bulundukları ortadadır. Bu gibi zararlı propagandaların saltanat katında (VAHİDEDDİN VE BATI EMPERYALİZMİ YANLISI İSTANBUL HÜKÜMETİ) ilgi görmesi üzüntü vericidir. Kürt kardeşlerimizin Ulusal Güçlerle birlik olduklarına, bu vatandan hiçbir şekilde ayrılmayıp sadık kalacaklarına ve Kürt dayanışma derneği'nin ayrılıkçı hareketini lanetlediklerine dair, Kürt ağalarına ve eşrafına durumun anlatılması suretiyle İstanbul Hükümetine, temsilcilere (Anlaşık Devletler temsilcileri) telgraflar çektirilmesi rica olunur."
(Alıntı: "Atatürk'ün Bütün Eserleri" Kaynak Yayınları. cilt: 5, sayfa: 108)