“Mahşerin Süvarileri” dışarıdan ve içerden dörtnala, saldırı halindeler. İlk hedefleri Türk Ordusu! Çünkü biliyorlar ki, Orduyu “mağlup” ederler, etkisiz hale getirirlerse gerisi kolay; güçsüz kalan Türkiye Cumhuriyeti ve tabii Türk milleti, şimdi yığınakta hazırlanan, hatta başlayan diğer saldırılara fazla dayanamayacak!
Bu, asırlardır milletimize karşı oynanmakta olan “Büyük Oyunun”ve bağlantılı olarak, “Büyük Kürdistan” – “Büyük Ermenistan” oyunlarının parçaları. Yabancı devletler “Türk korkusundan” ve “kompleksinden” hiç kurtulamadılar… Hatta soğuk savaş döneminde, Türkiye ve Ordusu, Sovyet tehlikesine karşı NATO’nun en sağlam kalesi olduğu yıllarda bile. O “dostluk –stratejik ortaklık” devirlerinde de “Ralph Peters haritası” diye anılacak olan, Türkiye’yi Ermenistan ve Kürdistan’la bölmek projesini yeniden hayata geçirmişti…”Yeniden Hayata geçirdi” diyorum, çünkü aynı “Harita”, daha önce, 1896’da ABD Kongresine sunulmuş ve sonra da, Sevr’de gene ortaya çıkarılmıştı… Oyun eski; Güçlü Türk milletinden hep korktular!
Soğuk Harp döneminde NATO Başkomutanı General Haig, kendisine “Sovyetleri yıkmak için, Orta Asya'daki milyonlarca Türkü neden kullanmayız?” diye soran genç subaya: “Kullanabiliriz, ama sonra bizi Türklerden kim kurtaracak” diye yanıt vermişti.
Bugün olanları -“Mahşeri” olağan atlılarının ne yapmak istediklerini – teferruat olmaktan çıkmış “şeytancıkları” anlamak için Tarih bilgisi ve şuuru gerekiyor! Anlamamak için de, gaflet ve ihanet!
Bu “şuurda”, yabancı hasımların, Türkleri dize getirmek için, her şeyden önce, içten içinden çökertmek ve Türklerin silahlı gücünü zaafa uğratmak olduğunu hatırlamak da vardır!
Bu tarihi gerçek TC’ni “korumaya-kollamaya” ant içmiş Türk komutan ve askerilerini, “Ergenekon kapsamında” TC’ni yıkmaya teşebbüs etmekle suçlamak bir paradokstan öte. Hiç de teferruat olmayan bir şeytanlık!
Bugün “laik- üniter ulus devlet” açıkça ve yakından tehlikede… AKP iktidarı bu eylemelerin, odağı olduğu hususunda hüküm giymiş… Daha öncelerde, 28 Şubat 1997’de, Erbakan ve Refah partisi, TC’nin bitirmek , “kanlı mı - kansız mı olacak” diye “kadayıfının altının kızarmasını” hazırlarken, TSK müdahale etmeyecek de, ne yapacaktı? O müdahale “darbe” değildi, gericiliği durdurmak için gerekli bir hareketti… Ama maalesef yetmedi, “saldırı” devam etti! Asıl sormak gerekir: O “balans ayarı” hatta 12 Eylül Müdahalesi yapılmasaydı, siyasetçiler aciz kalınca neler olurdu? Şimdi getirildiğimiz bu yerde, o zaman olurduk! Hevesleri kursaklarında kalan “Mahşer atlıları” şimdi, TSK’den TC’den intikamlarını alıyorlar ve şu sırada emellerine ulaşmış gibiler…
“Balyoz"- " ıslak imza" vb, teferruat – bahane – şeytanlık! Azı dişleri de göründü; bu müsait ortamda Anayasa değişikliğiyle “laik ulus devlete” son verirken, YAŞ kararlarının sivil yargıya tabi tutulmasıyla, Ordunun geleneksel iç hizmet düzenini de, ortadan kaldıracaklar… Malum medyada “Yaş Kararlarının yıktığı aileler – bazı dindarlar tasfiye edildi” edebiyatı başladı. YAŞ kararıyla, ordudan çıkarılanlar, eğer sivil Mahkemelere başvururlarsa TSK’nin iç düzenine- kurallarına ve disiplinine olacakları siz düşünün!
“Mahşerimizin" ezeli bir atlısı da, “Soykırım iddiaları" ve bu konuda, sözde aydınların ihaneti! Bu satırlar yazılırken, sözde “Türk” aydınları unumla “Soykırımı Yasasının” ABD Kongresinde kabul edinmesini bekliyorlar! Açık söyleyeyim, ben aldırmıyorum; geçse, ne yazar- geçmese ne yazar! … Biz Türkler, kendimizi hep, ispat etmek zorunda mıyız ki, korkuyoruz. “Aman geçmesin” diye ABD nezdine heyetler gönderiyoruz! Ancak bu vesileyle, ABD’nin ve AB’nin, nereye kadar dostumuz olduklarını anlamamız gerek!
Evet, “Mahşerin” iç ve dış atlıları, şu sırada TSK’ni dize getirdik diye zafer naraları atmaktalar… Gün uğursuzların!
Bazı vatansever yazarlar da, Çiçek imzası “ıslak” çıktı diye, bu konuda eski yazdıklarından dolayı, adeta mahcuplar!
Öteki taraftan Bayramoğlu “Kaybedenler, takılanlar, yaşlananlar…” diye herhalde, Orduyu ve Cumhuriyeti, savunanlardan söz ediyor. Açık söyleyeyim: ben mahcup değilim – yaşlı olsam da, hala dimdik Ordunun yanındayım! ”Takıntılar” dedikleri, “ordunun vesayetinden kurtulmak ve değişime karşı çıkmamızsa” asıl bunlar, Yargı reformu - Anaysa değişiklikleri vb. millete yutturmaya çalışacakları şeytanlıklar…
İnanıyorum ki Türk Milleti sonunda kendi makûs kaderini yenecek kadar idrak sahibi ve güçlüdür. Benim şu sırada gönlüm, General Saldıray Berk’ten, Başsavcı İlhan Cihaner’den, Albay Recep Gençoğlu’dan ve diğerlerinden yana! ***
YAKIN TARİHİNİ OKUMAYANLAR VE BİLMEYENLER - veya da bilmezlikten gelen gafiller -, YETKİLİ OLARAK VE DE MENSUP OLDUĞU PARTİSİNİN SİYASÎSİ OLARAK, BUGÜN DALDIKLARI BAĞNAZLIK VE HURAFELER İÇİNDE, "yasallaşan ermeni soykırımı tasarısına karşı" KENDİLERİNİ VE MİLLETİNİ SAVUNMAKTAN ACİZ KALIRLAR.
Kadın Doğum hastahanelerine buyruğumdur! Bu yıl doğacak çocukların adı saldıray ve cihaner olacaktır! Analara ve babalara duyrulur! ulan kılıç oğlu kılıç Altemur senin sakaryadakı kılıcını saygıyla selamlıyorum!!!
çagdaş demokrat türkiyede yobazçağdışı fikirlerinizi kınıyorum.herşey şeffaf olmalı gizli saklı olmamalı .bizde bu vatanın evlatlarıyız.
Bende, bugün ve bugünden sonra doğacak çocukların adlarının Kılıç, Asaf, Elbistan, Kahraman, Antep, Cumhur, Atasever, Hürriyet olmalarını önereceğim..
osman uçar'ın yorumuna hitaben:
-yobazçağdışı ne anlama geliyor ? -anlaşılamadı-
-"Çağdaş Demokrat Türkiye'nin" ifadesinin açılımı nedir ? -anlaşılamadı-
Benim, bugünkü "Kent Haber"in belirttiği haberler çerçevesinde, yoruma açık sorularım:
1)"Diyarbakır Karıştı": Kim, kimi, kimin hesabına karıştırıyor ?
2) "Tebliği anında bunlar oldu" : Kim, kimi, kimin adına sorguluyur ?
3) "öcalan yine konuştu" : Bu kişi, kim ki, kimin hesabına konuşma cüretinde bulunuyor ?
4) "ismailağadan akp'ye sert -balyoz gibi- sert uyarı" ismailağa kim ve kimden güç alarak iktidar partisini eleştiriyor ?
SON - VURGULAMA OLARAK - BENİM SORULARIM:
1) BÜTÜN BU GELİŞMELER, -HELE DE BUGÜN yasallaşan ermeni yasası doğrultusunda - BATI EMPERYALİSTLERİNİN, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN KURDUĞU BUGÜNKÜ TÜRKİYE CUMHURİYETİ'Nİ YIKMAK İÇİN GÖSTERDİĞİ ÇABALARDAN BAŞKA, NE OLABİLİR Kİ ?,
2) BUGÜNKÜ MALÛM SİYASİLER, YIKILMA NOKTASINA GELEN TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KURTARMAK İÇİN HANGİ DÜŞÜNCE VE GİRİŞİM İÇİNDEDİRLER ?