Ordu Millete Karşı “Bedelli” Askerlik!

Başbakanın başkanlığında toplanan “Ekonomik Koordinasyon Kurul” toplantısında “Memur-Sen” sendikası, küresel ekonomik krizin Türkiye’ye olası etkilerini azaltmak amacıyla, “Bedelli askerlik” uygulamasının, yeniden gündeme alınmasını teklif etmiş!

Memur-Sen yöneticileri, “Niceliksel büyüklük yerine silahlı kuvvetlerin, hareket ve sonuç alma kabiliyeti açısından yüksek niteliğe sahip olması sağlanmalıdır. Bu çerçevede profesyonel askerlik kavramı ve bedelli askerlik uygulaması, yeniden gündeme alınmalıdır” diyorlar! Akıl hocaları kim? Ve maazallah, “Memur Sen” yöneticileri ordunun “niteliklerinin” ne olması gerektiğini, Genelkurmay’dan daha mı iyi biliyorlar! Ama kendi çıkarları ve “profesyonel” getirileri herhalde, daha ağır basıyor! Böyle olmasaydı, Türk Milletinin başka hiçbir ülkede bulunmayan, “Ordu-Millet” geleneksel değerini yok edecek böyle bir teklifi yapmazlardı! Bu gafletten de öte bir şey!..

ŞİMDİLİK…

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, bedelli askerlik tartışmalarına, “şimdilik” noktayı koymuş: “Bedelli askerlik için herhangi bir kanun çıkarmaya gerek yoktur. Kanunlar bedelli askerliğe imkân vermektedir. Ancak bedelli askerlik yapılabilmesi için Genelkurmay Başkanlığının, Milli Savunma Bakanlığına, ‘bundan daha fazla askere ihtiyacımız yok’ demesi gerek! Yoksa şu anda kanunda bu hükümler var, ama bedelli askerlik ‘şimdilik’ söz konusu, değil!”

Bedelli askerlik kanunda -rafta-; ihtiyaç halinde kullanılacaktır. Ne var ki bu konu sadece ihtiyaç meselesi değildir ve bedelli askerlik “Profesyonel Ordu” zorunluluğuna da bağlı değildir. Yani hem “milli ve eşit” askerlik hizmeti devam eder, hem de ordu profesyonelleştirilir. Bunu da Genelkurmay, bir süredir zaten yapmakta.

0RDU-MİLLET

“Ordu Millet” anlayışının geleneği, Türk milletinin, başka milletlerde olmayan, üstün ayrıcalığıdır! Türk milletinin bağımsızlığını ve var oluşunu, bu üstünlük sağlamıştır. Bu kavram şimdi “Bedelli askerlik” gündeme getirilerek yozlaştırılmak isteniyor! Bu gaflettir. Memur-Sen’in bu teklifi, liboşların, “liboşelerin”, öteden beri var oluşumuzun temellerinden olan bu geleneği ve olguyu yozlaştırmak ve böylelikle Türk milletinin en önemli savunma gücünden, mahrum etmek çabalarına denk düşüyor! Yoksa sendikanın uzman akıl hocaları onlar mı?

Bu “milli” sözünden nefret eden “sözde aydınların biri”, malûm Taraf’ta, sıfatının ‘milli’ olmasına takılıyorlar ve “Ordu Millet” anlayışını, Cumhuriyetten sonra, Mustafa Kemal’in “pekiştirdiğini” söylüyorlar. Doğru; Mustafa Kemal, İsmet ve Fevzi Paşalar “Milli Ordu” dediler ve “asker ocağını” eğitim yuvası olarak tanımladılar. Ve gene doğru; bu anlayışa göre Millet, ordugâhtı ve ordu millete değil, millet orduya hizmet edecekti. Bu da doğru. Millet orduya hizmet etmezse, edemez hale getirilirse; Ordu da milleti savunamaz...

ANLAYIŞ FARKI

Acaba buna inanan ben -bizler- mi, yanlış düşünüyoruz; çağdışı mıyız? Bizler için askerlik görevi, görevlerin en kutsalı ve onurlusu idi! Askerlik yapmayanlara, “kız verilmezdi”! Ben şahsen, askerlik yapamasaydım, kahrolurdum! Çok şükür bugün evlatlarımız bu kutsal görevi yapmaya sevinçle, davul zurnayla gidiyorlar. Ne acıdır ki bugünkü “liboşluk havasında” bazı gençler, sahte raporlarla, rüşvet vererek, askerlikten kaçmanın yollarını arar ve bulur oldular!

Mustafa Kemal 1927 Kasımında; “Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir... Ordumuz; Türk topraklarının ve Türkiye idealini tahakkuk ettirmek için sarf etmekte olduğumuz sistemli çalışmaların yenilmesi imkânsız teminatıdır” demişti...

Bugün, her zamankinden fazla!***