7
Haziran
2025
Cumartesi
ANASAYFA

Kırmızı alarm

Dünyanın en iyi korunan devlet-hükümet ve siyaset adamı her hâlde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dır. En fazla “kırmızı alarm” verilen de odur.

Atatürk ve İsmet Paşa bile bu kadar büyük koruma ordusu tarafından korunmamışlardır. Onları belki iki, nihayet üç polis korurdu... Bazı suikast ihbarları alındığı halde... Ve hatta “İzmir Suikastı” olayından sonra da böyle kaldı...

“Silahın var mı” diye sorulduğunda, “Sizi korumak için önce canım var” diyen emir subayları ve çevresi onu canları gibi korudular.

***

Mustafa Kemal Paşa, bir akşam Park Otel’deki odasında maiyetiyle beraberken, elektrikler bir kaç dakika sönüp de tekrar geldiğinde ortadaki manzara şu: Yanındakiler ellerinde tabancaları, hepsi birden vücutlarını ona kalkan yapmışlar, kurşunlara hedef olmaması için... Atatürk sokaklarda yanında bir koruma ile dolaşır, üstü açık otomobilini bir motosikletli polis takip ederdi. Florya’da denize halkın arasında, yanında koruma olmadan girer, “Beni halkım korur” derdi...

Yanlış anlaşılmasın, bunu yadırgamıyor ve çok görmüyoruz. Şartlar, tehlikeler değişti. Şu sırada tehditler her yönden o kadar fazla ve herhalde çok ihbarlar ve istihbarat alınıyor ki boyuna “kırmızı alarm” veriliyor. TC Başbakanının gözümüz gibi korunması gerek. Ufacık bir ihmal, boşluk bir Türk Başbakanının menfur bir suikasta uğramasına imkan verebilir.

***

Erdoğan’ın rahatsızlığının habis olmadığı kadar, hayatının da sıkı korunması bütün sağduyulu vatanseverleri memnun eder. Ona yapılacak bir saldırı, devlete karşı bir saldırıdır. Ona ve iktidarına ne kadar karşı olursak olalım, önce bir Türk’ün ve hükümetin başının menfur bir saldırıya uğramasını nefretle karşılarız. Muhalefet de asla böyle bir şeyi arzu edemez.

İşin insani yönü bir tarafa şu bağlamda Allah saklasın Erdoğan’ın sağlık veya suikast nedeniyle siyasetten çekilmesi, ülkeyi alt üst eder ve dengeleri bozar. İktidar kavgası başlar. Suikastçıların da öncelikle PKK’nın, Erdoğan’a karşı bu maksatla bir tertip içinde oldukları akla gelebilir. Zira bölücüler böyle bir durumda, iç savaş için müsait bir zemin bulmuş olur. Önceki gün Ankara’nın ortasında, Başbakanlığa kısa bir mesafede patlatılan “ses” bombası da olsa, bir ihtardır...

Fakat Erdoğan, kendi söz ve tabirleriyle boy hedefi olmuştur. Hep “ben, benim” demekle, adeta “Devlet benim” diyor. Partilileri de AKP’nin alternatifi olmadığını iddia etmektedirler. Bu “megolamani”dir. Bir AKP’li “AKP öksürürse ülke zatürre olur” diyecek kadar işi ileri vardırdı. Bu yüzden de çeşitli suikast heveslileri Erdoğan yoluyla devlete vurmak isterler. Erdoğan’ı büyük bir halk kesiminin sevdiği malum. Korunmasında onlara da güvenmek gerek ama yetmez, bütün tedbirleri elden bırakmamak lazım. Dediğim gibi sadece bir insanın hayatı söz konusu olduğu için değil, şu sırada devleti ve onu korumak için de Başbakan en iyi şekilde korunmalı, sağlığı üzerinde duyarlı olmalıyız. Fakat Erdoğan neden şimdiye kadar olduğundan fazla tehdit altında. Bunu da düşünmeliyiz...

***

Musibetten nimet doğar derler... Suikast iddiaları ve buna karşı tedbirler, Erdoğan sevgisinin tezahürüne vesile oluyor. Bu da bir siyaset ve hükümet adamı için sevinilecek bir şey. Siyaset alanında Erdoğan’a ve iktidarına karşı olan bizler de bu düşüncelerle sağlığının iyi olmasına dua ediyor ve çok sıkı korunmasını destekliyoruz. Onu ve devleti önce Allah korusun ama önlemler de elden bırakılmasın...
 

Yayın Tarihi : 7 Mart 2012 Çarşamba 10:02:23


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
yasar ertas IP: 94.135.148.xxx Tarih : 7.03.2012 21:11:54

korumalar cok iyi  kirmizi alarmda olabilirler  bir sade vatandas olarak ilk fikrim bunca kisi bu iste calismakta bu calisanlar kismetlerini hayatlarini   aile fertlerinin yakinlarinin bu isle risklerini kazanmakta hayatlarini devam ettirmektedir emeklilik te vs. bu ayni durum devam etmekte bu kismetler zinciri böyle iyi demek etmekte   sayin kilic"in yazdigida yerinde  dikkat ceken cok kirmizi alarm bu kiside cok görünmekte ama bu zamanda teknik o kadar kuvvetliki kirmizi alarm degil bilmem ne olsun nafile lafimiz tabiri kafayabiri birisini takmasin  genede esegini saglam kaziga  sen bagla kacarsa kacsin

sayin basbakan gecmislere göre daha cok koruma kirmizi alarm ihtiyaci olmakta   zaman asimi rol oynamakta (eskiden bir tv. reportajinda bir tane mikrofon vardi simdi sayisi belli degil misali) en uzun tek parti olarak basta bu partinin kalmasi bu kaldikca problemler cözülmedikce  cözülenler vardir tabiki bunca zamanda az  görünür az sayilir insan oglu memnunsuzlugu ortaya bir cok sebeblerle cikarabilir " zaten bunu basbakanimizda itiraf etti  ustalik dönemimiz basladi " simdi isler tam olamiyacagina göre nasil bu ustalik diyenler cikacak buda rol oynayacak her ne derse densin bir seyler degistirilmek istenmekte bu degisiklerde rahati kacanlar olmakta buda rol oynamakta vs.vs. bu konular ardi ardina gelmekte  kirmizi alarm kacinilmazda  Türk filminde Sayin ILAS SALMAN"ninbir filmi vardi bir yere memur ataniyor dogru calismak istiyor basi beladan kurtulmuyor  oda isi düzeltemiyor ama kirmizi alarm"i kendi kendine  cekti sonu nos ile bitti

Sayin yorumcu Barut CHP gibi muhalefet AKP"nin iktidarda kalmasinda ne kadar faydasi rolü varsada   AKP"de sadece CHP nin yönünden iktidarda degildir CHP iyi muhalefet vs.yapamakta tabiki randimanli degildir randimanli olmasida artik gerekir Onlar caga zamana ayarlayamazlar ise kurt kocasin köpegin maskarasi olsun gör o zaman bizi kafasiyla devam ederlerse coook beklerler

 


K. Mükremin BARUT IP: 78.162.224.xxx Tarih : 7.03.2012 11:13:00

DURUP DURURKEN : "Erdoğan’ın rahatsızlığının habis olmadığı kadar, hayatının da sıkı korunması bütün sağduyulu vatanseverleri memnun eder. Ona yapılacak bir saldırı, devlete karşı bir saldırıdır. Ona ve iktidarına ne kadar karşı olursak olalım, önce bir Türk’ün ve hükümetin başının menfur bir saldırıya uğramasını nefretle karşılarız. Muhalefet de asla böyle bir şeyi arzu edemez."

Bir köşe yazarının durup duruken, yukarıdaki konulara odaklanmasını neye yormak lazım? Hele ki iktidara geldiklerinden beri, AKP ve ERDOĞAN aleyhine duruş sergilemiş bir varlık göstermişse.

"Allah saklasın Erdoğan’ın sağlık veya suikast nedeniyle siyasetten çekilmesi, ülkeyi alt üst eder ve dengeleri bozar." diyor. Bu bir yorumdan çok sayın yazarın temennisine benziyor. Ama ne tuhaftır ki satrı arasında da şu tespit ortaya çıkıyor. Kendince Cumhuriyet ve Atatürk düşman ilan ettiği AKP hükümetinin istikrar ve dengeyi sağladığını da bir bakıma itiraf etmiş oluyor. Demirel, Ecevit, Baykal, Çiller, Mesut Yılmaz'ın yarattığı istikrarsız dönemleri gören bu millet işte bu nedenle AKP'yi yüzde ellilere taşıyor. Ölüm gösterildi. Sıtmaya razı olduk.

Kürtler'e gelince, istikrarsızlık çıkınca onlar da meydana çıkar düşüncesi akıl ve izanla bağdaşmıyor. Çünkü taleplerini istikrar varken de dile getiriyorlar.Biz muhalefeti bu düzeyde sürdürürsek, elbette adamlar kendilerini alternatifsiz göreceklerdir.

Hala anlamadınız mı? CHP, AKP'nin nimetidir. Allah her iktidara CHP' gibi bir muhalefet nasip etsin.

AKP kendisinin yolunu açan 28 Şubat'a dua etsin.

Tarih içinde yaşanırken yazılamıyor. Birincisi; içinde yaşarken objektif olamıyorsunuz. ikincisi ise; ancak üzerinden on-yirmi yıl geçtikten sonra olaylara tam anlamı ile projeksiyon tutabiliyorsunuz. Bundan yirmi sene sonra bu günlerin tarihi yazıldığında, anlaşılacak ki; bu gün birbirinin karşıtı gibi görünenler, aynı oynun aktörleriymiş.Saygılarımla.K. Mükremin BARUT